30 -Bulantı-

13.1K 1K 273
                                    

Şimdiye kadarki tahminlerin hepsi yanlış. Zaten doğru tahmin eden olacağını sanmıyordum çünkü çok aşırı ufak belirtiler var, ancak sallayarak tuttururdunuz. (Bu arada hoşlanılan kişi Onur ya da Hazar değil.)

Bir yumruk. "Ne hakla orospu çocuğu?" Bir kükreme. Yere devrilen bedenin üzerine yerleştikten hemen sonra ikinci bir yumruk.

İnsanlar ağır ağır şoktan çıktı, ilk tepkiyi kekonun arkadaşı verdi. Onur'u sırtından ittiğinde Onur yüz üstü toprağa gömüldü. Hemen o sırada Ata çocuğun suratına bir yumruk geçirdi, Doruk ve Barlas Onur'u dirseklerinden yakalayıp ayağa kaldırdı. O sırada Cem de Ata'ya katıldı.

Bera şimşek hızıyla aralarına girip çığlığı bastı. "Durun! Durun hepiniz!" Ata ve Cem'i çekiştirdi, hemen sonra kardeşini ensesinden yakaladı.

"Bırak!" diye kükredi Onur. "Öldüreceğim o piçi! Bırak!" İnsanlar tuhaf tuhaf onları izliyor, bazıları ise cıklayarak yürüdükleri yönü değiştiriyordu.

"Polis çağırın." dediğini duydum eli ağzında çocuklu bir kadının.

"Onur yürü!" diye bağırarak bastırdı onu Bera. "Yürü!" Kardeşini çekiştirip diğerlerini gözleriyle uyardı sadece. O sırada İrem çekiştirerek kaldırdı beni.

"Polis gelir birazdan. Kalk." dedi çekiştirerek beni titrek bir sesle. Grup hemen önümüzde toplandı, yürümeye başladık.

"Aptal!" diye bağırdığını duydum Bera'nın. "Hayatımda senin kadar aptal bir çocuk görmedim."

"Ne yapsaydım? İzlese miydim?" diye bağırdı Onur. Diğerleri başı eğik, sessiz adımlar atıyorlardı. İrem ve ben ise hepsinin arkasında gölgeyi oynuyorduk. Herkesin Bera'dan korktuğu belliydi. Onur hariç. Korkuyorsa da o anki adrenalinden ötürü korkudan etkilenmiyordu.

Ben mi? Kalçamda o yumuşak hissi her saniye hissedebiliyordum. Balçık tutmuştu orası sanki. Aklımı bir anlığına uzaklaştırsam öteki an yine oradaydım. Sanki tüm sinirlerim orada toplanmıştı. Vücudumdaki bütün kan oraya hücum etmiş, iyice yer edinmişti. Gözlerimi kapattığım an o anla yüzleşecekmiş gibi hissediyordum. Midem kalkmıştı, aşırı tiksinmiştim o günden.

"Gidiyordu zaten! Gerizekalı çocuk ünlüsün sen, kalabalığı görmedin mi?! Kimliğini tespit etmek ne kadar kolay olur polis karışırsa biliyor musun?"

"Abartma abi, o kadar bir şey olmadı." dedi arkadan Ata korkak bir sesle. "Altı üstü bir iki yumruk-"

"Peki ben araya girmeseydim?" dedi Bera duraksayıp ona dönerek. Hepsi durduğunda biz de durduk. Ata'nın suratı kıpkırmızı olmuştu. İrem'in de onlar gibi gıkı çıkmıyorken elimi sıkıca tutmuştu. Ata Bera'yla göz göze gelince irkilmiş, geriye bir adım atmıştı. Bera gözleriyle ateş ediyordu. "Ne zaman büyüyeceksiniz acaba." diye homurdanıp önüne döndü sonunda Bera. "Onur, seni uyarıyorum. Bir daha tekrarlarsan annemlerin yanında bil kendini. Sıkıldım artık!"

"Görmezden gelmemi beklediğin şeyin farkında mısın?" dedi Onur ellerini saçlarından geçirerek. Yüzünü göremesem de ifadesini tahmin etmekte zorlanmıyordum. Aynı anda psikolojik olarak o kadar çirkin durumdaydım ki, gözlerimdeki yaşları daha fazla tutamıyordum. Sesler her yükseldiğinde yüzüm biraz daha fazla ıslanıyordu.

"Hepimiz yüzünü gördük Onur, her şeyin bir zamanı var."

"Ya uzak bir ye-"

"Yeter." dedi İrem. Onur kafasını çevirip bize bakınca göz göze geldik. Sanki orada olduğumuzu yeni fark ediyordu. Ağladığımı gördüğünde öylece durdu adımları. Birkaç saniye bana bakması kaşlarının yavaşça çatılmasına yetti. Gözlerinden bir parıltı geçtiğine yemin edebilirdim o an.

İsimsizler (Gay) जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें