46. Bölüm "I.Video Kaydı"

13.5K 1K 92
                                    

Yorumlarınızı bekliyor keyifli okumalar diliyorum°

Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.

Özdemir Asaf| Noktasız





Sehpanın üzerinde duran kenarları kırışmış, bilmem kaç kez okuduğum mektubu da elime alıp koltuğa doğru ilerledim. Elimdeki telefonu koltuğun sırt kısmına dik bir şekilde yasladıktan sonra ben de yere oturup kollarımı oturma kısmına koydum.

Dağılan saçımı açıp yeniden topladım. Günlerdir gülmeyi bilmeyen yüzüme ufak bir tebessüm yerleştirmeye çalıştım. Ve vidoyu başlattım.

Sanki o an Toprak karşımda belirmiş gibi birkaç saniye donup kaldım. O yoktu ama ben onunla konuşacaktım.

"Sevgilim..." diye başladım söze. Ona sevgilim dememi yada herhangi bir sevgi sözcüğü kullanmamı seviyordu.

"Bugün tam bir hafta oldu. Ararım demiştin bana. Müsait olduğumda ararım demiştin. Olamadın sanırım... Yani çok yoğunsundur değil mi? Merak etme ben beklerim. Sen iyi ol da. Bir de... Bir de en fazla bir hafta demiştin hani. Çok mu uzadı işin?

Ben bizim evimizdeyim. Amcam eve geçmem için çok ısrar etti. Ama ben gitmedim. Sen geldiğinde beni burada bul istiyorum. Sonunda pes ettiler Melih geldi yanıma.

Merak etme iyi bakıyorum kendime. Sen de dikkat et, sakın hastalanma, sakın yaralanma tamam mı?"

Ciğerlerime çektiğim titrek soluk boğazımı yakarak indi aşağı. Bir haftadır ağlamak geliyordu içimden. Tutuyordum kendimi. Saçma buluyordum. Gelecek zaten neden ağlıyorsun diyordum kendi kendime. Ama şimdi öyle bir bastırmıştı ki özlemi, çocuklar gibi ağlamak istiyordum 'nerede kaldın' diye.

Hele ki bulduğum o kağıttan sonra bu istek katlanarak artıyordu. Konuşmak istiyordum onunla. Yüz yüze konuşup kızmak istiyordum. Nasıl böyle birşey düşünürdü?
Muhsin dedenin yazdıkları, Toprak'ın duyguları... Dakikalarca ağlamıştım o mektupları okuduktan sonra. Nasıl bir tepki vereceğimi bilememiş dakikalarca ağlamıştım.

Sonrası ile amcamlarla geçen sıkı bir tartışmaydı. Uzunca konuşmuşlardı. Benim sitemime karşı tek kelime edememiş yalnızca özür dilemişlerdi. Zaten ondan sonra çıkıp tekrar evimize gelmiştim. İkisi de birşey diyememişti. Sadece benim gibi şok olan Melih gelmişti yanıma. O günden beri burada kalıyordu.

Toprak'ın gidişinin üzerinden bir iki gün sonra onun kıyafetlerinin içinde bir kutu bulmuştum. Eski ahşap bir kutuydu. Üzerinde de Toprak'ın yazısı ile Eylül yazılmış bir kağıt vardı.

Önce kararsız kalmıştım açıp açmamak konusunda. Sonra üzerinde adımın yazması cesareti ile alıp yatağa oturmuştum.

Kahverengi, ahşap, oymalı kutunun kapağını usulca açmıştım. Katlanmış iki kağıt vardı içinde. Birisi oldukça kırışmış olsa da diğeri yeni duruyordu. Elim ilk olarak eski kağıda gitmişti.
" Toprak, Eylül..." diye başlıyordu o mektup. Hayatımın gerçeklerini ortaya dökerek ilerliyordu. Hayatımızın...

Bir kelimenin dağılmış mürekkebi çekiyordu dikkatimi. Toprak'ın da bu mektubu okuduğunu düşünerek bir damla da benim gözümden düşüyordu o kelimenin üzerine.
"Anne ve babalarınızın aynı kazada öldüğü o gece." diyordu o kelimenin bulunduğu cümle.

"Affedin beni." diyordu dedem birçok kez. "Size söyleyemedik. İki yetim arkadaş olarak büyüyün istedik. Büyüdünüz... Birbirinizi hiç sevmeden. Gözüm hep üzerinizdeydi. İki yetim, iki öksüz. Anası babası tarafından yalnız bırakılmış iki yavru. Aynı gece aynı kazadan sağ çıkan iki çocuk..."

Uzunca anlatıyordu yaşananları. Toprak'ın babasının hatası sebebiyle olan kazayı. Anne babalarımızın ölümünü. O kazadan kurtulan iki çocuğu. Sonra o yaşlarda toy bir delikanlı olan amacamın iki çocuğa bakmak zorunda kalmasını. Dedemin hem maddi hem manevi olarak onun yanında bulunmasını. Büyüyünce bizi birbirimize yakıştırdığını. Bunları bizden sakladığı için özürlerini.
Herşeyi bir bir anlatıyordu bu yazıda.
Son olarak herşey için af diliyordu...

Kağıt elimden usulca kaydığında gözlerimi uzunca yatağın örtüsünde gezindi. Ne yapmalıydım? Ne demeliydim? Nasıl bir tepki vermeliydim?

Hayatımın değiştiği günle ilgili aslında hiçbir şey bilmediğimi bugün öğrenmiştim. Sevdiğim adamla kaderimizin o gün birbirine dokunduğunu öğrenmiştim.

Sonra diğer kağıdı almıştım elime. Kimin olduğunu tahmin ettiğim o kağıdı almıştım titreyen ellerime.

"...O gün duyduğum küçük kızın ağlama sesinin, ileride ağladığında ciğerimi dağlayan karım olacağını nereden bilebilirdim? Yıllarca ailemin ölümüne neden oldum diye kendimi suçlarken, uğruna öleceğim karımın çektiği acıların sebebi olduğunu nereden bilebilirdim. Özür dilerim güzelim...
Annesiz, babasız kaldığın için özür dilerim.
Sesin hâlâ kulaklarımda. O gece nasıl canın yanmıştı kim bilir? Çok korkmuştun. Çok ağlamıştın. Keşke o zaman da gözyaşını düşmeden tutabilseydim. Özür dilerim.

Ben seni çok seviyorum Eylül. Bana suçum olmadığını sen söylemiştin. Hâlâ aynı düşünüyorsun değil mi? Beni bırakmayacaksın, sevmeye devam edeceksin değil mi?

Bunları yüzüne söyleyemedim özür dilerim. Dilim varmadı. Geldiğimde gözlerime yine aynı bak olur mu?
Seni seviyorum..."

Gözümün önüne gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp tekrar baktım kameraya.
"Gelelim şimdi asıl meseleye. Yazdıklarını buldum, okudum ve sana çok kızdım Toprak. Bunu gelince konuşacağız şimdi senin aklını meşgul etsin istemiyorum. Ama asla seni bırakmayacağımı biliyorsun değil mi? Senin bakışların değişse bile ben hep sana aynı bakarım. Severim hep seni.
Bunları asla unutma. Kendine dikkat et. Seni seviyorum koca adam."

Kameraya bir öpücük yollayıp son kez el sallayarak kapattım. Telefonu elime alıp Toprak'a yolladım. Şimdi göremeyecekti biliyorum ama belki bir karakola falan giderlerdi. En olmadı buraya gelmek için yola çıktıklarında görür mutlu olurdu.

Gözümden izinsizce süzülen bir damlayı hırsla sildim. Bir hafta demişti. Bugün bir hafta olmuştu, en fazla bir iki güne burada olurdu.

Telefonu elime alıp odaya geçtim. Başımı kendi yastığıma koyup Toprak'ın yastığını kollarım arasına alarak gözlerimi kapadım.

Selamın aleyküm°

Bir iki bölüm daha böyle Eylül'ün video kaydı şeklinde gelecek.

Onlar da kısa olacak ve çok bekletmen atmaya çalışacağım. Ardından yine eskisi gibi devam edecek bölümler.

Sizleri seviyorum Allah'a emanet olun°
10 Nisan 2021



SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now