Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi.
" Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi.
Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti.
" Bak bakalım burada ne yazıyor...
Okunmalar ve voteler arasında çok fark var. Lütfen hayalet okuyucu olmayın. Ve yeni kitabıma bekliyorum sizleri•°
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Boğazımı temizleyip " Sakallarını keselim." diye mırıldandım. " Sen mi?" dedi şaşkın çıkan sesine engel olamayıp.
Şimdi burada tam karşımda devasa bir metaor ellerini beline koymuş feci etkileyici bakışlarıyla gözlerime bakarken odaklanamıyordum.
Ufak bir öksürükle kendime gelip " Evet ben." dedim heyecanla. " Bu klişeyi yaşamazsak içimde kalır Toprak." dedim sonunu uzatarak.
" Tamam. Buna da tamam." dedi başını sallayarak. " Başımın belası, güzel hatun."
Gülümseyerek göğsüne bir öpücük kondurup dolabın kapağını açtım. O sırada Toprak omzumun üzerinden uzanıp malzemelerini alıp lavabonun üzerine bıraktı.
Bana döndüğünde alnıma bir öpücük bırakıp ellerini belime yerleştirdi. Belimden tutup kaldırarak lavaboya oturmamı sağladı. " Boyun kısa." dedi gülerek.
Yüzümü buruşturarak "Senin boyun uzun, benim boyum kısa değil." diye mırıldandım.
Ellerini bacaklarımın üzerine koyarken " Hadi." diyerek tıraş köpüğünü elime tutuşturdu. Ben köpüğü yüzüne sürerken o büyük bir dikkatle beni izliyordu. "Ya yüzünü kesersem." dedim yalancı bir dehşetle gözlerimi büyüterek.
"Yakışıklı suratıma zarar gelirse çok fena olur."
" He he." diyerek bir kaşımı kaldırıp başımı salladım. Onun da dudakları hafif bir açıyla iki yana kıvrılmıştı.
"Bitti." diyerek kollarımı iki yana açtım köpüğü sürme işim bitince. "Çok yavaşsın." dedi memnuniyetsizce.
Ters bir bakış atıp söylediğini umursamadım. " Muhsin dede gibi oldun." diyerek kahkaha attığımda sinirli gibi görünmeye çalışsa da gülmemek için birbirine bastırdığı dudaklarını görebiliyordum.
Bacağımdaki elinin birini çekip belime yerleştiğinde beni kendine çekip dudağıma bir öpücük kondurdu. Gülüşüm suratımda solarken "Yaa." dedim dağıldığım yerden kendimi toparlamaya çalışarak. "Elim yüzüm hep köpük oldu." Umursamazca omuz silkip koca bir öpücük de yanağıma kondurdu.
"Yüzünü keseceğim." dedim sinirli bir sitemle. Elime tıraş bıçağını bir cinayet aleti gibi alıp suratının önünde salladığımda o yalnızca sırıtarak bana bakıyordu. Hiçbir söylediğimin eri olmayıp büyük bir dikkatle tıraş bıçağını suratında kaydırarak işimi bitirmiştim. Tüm bunları yaparken Toprak da büyük bir dikkatle beni izlemişti.
Bitirdiğimde yüzünü yıkayıp küçük havluyla kurulayarak tekrar yanıma geldi. "Oh." dedim iki elimle torununu seven nene edasıyla suratına vurarak. "Mis gibi oldun."
