ÖZEL BÖLÜM

550 196 836
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba arkadaşlar. Ben de en az sizin kadar sabırsız olduğumdan özel bölümü yazar yazmaz sizinle paylaşmak istedim.

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!

Keyifli okumalar :)

Bölüm Şarkıları:

Adele "Rolling İn The Deep"

Selena Gomez "Lose You To Love Me"

Lewis Capaldi "Before You Go"

***

Our every moment, I start to replace

Cause now that they're gone, all I hear are the words that I needed to say

(Her anımızı, hepsini değiştirmeye başladım

Çünkü artık hepsi gitti, tüm duyduğum söylemem gereken sözler...)

***

"Sana kızmıştım, doğru ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için toprak buluttan vazgeçebilir mi?" demiş Ahmet Ümit.

Çok kızmıştım. Beni bıraktığı için kızmıştım. Beni tek başıma bu koca evde tek başıma bıraktığı için ona oldukça kızmıştım. O da biliyordu ona kızgın olduğumu. Ama kızgınlığım yetmemişti ondan vazgeçmeme.

Kimse engel olamamıştı onu sevmeme. Herkes bir şey söylemişti. En çokta kardeşsiniz demişlerdi. Biz kardeş değildik. Biz onunla her şey olabilirdik ama asla kardeş olamazdık.

Bunu bana kendisi söylemişti. Sen asla benim kardeşim olamazsın demişti. Daha küçüktük o zaman. Beni istemediğini düşünmüştüm. Beni sevmediğini... Meğer tam tersiymiş. Beni sevdiği için böyle söylemiş.

Ama seven insan terk eder mi? Madem seviyoruz neden acı çekiyoruz? Aşk acıtır mı? Aşk acıtıyorsa insan neden bile bile lades der?

Ben hiç böyle düşünmemiştim. Aşk çok masum bir duygu gibi gelmişti bana hep. Masum, şefkatli, sıcak...

Her defasında bu sefer olacak diyorum. Bu sefer ben kendimi düşüneceğim ve kimseyi dinlemeyeceğim diyorum. Ama yine bir şey oluyor ve biz bir türlü bir araya gelemiyoruz. Kavuşamıyoruz.

Bunun için de çok tanıdık bir cümle hatırlıyorum. "Seversin, kavuşamazsın. Aşk olur." Demiş Âşık Veysel.

Sanırım gerçekten haklıydı. Çünkü biz onun bu tezini kanıtlar nitelikteydik. Seviyorduk. Bundan emindim. Ve kavuşamıyorduk. Ancak bu böyle devam edecek miydi? Bilmiyordum.

En azından devam etmemesi için bir adım atacaktım. Bu sefer gerçekten içimden ne geliyorsa onu yapacak ve yaşayacaktım. Demir, sevgilim... Sen benim için, bana bir şey olmasın diye kurşunun önüne atladın. Bende, bizim için siz kardeşsiniz diyenlere göğsümü siper edeceğim.

Hastahaneden çıkalı ve eve geleli henüz birkaç gün geçmişti. Demir, ağır bir ameliyattan çıkmıştı ve dinlenmesi gerekiyordu. Beni yanında istediği için de onu yalnız bırakamıyordum. Bir saniye bile yanından ayrılmak istemiyordum. O da istemiyordu. Bu yüzden bende kalmayı seçmişti.

Gerçi babam öğrense bu durumu ne olur tahmin edemiyordum ama onu da o zaman düşünmek istiyordum. Şimdi sadece bize odaklanmalıydım.

Sabahtandır izlediğim yüzüne yaklaştım ve dudaklarımı yanağına bastırdım. "Sevgilim. Günaydın." Diyerek fısıldadım kulağına eğilip. Gülümseyerek mırıldandı. Gözlerini açtığında buluştu gözlerimiz.

ELVİNWhere stories live. Discover now