BÖLÜM 12

1.1K 670 747
                                    

Herkesin geçmiş kurban bayramını en içten dileklerimle kutlarım.

Fazla uzatmadan bölüme geçmek istiyorum arkadaşlar. Seviliyorsunuz. 

Bölüm Şarkıları:
Toygar Işıklı "Sen Yanımdayken" , "Bırak Sende Kaybolayım" , "Korkuyorum"

Bugün Toygar Işıklı'dan sizlere şarkılar seçtim çünkü ben bayılıyorum bu adamın sözlerine. Özellikle de Sen Yanımdayken, çok efsane değil mi ama? 

Neyse sizlere keyifli okumalar olsun efendim.                                

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen!!!

***

  Bir keresinde Dostoyevski şöyle demiş; "Hiç insan öldürmediği halde, bir katilden daha cani insanlar gördüm, umudumuzu öldürenleri gördüm..."

 İnsanların bu yazıyı okuduklarındaki düşünceleri ise birbirinden farksızdı. 

 Kimisi en acımasız katiller hayallerimizi yıkanlardır diyor, kimisi de umutlarım öldüğünden beri öylesine yapıyorum her şeyi diyor.

 Öylesine yapılanlar... Öylesine gülmek, öylesine yemek yemek, öylesine uyumak, hatta öylesine nefes almak...

 İnsana lazım olan para, mal, mülk değilmiş. Asıl lazım olan sevgi, umut, huzurmuş. 

 Bunlar olmayınca her şey o kadar anlamsızlaşıyor ki öznesi olmayan cümleler kuruyor dahası bu cümlelerin bir yüklemi de olmuyordu.

 Ben öylesine yaşamıyordum hayatı fakat öylesine yaşamak nedir bunu yıllar önce tatmıştım. Artık buna gerek yoktu çünkü yanımda sevdiğim adam ve arkadaşlarım vardı.

 Belki gizli yaşamak durumundaydım ilişkimizi ama her şey yine bizim içindi. Yaptığım yapacağım ne varsa sadece Demir ile mutlu olmak içindi.

 Onu seviyorum. Onu seviyorum az kalırdı belki hissettiklerime. Onu çok seviyorum. Çünkü o beni gerçekten görüyordu. O, bende olabileceğim kişiyi görüyordu. 

 Sadece olduğum kişiyi değil, içimi kalbimi, her şeyimi...

 Biri size böyle bakınca hiç bitmesin istersiniz. Sonsuza kadar sürsün ve hiç ayrılmayasınız istersiniz. Ben de bunun için uğraşıyordum.

  O hep yanımda kalsın ve bana hep sevgiyle baksın diye.

 Karşımda Hale Hanım'ı görmemle ellerimi Demir'den ayırmıştım. Hatta bununla yetinmeyip biraz uzaklaşmıştım da. Hale Hanım buradaysa babam da buradaydı kesin.

 Ayrıca neden gelmişlerdi ki. Demir bu kadına daha ne desindi görmek istemediği konusunda. Hiç laftan anlamıyordu gerçekten.

 Ben kafamda Hale Hanım'a kızmaya devam ederken Demir, "Anne senin ne işin var benim evimde?" diye sordu. Hem sert hem ani sorulmuş bir soruydu. Öyle ki Hale Hanım ne diyeceğini bilememiş sadece bakmakla yetinmişti.

 Bir süre sonra cevap vermeyi akıl etmiş olacak ki, "Oğlum ihtiyacın olur diye geldim. Yemek getirdim sana. Hem baban da içeride, seninle konuşacağı çok önemli bir konu varmış." Dedi.

 Çok önemli konu mu? Haldun konusu olmalıydı. Adam içerideyken bile huzurumu bozuyor, sinirlerimi zıplatıyordu.

 Demir annesine cevap vermeden eliyle kenara çekil işareti yaptı ve yavaş adımlarla kapıdan içeri girdi. Ben de arkasından gireyim derken Hale Hanım önüme geçti.

ELVİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin