BÖLÜM 5

1.6K 791 728
                                    

 Herkese merhaba arkadaşlar, yeni bölüm ile sizlerleyim. Bu bölümü de beğeneceğinizden şüphem yok. Fakat biraz ağlayacağız ona göre mendilleri hazırlayın. Keza şarkılar da biraz duygulu. Oldukça heyecanlı ve merak dolu bir bölüm. 

Siz bana destek oldukça benim daha çok yazasım geliyor. Okunma sayım giderek artıyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Beğeni ve yorum sayısı da artarsa çok daha mutlu olacağım. Ki bu da zamanla olacak. 

 Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen. İyi okumalar. Sizi seviyorummm.

 Bölüm şarkıları:

Mor ve Ötesi "Bir Derdim Var" , Zakkum "Anason" ,
Pinhani "Geri Dönemem"

*** 

 Bir kişiyle iki yıl geçirip onu çok iyi tanıyabilirsiniz. Fakat bazen bir kişiyle beş yıldan daha fazla zaman geçirseniz bile -ki bu zaman yirmi bir hatta belki de yirmi iki yıl kadarsa- onu tanıyamayabilirsiniz. Yalnızca tanıdığınızı zanneder veya öyle hissetmek istersiniz. Ya da bunların hiçbiri değildir aslında olan. Tanıdığınızı zannettiğiniz kişi çok usta bir oyuncudur sadece.

 Ben hayatımda olan insanlardan vazgeçmek istemedim. Kimseyi üzmek, kimseyi kırmak da istemedim. Sadece sevgi besledim onlara karşı. Bana ne kadar kötü davransalar ya da beni ne kadar görmezden gelseler bile silemedim onları. Yok sayamadım.

 Sadece bir an gelir ve her şeyi yakıp yıkmak istersiniz ya. İşte o zaman silersiniz silinmesi gereken insanları. Ya da vazgeçersiniz eğer silemiyorsanız. Ben de öyle yaptım. Silemediğim insanlardan vazgeçtim. Ama vazgeçmek ya da silmek istediğim için değil. Sadece ondan daha çok sevdiğim bir kişi için yaptım bunu. Mecbur bırakıldım.

 Bir kitapta şöyle diyordu: "Her yenilgi bir zaferdir. Bazı yenilgilerimiz var ki bizleri zaferlere hazırlıyorlar."

 Yaşadığım durumu bu şekilde sonuçlansın istiyordum. Şu an bir kaybetmişlik, boyun eğmişlik yaşıyorsam da bunun sonunda kazanmış olmak istiyordum.

 Şimdi köşeme çekilme zamanıydı. Çünkü en güvendiğim insan beni yanıltmıştı. Fakat köşeme çekileceğim demek her şeyi sineye çekeceğim demek değildi. İzleyecek ve ona göre hareket edecektim.

 Odaya girdiğimde Demir yoktu. Onun burada olmaması iyi olmuştu. "Kızım, hoş geldin." Dedi dün olanlar hiç yaşanmamış gibi. "Hoş gelmedim Reşat baba. Sana bir cevap vermeye geldim." Dedim. Önce şaşkın sonra merak eder gibi bakmıştı yüzüme. "Neymiş cevabın bakalım?" dedi. Sanki bilmiyordu cevabımı.

  "Dediğin gibi olsun. Sizi polislik bir olay olduğunda savunacağım. Ama o kadar. Daha fazlasını sakın bekleme benden. Bu bile fazla baba." Dedim. Umarım şüphelenmez ve dediklerimi sorgulamazdı. "Pekâlâ, zaten senden istediğim de buydu. Olayın buralara kadar gelmesine gerek yoktu." Dedi.

"Tamam o zaman, başınıza bir iş açmamanızı diliyorum. Neyse benim gitmem gerek yarın görüşürüz." Dedim. "Tamam kızım yarın görüşürüz." Dedi. Daha fazla beklemeyerek odadan çıktım.

 Kendi odama geçeceğim sırada Demir'i gördüm. Hızla babasının odasına doğru geliyordu. Bu kötü olmuştu. Umarım Leyla odamdan çıkmazdı. "Merhaba. Konuştunuz mu babamla. Kabul etmediğini söylemişsindir umarım. Bilseydim yanında olmak için daha erken gelirdim." Dedi. Son söylediğine şaşırmıştım. Yanımda olmak istemişti. Kabul etmeyeceğimden de bir o kadar emindi.

 "Kabul ettim." Dedim. Şu an ki şaşırmış ifadesini daha önce görmediğime yemin edebilirdim fakat kanıtlayamazdım. Bu sefer de ben onu yanılgıya uğratmıştım. "Ne demek kabul ettim ama dün aksini savunmuştun" dedi. 

ELVİNWhere stories live. Discover now