3 -Video-

21.2K 1.7K 796
                                    

İrem kahkahalarla gülerek 1 dakika süren videoyu tekrar tekrar oynatıyordu. O sırada dans eden bir kızı çeken kamera çarpışmamızla bizi buluyordu ve sonrasında ışığın loşluğuna rağmen her hareketimizi açık bir şekilde çekiyordu. Çocuk da ben de aptal aptal gülüyoruz. Onu zaten paylaşan instagram hesaplarındaki herkes tanırken benim koreli suratım başka bir ortamda beni rahatça fark edebilmelerine sebep olacak kadar netti.

Yorumlar ise genel olarak kızlar tarafından atılmış çığlık emojileri, kalpler ve bir sürü pembe emoji, SHIPPER adı altında saçma sapan fikirlerle doluydu. İrem yorumları sesli olarak okuyor, kahkahalarla gülmeyi asla es geçmiyordu.

"Kes artık." diye homurdandım İrem'in koca gri ayıcığını kucağıma çekerken.

"Onur bir şey paylaşmamış ama." dedi tekrar çocuğun profiline girip profilini tekrar tekrar güncelleyerek.

"Ne paylaşacak ki çocuk?" dedim abartıyla göz devirerek. "Ne yazılır böyle bi videoyla ilgili?"

"Ne bileyim, göz önünde olmaktan çok hoşlanmaz ki o. Sevenleri de öyle rahatsız edici tipler değiller, rahatsızlığını belirten bir şey paylaşsa herkes geri çekerdi videoları."

"O zaman yazalım ona!"

"Saçmalama." dedi göz devirerek. "Gören gördü zaten videoyu şimdiye."

"Haklısın." Omzuyla omzuma vurdu sırıtarak.

"Hem ne olacak canım, komik bir video bence. Kızlar istedikleri kadar yakıştırsın sizi, hepsi biliyor aranızda bir şey olmayacağını. Ki olacak olsa inan hepsi sana gıcık olurdu." Ayağa fırladı.

"Hayır, o bakış bu sıcakta dışarı çıkacağımız anlamına geliyor. Hayır İrem!" Kocaman gülümsedi yine.

"Seni Modanın en mükemmel dondurmacısına götüreceğim!"

*

Ellerimizde kocaman dondurmalarla bisikletleri bir kenara atıp kayalıklara çıktık. Aşırı kalabalıktı. "Buranın yaz kalabalığını zerre sevmiyorum." diye homurdandı.

O sırada yan tarafımızda oturan gruptan bir çift göz yakaladı gözlerim. Dans ettiğim çocuk! Göz göze gelince çocuk gözlerini kaçırdı, denizi izlemeye başladı. Arkadaşları ise deli gibi kahkaha atıyorlardı o sırada. Biri kolunu omzuna atıp sarstığında onlara döndü çocuk, gülümsedi. "Seninkiler burada."

"Benimkiler mi?" Çocukları fark etti. Omuz silkti sonra. "Onlar sadece sahnedeyken benimkilerler. Normalde liseyi aynı okulda okuduğum bir grup aptallar yalnızca. Haha, bir keresinde 19 Mayıs'ta müzik hocasının zorla sahneye çıkarmasıyla Middle Finger söyleyip müdürün sinirden pancara dönmesine sebep olmuşlardı." Güldürdü bu beni.

"Ya sonra?"

"Bilmiyorum." Dondurması külahtan düşüp bir altımızdaki kayayla buluşunca kaşlarını çattı. "Şaka mısın ya!" Kahkaha attım.

"Birinin gözü kalmış." dedim gülerek. Güldüğüm sırada benim külah elimden kayıp kayayla buluşunca birbirimize bakıp ikimiz de kahkaha atmaya başladık.

"Naber İrem ve Sümeyyeçeker kankisi." diyerek aramıza girdi yere çökerek bir beden. İki kolu omuzlarımızı bulurken kim olduğunu anlamam için yüzüne bakmama gerek olmadığını düşündüm.

"Benim bir adım var." diye homurdandım. "Ve kullandığın tabir çok itici." Omuz silktiğinde ona döndüm. Burun buruna olduğumuzu fark edince yüzümü buruşturup kafamı diğer tarafa çevirdim. Onur'la tekrar göz göze gelince hızla önüme döndüm, kaşlarımı çattım.

İsimsizler (Gay) Where stories live. Discover now