Bölüm 13

1.8K 93 9
                                    

Başlangıçta pozitif kalarak Deren'in iyilikle ilgili imasının gerçekten de iyilikle ilgili olduğunu düşünmüştüm ama nedense şirkete yaklaştıkça aksini hissetmeye başlamıştım.Arabada kuşkum ve gerginliğim giderek artmıştı.Şoförün kapıyı açmasıyla arabadan indiğimde muhtemel senaryoları kafamda sıralandı.Serhan'ın yanına gidip ona "merhaba" diyecektim ve onun bana herhangi bir sürprizi olmadığından karşısında küçük düşecektim ya da onu gördüğümde odasında büyük hediye paketiyle şok olacaktım ve ona sarılıp aramızı düzeltecektim ya da onu odasında bir kadınla sarmaş dolaş yakalayıp arkama bakmadan çekip gidecektim.Bütün bu senaryoların içinde en kötüsünü aklıma getirmem oldukça insansı bir hareketti, değil mi?Deren'in tarif ettiği kata çıkıp Serhan'ın odasını bulmaya çalıştım.Sekreterin beni görmesiyle yüzü bir hayli asılıp değiştiğinden doğru yere geldiğimi anladım.Onun ısrarlı konuşma çabalarına aldırmadan kendimi en kötü senaryoya hazırlayıp patronunu aramasından önce içeriye daldım.Bu sırada şirket telefonu Serhan'ın elinde asılı kalmıştı yanında da tahmin ettiğim gibi bir kadın vardı ama pozisyonları pek de düşündüğüm şekilde değildi.Adam gayet normal bir şekilde masasının ardında duruyordu, kadında herkesin oturabileceği masa önü sandalyelerinden birindeydi.Çatık kaşlarımı düzeltip söyleyebileceğim herhangi bir yalan bulmaya çalışırken kumral, Aysun kadar bakımlı kadın ayağa kalkarak dikkatleri kendi üzerinde topladı.
"Yasemin buraya gelmen ne güzel!Biz de tam senden bahsediyorduk.Serhan pek beğenmedi ama bir de sen bak istersen."
Kadının uzattığı kağıtları alıp olabilecek en mükemmel şekilde olayın içinden sıyrıldım.Elimdeki kağıdı detaylıca incelediğimde kadının avukat olduğunu anlamıştım, bir de elimdekinin boşanma belgelerini olduğunu tabii.Serhan'a bakarak bekleyeceğini söylediği halde neden hâlâ arkamdan iş çevirdiğini sorgulamaya çalıştım, bunu benden isteseydi çoktan imzalamıştım.Bu işin bir de öteki sorusu vardı ki o da Mine'ye bu halimi sevdiğini söylerken neden bu evrakları hazırlamaya giriştiğiydi.Yere bakıp düşünerek doğru cevabı vermeyi denedim.Dün gece...Dün gece ona hatırlamaya başladığımı söylemiştim.Bu yüzden mi...Bu yüzen mi bir an önce benden kurtulmak için mi?Gözlerimi tekrardan kadına çevirdiğimde memnuniyetsizliğimi fark etmiş olacaktı ki dertli bir nefes verme gereği duydu.
"Şartları beğenmedin mi?Bence yeterince iyi.Yasemin bak, biliyorum.Serhan'ın eski sevgilisi olmam, burada çalışmam seni rahatsız ediyor ama ben seni de onu da bu şeyin içinden en az zararla çıkarmak istiyorum, güven bana.Onun şart olarak sunduğu tek şey kızının velayeti, kalanında sana bayağı açık bir kapı bıraktı, zaten.Bence düşünmelisin."
Yutkunarak kadının söylediklerini sindirmeye çalıştım.Konuşmasında o kadar çok kilit nokta vardı ki!Bunlardan biri Serhan'ın boşanma girişimiydi, o yeterince beter diye düşünürken avukatının aslında eski sevgilisi olduğunu öğrenmiştim ve bu da yetmezmiş gibi burada çalıştığını keşfetmiştim.Daha önceleri bunu bilsem bile şimdi ilk kez duyuyor olmak canımı yeterince acıtmıştı.Her şeyi geçtim eskiden Eylül'ün velayetini verme konusuna ılımlı yaklaşsam da kızı tanımamla ve bana sarılışıyla birlikte her şey değişmişti, ondan ayrılabileceğimi nasıl düşünebilmişti?Kağıdı yere fırlatıp kadının korkacağı bir bakışı yüzüme yerleştirdikten sonra tek bir kelime bile etmeden oradan ayrılıp geldiğim gibi hızla geri gittim.Serhan arkamdan bağırıp beklememi istese de onu dinlememiştim.Asansör şansıma denk geldiğinden içine girip düğmesine bastım.Serhan bana yetişemediği için muhtemelen deliye dönmüş ve diğer asansörü beklemeye başlamıştı.Bu bana şirketten ayrılmak için yeterli zamanı kazandırırdı.Kapıya çıktığımda arabam hazırdı.İçine bindiğimde şoför kazandığım zamanı çarçur ederek harcadığında ona kapıları kilitlemesini söyledim.Serhan bize yetişmiş, kapıyı yumruklamaya başlamıştı.Dikiz aynasında ne yapacağını bilemeyen şoförle göz göze geldiğimde eli kapı kilidine gitmek üzereydi.
"Sakın!Sakın, kilidi açma!"
Adam güneş gözlüğünü çıkarıp alnındaki terleri silmişti.Karar vermesi zor bir eşikteydi.Onu desteklemek de bana düşerdi.
"Evet, o senin patronun ama ben de öyleyim.Kapıyı açmazsan Serhan sana kızar, uyarır hepsi bu kadar ama eğer böylesine büyük bir hatayı bana karşı yapıp kilidi açarsan sana kafayı takarım!Sevdiğim her şey üzerine yemin ederim ki Serhan beni ikna edip yumuşatsa bile seni kovarım, anladın mı beni?Yaparım, bilirsin!"
Adam açık tehdidimle elini kilitten çekmiş, direksiyonu kavramıştı.Serhan gözlerini benden alıp ona çevirdiğinde "Hayır!" diye bağırıyordu ama nafileydi.Dedikleri kadar şirret biriysem benden korkan adamlar benim sözümü dinlerdi.Şoför gaza basıp gittiğimde Serhan arkamızda kalmıştı ama bu pek de etkili bir çözüm değildi.Gidecek başka bir yerim yoktu, rotam aynıydı.Ev.Ama ne ev!Entrikaların yüzdüğü, sırların havada uçuşup tutanın elinde kalacağı, tehlikeli bir ev.Bizim kaldığımız evden bahsediyordum.Şimdi oraya gidiyordum.Bu süre zarfında düşünüp "En kısa zamanda bavulumla evden nasıl çıkarım?"ı düşünebilirdim.
​Evin kapısından içeri girerken arkamdan gelen araba sesini fark etmiştim.Beklemeden koşarak merdivenleri çıkıp yatak odasına girdim.Dolaptan küçük bir valiz çıkarıp neye ihtiyacım olur diye bakmadan doldurmaya başladım.Dizilerde hep böyle olurdu değil mi? Askıların fazlaca yer kaplaması dışında mantıklı da sayılabilirdi.Kırık elime çok yüklenmeden askıları kıyafetlerden alıp valizin içinden çıkardığım sırada Serhan odaya girdi.Kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen?Şirketten beri peşinden koşuyorum!"
Kolumu çekerek ondan kurtardım.Kızdığında kaşları çatık, öfkeli ve oldukça korkutucu görünüyor olabilirdi ama ben de öyleydim.En azından şirketteki gibi görünmeyi deneyebilirdim.
"Senin işlerini kolaylaştırıyorum!Gitmemi istemiyor muydun, gidiyorum işte!"
Serhan valizimi elimden alıp diğer tarafa geçirdi.Kırık elimle ona karşı koyamayacağımı biliyordu.Beni mantıklı düşünmem için sakinleştiriyordu ama öyle ya da böyle en mantıklı yol benim için buydu.
"Nereye gideceksin, Yasemin?Otele mi?Hatırlamadığın akrabalarının yanına mı?Hande'nin yanına mı?O kadının kocasının senden ne kadar nefret ettiğini biliyor musun sen?Karısının senin pis işlerine bulaşmasından çok mu memnun sanıyorsun?Seni kimse yanında istemez anlıyor musun, istemez!"
Evden ayrılmak gerçekten de mantıklı bir fikir değildi ama burada durmayı da istemiyordum.Derin bir nefes alıp elimle alnımı sıyırdım.Serhan'ın yüzüme vurduğu acı gerçek beni hissizleştirmişti.
"Ne yapacağımı bilmiyorum, Serhan.Bilmiyorum!"
Gözlerimi eşimden alıp kapıya doğru çevirdiğimde okuldan henüz dönen kızımızı fark etmiştim.Gelmesine daha iki saat vardı, neden buradaydı ki?Neden bizi bu halde görmek zorundaydı?Kaşları çatık bir halde elini yüzünde gezdirdikten sonra sordu.
"Bir yere mi gidiyorsun anne?"
Ona ne diyebilirdim ki?Babasının boşanmak üzereyken hazırladığı evrakları aramızdaki buzlar erimeye başladığı halde arkamdan iş çevirerek yeniden hazırlattığını ve bunu da şirketinde çalışan eski sevgilisine yaptırdığını mı?Ne cümle ama!Ben bile bunu algılamak için dakikalarımı ayırmışken minicik kızımın anlamasını mı bekleyecektim?Eylül okul çantasını atarak sorusuna karşılık cevap bile beklemeden koşup bacaklarıma sarıldı.
"Gitme, anne!Lütfen, ne olur!"
Kızımın hamlesiyle şah mat olup yelkenlerimi suya indirdim.Ona gideceğimi söyleyemezdim, en azından bu haber şimdilik bekleyebilirdi.Hem madem velayeti vermek istemiyordum öyleyse neden onu terk edip gitmeyi düşünmüştüm ki?Sorumluluk sahibi bir anne olup her daim kızıma sahip çıkmam gerekirdi, boşansam ve bu evden gitsem bile...
"Yo, bir yere gitmiyorum.Eskilerimi ayırıp Candan ablana verecektim.Sen niye erken geldin?"
Başını kaldırıp yüz ifadesini değiştirmeden bana baktı.Gitmeyeceğimi anladığında gülümseyip benden ayrıldı.
"Bilmem, Deren halam aldı okuldan beni."
Ben kötü biriydim ve bunu her fırsatta hatırlattıkları için kabul etmiştim.Peki onlar düşündüğüm kadar iyi miydiler?Hiç sırları yok muydu mesela?Sırları yoksa ben onları neyle tehdit ediyordum, peki?Hayır hepsinin, bu evdeki herkesin Eylül'ün bile içinde tuttuğu sırları vardı.Aysun benden nefret etmişti ve bunu yalnız kaldığımız ilk fırsatta göstermekten çekinmemişti.Sabri'nin şirketle ilgili dedikodularının gerçeklik payı olma ihtimali vardı.Bora'yı saymıyorum bile.Mine...O belki iyi biridir ama yine de onun da içinde tuttuğu bir şey vardı, elbette.Deren'se...Bugün çizmeyi epeyce bir aşarak nefretinin seviyesini bana hissettirmişti.Kendi oyununa bir çocuğu nasıl dahil edebilirdi ki?Bu kadar mı kör etmişti onu nefreti.Bu kadar mı gerçekten?Kötü biriysem eğer, olmasaydım bile, o kız bu yaptığının bedelini önümüzdeki günlerde ödeyecekti.Kızıma dokunmaması gerektiğini tahmin etmeliydi.Eylül bana öyle bakarken anne şefkatini henüz aldığı sıralarda beni kaybetmekten korktuğunu gözlerinde bizzat görebilmiştim.Kim bilir gideceğimi kaç kez düşünmüştü?O bile küçücük kalbinde bu korku saklamanın telaşını yaşıyordu.Serhan'a gelince...Onun sakladığı sır herkesinkinden olmasa da birçoğundan önce çıkmıştı.Belki diğerlerinden daha masumane ama daha can yakıcıydı.Benim için diğerlerinden milyonlarca kez can yakıcı çünkü onu... Onu seviyordum ve kaybetmek...Onu kaybetme düşüncesi bile kalbimi yerinden çıkarmasına yeterdi.Ben iyi biri değildim, kabul ama onlar da iyi değildi.Eylül dışında hiçbiri iyi değildi.Belki aralarında yaptıklarımı hak eden bile vardı.Belki de hatırlayınca iyi ki yapmışım diyebileceğim şeyler bile vardı.Belki de yaptığım her şeyin gerçekten de bir sebebi vardı.Tüm bunları öğrenmem için her şeyi hatırlamam gerekirdi.Düşmanları olan zengin birinin hafızasını kaybetmesi de ne sorunmuş ama değil mi?

***

Hayatı Yalan her zamanki gibi oldukça fırtınalı bir şekilde devam ediyor.Oylarınızla ve yorumlarınızla hikayemizi renklendirmeyi lütfen unutmayın. Sevgiler... :)
1)Serhan araları düzelmeye başlamasına rağmen neden evrakları hazırlattı? 2)Serhan ve Yasemin sorunları Eylül sayesinde aşabilecek mi?
3)Yasemin, Deren'den intikamını nasıl alacak?
4)Sizce Yasemin'in yaptıklarında haklılık payı olabilir mi?
5)Cihanayların evinde yaşamak ister miydiniz?

Hayatı YalanWhere stories live. Discover now