60. Bölüm "Yıldızlar Kadar"

17.9K 1.1K 271
                                    


Satır arası yorumlarınızı bekliyorum•
Keyifli okumalar•

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum•Keyifli okumalar•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Somurtarak yeniden bir bakış attı Eylül çardağa doğru. Toprak elindeki kitaba pür dikkat odaklanmış başını bile kaldırmıyordu. Sonra gözleri hemen çardağın yanına, kilim sermiş evcilik oynayan kızlara kaydı. Başka yer yokmuş gibi gelip burada oynuyorlardı. Onların binasında da vardı aynı çardaktan. Niye oraya gitmiyorlardı ki?

Bir de elbise giyip saçlarını da yapmışlardı. Hıh! Eylül'ün az önce diz kapağını yırttığı pantolonu daha güzledi bir kere.

Bozulan morali ile onlardan çekti bakışlarını. Az ilerisinde yeni attığı golün sevincini yaşayan Melih abisine baktı. Kendisine defansı bırakmışlardı. "Ben oynamıycam artık!" diye bağırdı ortaya.

Herkes bir isyan nidası çıkartırken oğlanların biri gelip Eylül'ün önüne dikildi. "Mızıkçılık yapma oğlum!" dedi kaşlarını çatarak. Elini terli saçından geçirdi sonra.

Eylül yüzünü buruşturup bir adım geriye gitti. O sırada koşarak Melih geldi yanlarına. Eylül tam cazgırlığını konuşturup çocuğu haklayacaktı ki abisi atladı lafa. Koruyucu yakışıklısıydı valla bu oğlan. Öbürleri gibi miydi hiç?!

"Düzgün konuş lan kızla!" diyerek uzaklaştırdı Eylül'den çocuğu. Kardeşini çekip yanına aldı hemen. Böyle konuşuyorlar sonra üzüyorlardı Eylül'ü. Oğlan mıydı o? Güpgüzel kız kardeşiydi onun.

"Oyun bitti!" diye bağırdı onları izleyen diğer çocuklara. Her biri bir yere dağılırken Eylül'e döndü.

"Biz yokuşta tornete bineceğiz Murat'la."

"Tamam." dedi Eylül omuz silkip.

"Sen?"

Onun aklında çok başka fikirler vardı. Göz gezdirdi sokağa şöyle bir. En uzun çardakta kaldı gözleri.
"Ben buradayım."

"İyi tamam." Kararsızca Toprak'a baktı Melih. Eylül onun diyeceğini anlayıp önce davrandı.

"Ayrılmam Toprak'ın gözünün önünden."

Başını salladı Melih. Her ne kadar Toprak'la didişse de Eylül'ü kendinden sonra ona emanet ederdi. Bir kere hep pamuk şekerini Eylül'e veriyordu. Demek ki o da kendi gibi seviyordu Eylül'ü. Hep koruyordu da. O yüzden güveniyordu ona.

Melih ve arkadaşı Eylül'ün yanından ayrıldığında binaya doğru ilerledi Eylül. Uzun mermer yoldan geçmeden önce çardakta oturan Toprak'a bakıp "Hıh." diyerek omuz silkti.

Terliklerini sürüye sürüye girdi binaya. Koşarak çıktığı merdivenlerde terliği bir kez ayağından çıkmış binanın en altına düşmüştü o aralıktan. Tek ayağı ile seke seke en alta inmiş onu alıp yeniden çıkmıştı yukarı Eylül.

SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin