27. Bölüm " Özledim"

21.8K 1.2K 86
                                    

Bu bir hafta oldukça yoğun geçmişti. Eylül'le Erva büyük günü  en güzel şekilde geçirmek için çalışıyordu. Eylül kendi istemesinde yaşayamadığı tüm heyecanı biriktirmiş de şimdiye saklamış gibiydi.

Erva'yı istemeye geldiklerinde yüzükler takılacak aile arasında küçük bir nişanmış gibi de kutlanacakdı.
Bunun için birbiriyle uyumlu süsler, çiçekler, masa örtüsü, hediyelikler ve daha nice şeyler alındı.
Erva 'Bunca şeye gerek yok.' dese de Eylül 'İki töreni birden aradan çıkarıyoruz zaten sus.' diye susturuyordu her seferinde.

Bu bir haftada Toprak her an mesaj atıyor, olduk olmadık yerde arıyordu.
Hatta her gün 'Özlemişsindir diye atıyorum.' deyip sayısız fotoğrafını atıyor sonra da Eylül'ün fotoğraf atmasını istiyordu. Tabi bizim kız nerede dil çıkardığı fotoğraf nerede ters ters baktığı fotoğraf varsa hepsini bir bir bulup atıyordu.
Birkaç günde liseli aşıklar gibi hissetmeye başlamışlardı kendilerini.
Eylül kadınların ters bakışları arasında mesaj atıp gülmemek için kendini zor tutuyor, Toprak da Deniz'in tüm dalga geçmelerine aldırmadan telefonu elinden bırakmıyordu.

Günün verdiği yorgunlukla yatakta uykuya dalan Eylül telefonun sesiyle uyandı. Teheccüd namazı için alarm kurmuştu. Telefonu susturup saçlarını topladı.

Şuan herkes uyuyor olsa da birilerinin kalkma ihtimali de vardı. Üzerindeki  çiçekli  böcekli sıfır kollu atletiyle kimseye görünmek istemezdi açıkçası.
Çalışma masasının üzerine bıraktığı hırkasını alıp üzerine geçirdi.

Odasının kapısını yavaşça açıp banyoya doğru ilerlerdi.
Bu katta sadece Ali'nin ve onun odası olmasına rağmen ses çıkarmamaya özen göstererek banyonun kapısını açtı.
Her zaman abdest aldığında rahatladığını hissederdi. Ama şu havalarda daha bir ferahlık veriyordu insana.
Yine sessizce odasına girip namazını kıldı. Ellerini semaya kaldırıp uzun uzun duasını etti.
Seni yargılamayan, herşeyinle seven, ve tüm derdini istediğin gibi anlatabildiğin bir Rabbin olması ne güzel diye düşündü. Burada duyduğun huzur ne güzel. 

Seccadesini katlayıp bir kenara kaldırdı. Telefonunu koyduğu masanın üzerinden alıp Toprak'tan mesaj gelmiş mi diye kontrol etti.
Ve beklediği gibi...

Toprak💜:  Eylül'üm bil diye söylüyorum. Bugün yine bu lanet olası çekiciliğimden çok etkilenen oldu ama ben onları yanıma bile yaklaştırmadım. Merak etme yani.

Yüzünde bir gülümseme peyda oldu. Bu adamın sadece ona karşı çocuk gibi oluşu hoşuna gidiyordu. Başkalarının yanında aşırı korumacı, sert mizaçlı, kaşları çatık çatık gezse de ona karşı  incitmekten korkarcasına nazik bir o kadar çocuk gibi davranıyordu.

Eylül:  Toprak gözlüm ben de bil diye söylüyorum. Benim de bu güzel yüzümden çok etkilenen oldu ama ben kimseyi yanıma yaklaştırmadım. Merak etme yani.

Toprak💜:  Ne demek etkilenen oldu. Kimmiş lan onlar?? Hastaneden mi? Mahallenizden falan mı?

Eylül:  Ya dur şaka yaptım sadece. Hem 'lan' derken??

Toprak💜:  Kimmiş be onlar demek istedim hatun. Yanlış anlama.
Toprak💜: Hem senin canıma kastın mı var? Zaten bir haftadır göremedim o gül yüzünü.

Eylül:  Hadi yine iyisin gönlümü almayı biliyorsun. 
Eylül: Bu arada yarın ben Erva' ya geçiyorum gece orada kalacağım. Biliyorsun değil mi?

Toprak💜:  Uff biliyorum maalesef.
Toprak💜:  Eylül evdekiler napıyor? Melih nerede?

Eylül:  Hepsi yattı çoktan da sen hayırdır Melih'i niye sordun birden? Eylül: İyi misin? 
Eylül:  Başına güneş falan mı geçti?

SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin