14 -Küçük Bir Oyun-

16.5K 1.6K 815
                                    

İçeri girdiğimizde İsimsizler çoktan sahnedeydi. Great Gable - Drift çalıyordu. Onur her zamanki gibi konsepte uygun giyinmemiş, bebek mavisi bir tişört giyinmişti. Yine dizleri yırtık koyu bir pantolon, ayağında da kirli siyah converseleri vardı. Aslında yazılmamış kuralı yıkan tek kişi ikimiz değildik. Gruplarında kimse renksiz tişört giyinmemiş ya da beline gömlek bağlamamıştı.

Onur'un asık suratı gitarındaydı ve yukarı kalkmamaya yeminli gibiydi. "Sence nasıl bu kadar emin oldu?" dedim İrem'e ona bakmadan.

"Olmadı ki. Sonuçta sen gelmeseydin ya da o tişörtü giymeseydin de bir şey olmayacaktı." Yani, haklıydı. "Ve bence dün bilerek sana renkli giyin dedi. Bunu giyinip giyinmeyeceğini görmek istedi." dedi İrem omzuma asılıp gülümseyerek. Gözlerimi tekrar sahneye çevirdim. Beni hala fark etmemişti çünkü kafasını asla kaldırmıyordu.

"Bir problem mi var acaba?" dedim merakla sahneyi izlemeyi sürdürerek. "Bana öyle bir şey söyledikten sonra kafasını hiç kaldırmaması garip." İrem omzumu sıvazladı.

"Geç kaldık, sahneden inmelerine 15 dakika falan kaldı. Gelmeyeceğini düşünüyor." Ofladım.

"Neden o kadar çok oyaladın ki beni?" diye homurdandım.

"Sen o kadar geç duş almasaydın bu kadar geç kalmazdık."

"Ben duştan çıktığımda konsere 15 dakika vardı." dedim kaşlarımı çatarak. "Evden buraya yürümek 20 dakika sürüyor, senin highlighterınla uğraşmasaydık bu kadar geç kalmazdık."

"Sana kıpırdama demiştim." diye homurdandı. Atışmalarımızdan ötürü zaten gecikmişken birde highlighterın şişesi suratıma düşünce İrem uzun bir süre beni temizlemeye çalışmıştı. Hala parladığıma kalıbımı basarım.

Sahnedeki bedenin bal rengi gözleri sonunda gitardan kalkıp kendini gösterdi, ağır ağır gezindi kalabalıkta. Sonunda gözleri gözlerime takılıp kilitlendiğinde gülümsemeye çalıştım. Beni yukardan aşağı dikkatle süzdüğünde utançla arkamı döndüm, sonra neden böyle yanlış anlaşılmaya müsait bir hareket yaptım diye ellerimi yüzüme attığım sırada gitardan çıkan çirkin ses tüm barda yankılandı. Omuz üzerinden geriye baktığımda tüm grup üyeleri Onur'a bakarken Onur kıpkırmızı olmuştu. Onur da dahil hepsi çalmaya devam ederken izleyenlerin gülmeye başlaması ve herkesin hep bir ağızdan konuşması müziği bastırmaya başlamıştı.

"Aşık olmuş!" diye bağırdı biri yüksek sesle. Bu yine herkesin kahkahalarla gülmesine sebep olurken nasıl karşılıyor diye Onur'a tekrar döndüğümde başını eğebildiği kadar eğdiğini gördüm.

"Benim yüzümden." dedim İrem'e doğru. "Arkamı döndüğüm için şaşkınlıktan dikkati dağıldı."

"Utandığın için yaptığını anlamıştır, problem olmaz." dedi omzumu sıvazlayarak.

"Sorun bana kızıp kızmaması değil." dedim. "Şu insanlara baksana, dalga geçiyorlar."

"Sevdikleri ve sevimli buldukları için yapıyorlar ve Onur bunun farkında. Şu an muhtemelen utancından böyle yapıyor."

Yaklaşık beş altı dakika sonra sıra başka bir gruba geldiğinde sahneden indiler, bir masaya yerleştiler. "Bera nerde bu arada?"

"İzinli." Sırıttı. "Yakında öğrenirsin."

"Ne-neyi?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Omuz silkti.

"Ben biraz dans edeceğim." deyip sandalyeden kalktığı gibi ayakta olan kalabalığa karıştığında şaşkınlıkla elimi arkasından uzattım ama yakalayamadım, sonunda geri döndüğümde sandalyesinin çoktan dolduğunu fark edince kıpkırmızı oldum.

İsimsizler (Gay) Where stories live. Discover now