11. Bölüm "Lehmaacun"

51.1K 2.8K 597
                                    

- Ahhh.
- Hanımefendi lütfen abartmayın. Sadece dudağınız patlamış.

Benim bağırışlarıma dayanamayan adam sonunda isyan etmişti.

Toprak beni okulun revirine getirmiş ve kendisi de anlamadığım bir sebepten dolayı dışarıda bekliyordu. Giderken kapıyı kapatmamam gerektiğini sıkıca tembih etmişti.

Ben ise şuan dudağıma pansuman yapmaya çalışan adamı canından bezdirmekle meşguldüm. Ee ama napıyım dudağım çok acıyor.😒

Adam elini her değdirdiğinde ağzımdan çıkan inilti ve içimdeki Eylül'e kötü bakış atan ben....

Adam pansumanı bitirmek üzereydi.
Ben de ağlamaktan bihal olmuş gözlerimi ovalayarak olduğum yerde dikleştim. Odaya bir hışımla giren Toprak gözlerimi pörtletmeme 😂 sebep oldu.

- Bitmedimi kardeşim daha işin. Hadi. Zaten kızı bağırta bağırta bir hal ettin. Alt tarafı bir pansuman yapacan.

Diyerek elini kolunu sallıyordu.

- Hem koca hemşirelik fakültesinde pansuman yapacak başka kimse kalmadı mı? Çekil gerisini ben yaparım. Allah Allah....

Toprak karşımdaki adamı kaldırıp yerine oturdu. Adam da Toprağı kaldırıp kendi oturdu.
Adam "kardeşim saçmalama bitti zaten" diyor.
Toprak "bittiyse niye daha bekliyorsun" diyor.

..................
Ben önde Toprak arkada okuldan çıktık. Okuldan biraz uzaklaştıktan sonra durup onu beklemeye başladım.

Bir cafeye gidip oturacaktık ve bende ona ne olup bittiğini anlatacaktım.

Toprak yanımda yürüyor ben de onun koca adımlarına yetişmeye çalışıyordum. Bu nasıl bir adam yaa. İçimden "az yavaş yürü be mübarek demek gelse de" uysal bir kız olup yürümeyi tercih ettim. Zira Toprak bugün oldukça sinirliydi.

Geldiğimiz cafe bı değişikti. Yani benim daha önce hiç gelmediğim yerler. Entel dantel insanlar işte. İçeri girer girmez herkesin gözü bize döndü. Ben olsam ben de bakardım valla.
Bir adet sinirli asker. Arkasında da onların pek alışık olmadığı şekilde giyinmiş dudağı patlak bir kız.

Toprak cam kenarında bir masa seçip otururken. Bende arkasından küçük bir çocuk gibi ilerliyordum.

Biz daha yeni oturmuşken garson yanımıza gelip "Buyrun Toprak bey ne alırdınız" dedi.

Allah Allah bu beni tanındığı yere mi getirdi.

Garson bizden, Toprak da benden cevap bekliyordu. Ve ben bi hışımla birşey istemiyoruz deyip yerimden kalktım.
Garsona
- Siz gidebilirsiniz. Deyip Toprağa döndüm.

- Ya Toprak gidelim buradan. Ben burda rahat edemem. Hiç alışık olmadığım yerler. Hem ben açım burada benim karnım doymaz ki.
Dedim yavru kedi bakışlarımla.

Topak bir bana birde etraftaki insanlara baktı. Ve çarpık bir gülümseme ile
- E hadi gidelim o zaman. Ama nereye gideceğiz. Dedi

- Sen onu bana bıraaak. Dedim zafer kazanmış bir çocuk edasıyla.

.......
Dükkana yaklaşınca adımlarımı hızlandırdım. Guruldayan karnımı tutarak. Toprak arkamdan geliyordu ve şuan eminim bana gülüyordur.

İçeri girer girmez. Yukarı çıktım.
- Ali amca diye seslendim.
Ve hiç cevap beklemeden her zamanki yerime oturdum. Dükkanın en güzel köşesine.

Toprak rahat hallerime şaşmış olsa da o da benim gibi yapıp oturdu. Ve çok geçmeden Ali amca gelmişti.

Toprağı nereye getirdiğimi merak eden varsa hemen söyleyeyim. Lahmacun yemeye getirdim, belki bir Adana da yerim ( Ayy 🤦 oruç oruç canım çekti valla)

SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now