23. Bölüm " Pamuk şeker gün"

29.7K 1.5K 236
                                    

Eylül evden çıkmış yürüyordu. Toprak koşarak Eylül'e yetişmeye çalıştı.

Yanına gelince elini beline koyup
" Haydi gidelim." dedi.

Ona göre şuan herkes Eylül'e bakıyordu. Çok güzeldi çünkü.

Eylül Toprak lafını bitirmeden atladı.

" Ya niye koşuyorsun Toprak zaten yaralısın."

Deyip elini Toprak'ın karnına koydu.

Toprak ise göz devirip.
"Eylül hamileymişim gibi davranma Allah aşkına. Sabahtan beri elin karnımda. Bak insanlar bize bakıyor."

Eylül Toprak'ın bile zor duyduğu bir kıkırdama ile elini çekip yürümeye başladı.

Toprak da elini Eylül'ün belinden çekip sweatshirtün cebine koydu.

Normalde daha hızlı yürürdü.
Ama şimdi Eylül yetişebilsin diye adımlarını daha yavaş atıyordu.

Arada bir çaktırmadan Eylül'e bakıyordu. Boyu da uzun olduğu için Eylül fark etmiyordu bile.

'Acaba elini tutsam mı?' diye geçirdi içinden.

Ellerini cebinden çıkartıp şöyle bir baktı. Sonra yumruk yapıp geri cebine koydu. Hüzünlü bir gülümseme oluştu suratında. Sonra yürümeye devam etti.

Eylül ise üşüyen ellerini cebine koymuştu.

Ne yaparsa yapsın ısınmıyordu. Hep çok üşüyen biri olmuştu zaten. Soğukta burnu kızarır. Elleri donardı.

Havanın ısındığını şu günlerde bile üşümesi bu yüzdendi.
Yanında hep bir hırka ile gezerdi. Yağmurda ıslanmaya bayılır. Ama genelde sonrasında hasta olurdu.

Gözleri bir an Toprak'ın cebinden çıkardığı eline kaydı. Bir süre eline bakıp sonra geri cebine koymuştu.
Sonra alaycı bir şekilde gülümseyip bir elini saçına daldırdığını gördü.

Toprak'ın o sözleri geldi aklına.

"Biliyorum ben zor bir adamım. Belki günlerce beni göremeyeceksin. Belki elleri barut kokan bir adamım. Elleri nasırlaşmış bir adamım. Ama olmaz mı? Benle olamaz mısın? Sevemez misin beni? "

Eylül ovuşturduğu ellerini çıkardı cebinden. Biraz da utanarak Toprak'ın cebine koydu. Ve elini tuttu. Toprak Eylül'e döndüğünde.

" Ellerim üşüdü. Dedi sıcacık bir gülümseme ile."

Toprak ise kocaman bir gülümseme yerleştirdi suratına. Olduğu yerde durup.
"Çok üşümüş."dedi.

Eylül'ün diğer elini de avuçları arasına alıp ısıtmaya çalıştı.
Sonra tekrar bir elini tutup cebine koydu. İkisi de sırıta sırıta durağa gelmişlerdi.

Toprak pek fazla toplu taşıma kullanmadığı için Eylül bugünkü kaptandı. Hangi otobüse bineceklerini o biliyordu.
İlk önce Muhsin dedenin evine gidip hasret giderecekti Toprak. Oradan da arabayı alıp. Eylül'ün evine gideceklerdi.

"Toprak haydi geldi."

Dedi Eylül. Otobüste boş yer olması mutlu etmişti onu.

Toprak'a doğru fısıldadı.
"Ohh çok da dolu değilmiş. Gel şuraya oturalım. "
Toprak ise gülümsemekle yetindi. Ve hemen Eylül'ün yanına yerleşti.

Eylül karşı çaprazda oturan kızların kıkırdamasından oldukça rahatsız olmuştu keza Toprak da öyle. Ama Toprak alışık da olduğu bu durumu umursamıyordu.
Eylül pek alışacak gibi değildi.

SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin