6. Bölüm "Hakkını Helal Et"

60.8K 3.7K 798
                                    


[DÜZENLENDİ]

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum•

Keyifli okumalar•

Yanından ayrılıp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Arkamdan seslense de umrumda değildi.
Sinirlendiğim zamanlarda gözyaşlarımı tutamama gibi bir problemim vardı. Ve şuanda da bu problemden muzdaripdim.

Süzülen birkaç damlayı da inatla elimin tersiyle silip yürümeye devam ettim. Aklıma üşüşen düşünceler daha fazla sinirlenmemi sağlıyordu.

Yolun sonunda sakinleşeceğim yere gelmiştim. Camiye...
Bahçede uçuşan kuşlar, onlarla oynamaya çalışan çocuklar sebepsizce bana huzur veriyordu.
İlk önce abdestimi tazeleyip sonra namaz kılmak için içeriye girdim.

Burası bana öyle iyi geliyordu ki içimde tarif edemediğim bir duygu peyda oluyordu. Sebebi neydi bilmiyorum. Annem ve babamla geldiğimize dair anılar mı yoksa ortamdaki manevi havanın güzelliği miydi?

Poşete koyduğum ayakkabımı elimde sallayarak sakin bir köşe bulup oturdum. Oldukça büyük bir cami olduğu içerisi kalabalıktı ve bu beni çok mutlu ediyordu.
Günümüzde müslüman olup da namaz kılmayan kardeşlerimizi gördüğümde çok üzülüyordum.

Çantamı ve ayakkabımı duvar ile kendi arama koyup namaza başladım. Uzunca bir süre namaz kıldıktan sonra Yasin alıp okudum. Başımı etrafta gezdirdiğimde uzun zaman geçmiş olmalı ki insanlar azalmıştı.
Eşyalarımı toplayıp çıkışa yöneldim. Çocuklar ortalıkta geziniyor, oyun oynuyordu. Elimi çantama atıp içinden şeker çıkardım. Çantamın büyük çoğunluğunu abur cuburla doldururdum hep. Koşuşan çocuklara verip camiden çıktım. Onları camiye alıştırmamız sevdirmemiz gerekiyordu. Kızıp azarlamamız değil.

Camiden çıkıp eve geçtim. Günün geriye kalan zamanlarında pek birşey yapmamıştım. Yemekten sonra odama geçip üzerimi değiştirdim. Yatağa girdiğim anda telefonumun bildirim sesi doldurdu kulağımı.
Kilidi açmadan üstten baktığımda Toprak'ın mesaj attığını gördüm.
" Eylül." yazmıştı sadece. Mesajı açmadan güç düğmesine basıp kapattım. Şuan gerçekten onunla konuşmak istemiyordum. Yarın görüşürdük zaten.
.
.
.
.
.
.
.
.

Otobüsün düğmesine basıp zor da olsa arka kapıya doğru ilerledim. Durduğunda ön kapı açıldı ama arka kapıyı açmamıştı şoför. O sırada kurtarıcımın sesi duyuldu.
" Gaptan arka gapıyı açıver."

Arka kapı açıldığında kendimi dışarı atıp derin bir soluk verdim. İş çıkış saati olduğu için çok daha kalabalıktı.

Bugün Toprak okula gelmemişti. O olmayınca Muhsin dedemin yanına da uğramamıştım. Çok yorgundum zaten. Gidip kendimi yatağıma atmak istiyordum.
Zili çalıp bıkkınca beklemeye başladım. Yengem kahkaha atarak kapıya geliyordu. Lütfen düşündüğüm şey olmasın diye geçirdim içimden. Lakin olmuştu bile.
" Gel Eylül bak kimler var." diyerek geriye doğru çekildi yengem.

" Kimler var?" dedim tereddütle suratına bakarken.

" Fatma teyzenler geldi. Seda ve Merve de var." dedi heyecanla. Tabi kankası gelmiş mutlu olmaz mı?
Ayakkabımı çıkartıp içeriye geçtim. Göremesem de salona doğru bir bakış atıp üzerimdekileri çıkartıp vestiyere astım. Ellerimi yıkayarak salona geçtim.
" Hoşgeldiniz." dedim yüzüme yorgun bir gülümseme yerleştirip.
" Hoşbulduk şekerim." diyerek ayağa kalktı Seda.

Şekerim mi ? Ciddi misin?

İlk önce Fatma teyzeye sarılıp Seda' ya geçtim. Ondan sonra Merve'ye de sarılıp yerime oturdum. Dedikoduya ne zaman başlayacaklarını düşünürken Fatma teyze girdi lafa.
" Eylül kız nişanlanmışsın hiç duymadık." dedi heyecanla.
" Öyle oldu." dedim gülümseme ile.
" Biraz hızlı oldu süreç." diye ekledim.

SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin