Edibe'ye de uğrayıverin :)
Yorumlarınızı bekliyorum•
Keyifli okumalar•
Toprak'tanEylül'le konuşmamızdan sonra çıkıp ailesiyle konuşmuştuk uzun uzun. Akşama kadar orada kalıp vakit geçirmiştik. Samimilerdi. Başlarda tuhaf gelse de alışmıştım sonraları.
Ardından oradan çıkıp dedemin mezarına gitmiştik. "Sana getirdim torununu." demişti Eylül. Sonra uzunca dua edip biraz uzaklaşarak yalnız bırakmıştı dedemle beni.
O an tutamamıştım gözyaşlarımı. Dökmüştüm içimi dedeme. Uzun uzun duamı etmiştim. Kızımı anlatmıştım. Tombul yanaklarından boncuk gibi gözlerinden bahsetmiştim. Sonra Eylül'ü, onun ne kadar iyi bir anne olduğunu anlatmıştım.
Oradan eve dönerken arabada uyumuştu Aden. Eylül de onu yatağına yatırdıktan sonra salona yanıma gelip dizlerime koymuştu başını.
Ben saçını okşarken uyuyakalmıştı dizimde. Bir süredir onu izliyordum. Dizlerime dağılan saçını tek tarafa atıp usulca başını tutarak ayağa kalktım.
Koltuğun önünde diz çöktüm. Yan taraftaki saçlarını yavaşça okşayıp eğilerek kokladım. Gerçekten mest eden güzel bir kokusu vardı.
Yan tarafa aldığım saçını avucumda toplayıp üçe ayırdım. Bir tebessüm vardı yüzümde saçını örerken.
Bitirip ucuna tokasını taktıktan sonra yana bıraktım saçını. Dudaklarını kıpırdatıp burnunu büzerek yüzünü diğer tarafa döndü.
O sırada Aden'in sesini duyar duymaz kalkıp hızlı adımlarla odaya geçtim. "Babam..." diyerek beşiğe eğildiğimde ıslak gözlerinin kırpıştırıp birkaç saniye sussa da sonra tekrar ağlamaya devam etti.
Eğilip korkarak kucağıma aldım. Başını omzuma yatırıp ayakta hafif sallanarak sırtını sıvazlamaya başladım. "Şşş tamam. Anne uyuyor kızım. Ağlama ne olur?" dedim anlamayacağından emin olsam da.
YOU ARE READING
SINIR |Tamamlandı|
SpiritualAz önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor...