12. Bölüm " Araba Kazası"

49.2K 2.6K 122
                                    

Sabah acele ile hazırlandım. Erva ile buluşup öyle gidecektik okula. Ve ben yine geç kaldım.

Hızla başörtümü yapıp kapıyı açtım ve beyaz converse ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Ve bağcıklarımı hemen ayağımın kenarına sıkıştırdım.

Hızla merdivenlerden inip otobüs durağına doğru koşmaya başladım.

Koşarken çıkan bağcıklarıma saya saya otobüs durağına gelmiştim. Otobüsün gelmediğini görünce durağa oturup soluklanmak istedim.

Banka henüz yeni oturmuşken duyduğum ses gözlerimin dehşetle açılmasına sebep oldu. Kulakları sağır eden bir sesti bu.
Başımı sağa döndürüp baktığımda gördüğüm manzara ise birkaç saniye donmama sebep olmuştu.

Öylece bakıyordum etrafa. Şok olmuş bir vaziyette. İnsanların koşuşturmasını umursamadan.

Biraz ilerimde başını tutarak ağlayan çocuğun "anne" diye haykırışı getirdi beni kendime.

Başımı iki yana sallayıp kalktım hızla. Elimdeki küçük çantayı boynuma çapraz bir şekilde bağlayıp insanların yanına koştum.

Devrilen otobüse ve önündeki son model olan ama çarpışmanın etkisi ile hurda yığınına dönen arabaya baktım.
Yangın çıkacak korkusu ile koşturmaya çalışan insanların aksine oraya daha da çok yaklaştım.

Önüme uzunca saldığım başörtümün uçlarını tutup boynumun arkasına bağladım.

Ve yerde yatan gencin yanına eğildim. Aslında ilk müdahaleyi burada yapmam gerekirdi ama otobüsün patlama ihtimaline karşın genci baş-boyun-gövde eksenine dikkat ederek sürüklemeye başladım. Zira herhangi bir zedelnme felç kalmasına ve hatta ölmesine sebep olabilirdi.
Zayıf olması işimi kolaylaştırmıştı. Onu arabalardan uzak bir yere bırakıp tekrar koşturdum. Ve diğer insanlara " Yardım edin onları oradan çıkarmalıyız" diye bağırarak tekrar kaza yerine döndüm.

İnsanların yardımı çok önemliydi çünkü evim merkezden uzak olduğundan dolayı itfaiyenin ve ambulansın gecikme ihtimali beni korkutuyordu.

Sanki herkes benim komutumu bekliyormuş gibi koşturmaya başladı.

Yardım etmek için gelenlere dikkat etmeleri adına birkaç bilgi verdim ve ilerde uzanmış olan yaralıların yanına koştum.

Ayakta olanları sona bırakıp ilk önce bilinci yerinde olmayanlara baktım.

Az önce arabadan ilk çıkardığım gencin bilincini kontrol etmek için elimi omzuna koyup seslendim lakin bilinci yerinde değildi. Başımı göğsüne doğru eğip solunumunu dinledim solunumu yoktu hızla nabzını kontrol ettim ama nabız da olmadığı için hemen CPR ' a başladım.
(CPR : Kalp masajı)

Hızla CPR yapıp suni solunuma geçtim. İki suni solunum verdikten sonra tekrar CPR.
Okulda bu uygulamayı yaparken
15. den sonra yorulurdum. Ama şimdi aklımda olan tek şey bu kazazedeyi kurtarmam gerektiğiydi.

Aynı işlemi birkaç iki kez tekrarladım yaralının nabzına baktığımda geri döndüğünü fark ettim ve küçük bir ses çıktı dudaklarımdan.
" Elhamdülillah"

Yaralıya hemen koma pozisyonu verip. Diğer yaralılara geçtim.
Ben müdahale ederken gelen iki sağlıkçıyı henüz yeni fark etmiştim.
Onlar durumu ağır olan diğer hastalara bakarken ben ağlayan küçük bir çocuğun yanına koştum.

Kolunu tutuyordu. Ve baktığımda kolunun kırık olduğunu fark ettim. Kana bürünmüş ellerimi hızla çantama attım.

Yanımda her zaman gazlı bez, sargı bezi ve yara bandı gibi küçük ilk yardım malzemeleri taşırdım. Evet belki size farklı ve saçma gelebilir ama uzun süredir böyle bir alışkanlığım var işte.

SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now