BÖLÜM 14

1.1K 684 749
                                    

Herkese merhaba arkadaşlar. 

Arkadaşlar okunma sayım 5000 olduğunda yeni bölümü yükleyeceğim.

En kısa zamanda görüşmek üzere.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!!!

Bölüm Şarkıları: Son Feci Bisiklet "Viva La Vadi" , 

Büyük Ev Ablukada "İhtimallerin Heyecanına Üzülüyorum" , 

İkiye On Kala "Gel Desem İşin Vardır Falan"

Keyifli okumalar ve dinlemeler pek tabii :)

Geçmiş geleceği belirler...

***

" -Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir. Elinde kötülük yapacak gücü olmayan kişi zaten iyidir. Erdem o güce sahip olduğunda da iyi kalabilmektedir. Zenginliğe ve güce erişen kişilerin iyilikten kötülüğe evrilmesi gibi..."

İlginçtir ki bazı insanlar eylem olmayınca kötülük de olmadığını söylemişler bu yazıyı okuduklarında.

Peki düşünmek? Kötü düşünmek.

Kötü düşünmek, kötüyü düşünmek de kötülük değil midir? Eyleme hazırlanış değil midir?

Her iyi dediğimiz insan masum mudur? Veyahut kötü dediklerimiz günahkâr mıdır? Ben size söyleyeyim. Değillerdir.

Neden peki?

Çünkü "Dünyada en zor şey, yalan söylemeden yaşamak ve... Ve kendi yalanlarına inanmamak..." diye yazmış Ecinniler kitabına Dostoyevski.

İyi insanlar yalan söylemezler. Yalan söylemeyi beceremez, becerseler bile bir yerde elbet bir açık verirler.

Kötü insanlar ise çok usta bir şekilde yalan söylerler. Ve bu yalanlarına kendileri bile inanırlar.

Onlar için artık tek doğru yalanları olmuş olur.

Reşat, bir elinde çalan telefona bakıyor bir de oğluna ne cevap vereceğini düşünüyordu. Ya telefonu açacak ve oğluna gerçekleri anlatacaktı ya da telefonu açmayacak oğluna yalanlar anlatacaktı.

İlk şıkkı sadece düşünmüştü. Çünkü bunun cevabını zaten biliyordu. O çoktan ikinci şıkkı tercih etmişti.

Öyle ki çalan telefonu susturup masanın üzerine bıraktı. Fakat aklı durmuş gibiydi. Demir'e ne söyleyecek onu nasıl kandıracaktı hiçbir fikri yoktu.

Demir'in sabrı tükenmiş olacak ki, "Baba sana bir soru sordum. Ş kim?" dedi.

Reşat artık konuşması gerektiğinin farkındaydı. Zaman kazanmalıydı. Bu yüzden aklına ilk gelen şeyi, "Ne yapacaksın? Kimse kim? Ne önemi var?" diye söyledi.

Demir babasının ani çıkışı karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Normalde babası böyle sorulara takılmaz ve ona hemen cevap verirdi.

"Belli ki önemli biri yanımda konuşamadığına göre. Hem sen böyle şeylere takılmaz ve söylerdin." Diye karşılık verdi Demir.

"Yok, öyle bir şey. Saçmalıyorsun. Sıradan biri işte." Dedi geçiştirmeye çalışarak Reşat.

"Sıradan biri öyle mi? Sen sıradan kişileri tek bir tane harf ile mi kaydediyorsun telefonuna? Baba sana son kez soruyorum. Ş kim?" dedi Demir babasının üstüne giderek.

Reşat, Demir'i inandıramamanın etkisiyle oldukça sinirlenmişti. 

Gerçek ile yalanı bir arada söylemeyi tercih ederek, "Ş kim öyle mi? Ş, Haldun'un susması için onu ikna eden kişi. Oldu mu? Öğrendin ve rahatladın mı?" diye esip gürlemeye başladı Reşat.

ELVİNWhere stories live. Discover now