BÖLÜM 36

171 25 2
                                    

Herkese merhaba arkadaşlar.

Biliyorum bölümü daha erken bekliyordunuz ancak ülkemizde yaşanan afetler sebebiyle hepimiz büyük üzüntüler yaşadık. Bu sebeple bölüm yayınlamak istemedim. 

Ancak bölümün geç gelmesi yüzünden sizlere iki bölüm bırakacağım. Kısacası 36 ve 37. bölümleri sizlerin beğenisine sunuyorum. 

Keyifli okumalar :) 

Oy atmayı ve yorum yapmayı lütfen unutmayınız!!!

Bölüm Şarkıları: 

Tuğkan "Bu Yüzden"

Teoman "Güzel Bir Gün Ölmek İçin"

Şebnem Ferah "Can Kırıkları"

***

22.12.2020 İstanbul

Ne yapıyordum? Nereye gidiyordum? Bilmiyorum.

Koca bir bilinmezlikle doluydu hayatım. Tek tek ulaşıyordum hayatımdaki düğümlerin çözümüne. Bu çözümlere ulaşmak içinde kime ne zarar verdiğime bakmıyordum. Önemsemiyordum. Neden peki? Bu zamana kadar acı ile yaşadığım için miydi?

Ben ne zaman unutmuştum insanları önemsememeyi? Ne zamandan beri sadece kendimi düşünüyordum? Peki, şimdi neden bunu düşünüyordum?

Arafta mıydım? Yerimi mi bilmiyordum? Belki de bu gerçek kişiliğimdi. Ben buydum. İçinde bastırılmış bir nefret olan ve küçük bir kıvılcımla açığa çıkan ben. Bu benim gerçek kişiliğimdi.

İçimde bastırılmış bir öfke, nefret barındırmıştım bunca yıl. O katile, karısına hatta belki de Demir'e. Bundan emin olamıyorum. Demir'den nefret ediyor muyum yoksa bu, ona karşı hissettiğim şey öfke mi?

Belki ikisi de değildir. Bitmeyecek bir hayal kırıklığıdır belki. Koca bir hiçtir. Ya da kendisini yeni gösteren bir duygu şu an yaşadığım.

Adını bile koyamadığım şeyi yaşıyor olmam bile korkutmuyordu artık beni. Peki, neden kendimi iyi hissetmiyordum?

Anne ve babamın katilini buldum. Kardeşimin yaşadığını öğrendim ve onu da buldum. Şimdi bir dedem olduğunu öğrendim ve yakın zamanda onu da bulacağım. Buna inanıyorum. Her şey istediğimiz gibi gidiyor. Suçlular cezalarını yakında çekecekler. Hatta çekmeye başladılar bile.

Neden? Ben neden iyi hissetmiyorum? Anlamlandıramadığım bir şeydi. Ben, ben gibiydim ama aslında değilmişim gibi de. Çok tuhaftı.

Beni bir tek kişi anlayabilirdi. Bana ne olduğunu, bir tek o söyleyebilirdi. Selin. Onunla konuşmalıydım. Kararımdan vazgeçmemek adına elimi çantamın içine kaydırdım ve telefonumu çıkardım.

Demir ne yaptığımı kendince sorgulamaya devam ediyordu. Bunu anlamıştım. Ancak ona bir cevap verme gereksiniminde bulunmadım. Selinin numarasına basıp aradım.

Kısa sürede yanıtlamıştı aramayı, "Efendim Elvin?" diyerek. Onu son zamanlarda aramamıştım. Ben bebeğimi kaybetmiştim. Anne ve babamın öldürüldüğünü ve bir kardeşim olduğunu öğrenmeme rağmen kimseyle konuşmamıştım bunları açık açık. Selinle bile...

Duygularımı açamıyordum bütünüyle kimseye. Aslında bu yeni bir şey de değildi. Bu küçüklüğümden beri benimle olan bir durumdu. Hiçbir zaman tamamıyla açamamıştım kendimi.

"Konuşmaya ihtiyacım var." Dedim kısaca. O beni anlardı. Anlayacağını biliyordum. Böyle söylememle Demir'in gözlerini yüzümde hissettim. Arabayı kullanırken bunu yapması son derece hatalıydı. Ancak o bunu önemsemiyor gibiydi. Ben de önemsemedim.

ELVİNWhere stories live. Discover now