68. Bölüm "Öpücüksedim"

18.8K 976 273
                                    

"Ayy!" diye çığlıkvari bir kahkaha yankılandı mutfakta

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Ayy!" diye çığlıkvari bir kahkaha yankılandı mutfakta. Toprak'ın geniş omzuna oturmuş arada eğlenceli seyahatler yaparken çok mutluydu Aden. "Düşcem heyalde baba!" Kıkırdayarak gülerken minik inci gibi dişleri de görünüyor, tam yemelik bir manzara oluşturuyordu.

Babasının başına sıkı sıkıya tutunuyor arada ellerini çekip saçlarına asılıyor, bazen yanlışlıkla onun gözlerini kapatıyordu.
Babası mı? O da annesine kahvaltı hazırlıyordu. Pek sevgili karısı uyanmasın diye Aden'e sürekli sessiz ol fıstık deyip duruyor kıskanmasına sebebiyet veriyordu biraz.

"Düşmezsin..." diyerek Aden'in gözlerine kapadığı ellerini kaldırdı Toprak. "Ben seni tutarım hep fıstığım." Aden elinin birini yanlışlıkla babasının gözüne kapatınca Toprak yine tutup çekti elini. "Ama gözlerimi kapama."

Aden annesinden aldığı tatlı gülüşle kıkırdayarak ellerini çekti. Toprak mutfakta görsel bir şölen verircesine Eylül için kahvaltı hazırlıyordu. Üzerinde beyaz bir tişört, altında siyah bir eşofman ile son derece sade giyinse de geniş omuzları heybetli bedeni onu oldukça karizmatik gösteriyordu.

Ama tüm bunlar Aden'in umrunda değildi. O yalnızca Toprak gezindikçe mutlu oluyor, bu yüksek mevkiinin tadını çıkarıyordu. Taa tavana gelmişti canım! Az değildi ya. Annesinden bile büyük olmuştu. Hem de Deniz amcasından bile.

Aden tüm bu keyifli düşüncelerle gülüp babasının saçına şekiller vermeye çalışırken tiz bir ses duyuldu odadan. Toprak sesi duyar duymaz dikkat kesildi.
"Aha!" diye konuştu birden ne dediğini bilmeden. Aden'i hızlıca omzundan indirdi, tek koluyla tutarak onu salona koltuğun üzerine getirip bıraktı. "Kızım kardeşin uyandı. Ben annen uyanmadan onu alıp geliyorum tamam mı?"

Aden daha bir şey diyemeden Toprak hızla odaya geçti. Eylül'ün uyanmasına fırsat vermeden büyük bir dikkatle oğlunu kucağına alıp çıktı odadan. Zaten gece boyu uyuyamamıştı karısı. Daha doğumun yorgunluğunu atlatamamıştı. Gece boyu uyanıp uyanıp Cihangir'i emzirmişti. Elbette tüm bu anlarda Toprak da uyanıktı. Bir şey yapamasa da oturup beklemiş sonrasına Cihangir'i beşiğine yatırma görevini üstlenmişti. Ve elbette sonrasında Eylül'ü öpüp güzelce uyutma görevini de zevkle yerine getirmişti.

"Oğlum..." diye fısıldadı salondan içeri girer girmez. Kollarında yok gibi görünen minicik bebeği salladı birkaç kez. "Anneyi uyandırmak yok tamam mı?" Cihangir birkaç saniye daha mızmızlandı. Ama Toprak'ın kolunda sallaması ile usulca kesti sesini. Onu tutup omzuna yatırdı Toprak, yavaş yavaş salonda gezinmeye başladı. Tam o sırada sağ dizinde bir ağırlık hissetti. Aden koala misali kollarını ve bacağını babasının bacağına sarmış o nereye giderse onunla gidiyor ve buna kahkahalara gülüyordu.

Eğilip ona baktı Toprak. Onun minik dişlerini göstererek gülüşünü izledi. Yaptığı tüm muziplikleri annesinin küçüklüğüne benzetiyordu zaten. Aden'in görünüşü babasına benzese de huylarını annesinden almıştı. Şimdi onun bacağına sarılıp gülüşünde bile gözlerinin önüne Eylül'ün küçükken beline sarılıp pamuk şeker istediği anlar geliyordu.

SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now