Bölüm 5

2.1K 87 21
                                    

Söylediklerime karşın yüzüne yerleştirdiği gülüş öyle sıradan bir gülüş değildi.Bana cevap vermeden ağır hareketlerle saçlarını düzelttikten sonra yan tarafımda duran telefonunu alıp odanın kapısına doğru yöneldi.Giderken onu durdurup sordum.

"Bir şey söylemeyecek misin?"

Serhan başını iki yana savurup gözlerini yana doğru çevirdi.Elini öne alıp saatini düzeltmişti.

"Bundan bir gün önce bana bir şey demiştin, hatırlıyor musun?'Başımın çaresine bakarım, kimsenin acımasına ihtiyacım yok benim.'Şimdi ben de sana aynısını söyleyeceğim.Başımın çaresine bakarım, kimsenin acımasına ihtiyacım yok benim.Dün geceki şey kocaman bir hatadan ibaretti, duygusallığım üstümdeydi ama artık iyiyim, her şey geçti gitti.Acıma bana!He, illa da bir şeyleri düzeltmek istiyorsan önce hafızanı düzelt sonra da Eylül'le aranı.Senden düzeltmeni beklediğim başka herhangi bir şey yok."

Ve kapıyı açıp gitti.Derin bir nefes verip nasıl kırdığımı bilmediğim kalplerin tamirinin ne kadar zor olacağını düşündüm.Özellikle de Serhan'ınkinin...Çoğu kişi bu kırgınlığın sebebini sadece aldatmaya ve erkeklik gururunun kırılmasına bağlayabilirdi ama onun sebepleri bundan fazlasıydı.Beni yanında hissetmiyordu, benden güç alamıyordu, anneliğimden illallah etmişti.Kızımıza hem anne hem baba olmaya çalışıyordu ve bu sırada bir şirket ve baskın insanlarla dolu bir ev yönetiyordu.Normal şartlarda evlilik konusunda iki tarafın eşit olması gerektiğini düşünsem de bizimki sıradan bir evlilik değildi çünkü her şeyin üstüne sosyetik ortamlar, magazinsel dedikodular ve bizi izleyen milyonlarca göz etrafımızı çevirmişti.Bir de şu bir iki gün içinde kendimle ilgili öğrendiğim şeyleri eklediğimde bu durumda Serhan'a hak vermeden edemiyordum.Başımın çaresine bakabilirim dese bile yanında bir desteğe ihtiyacı olduğu gün gibi aşikardı.Öyleyse eşim istemese de o destek, o güç ben olmalıydım.Tabii bunu yapmak için öncelikle nereden başlayacağımı bilmem ve bir plan yapmam gerekiyordu.Bunun için öncelikle hedefim kaybettiğim anılarımı hatırlamaktı ama bu doktorun söylediğine göre zaman içinde düzelebilecek bir şeydi.Yani bunu düzeltmek düşündüğüm kadar kolay olmayacaktı.Ne yapacağımı bilmeden yatağa oturup oradaki telefonu seyrettim.Dakikalarca onu izledikten sonra beynimin bana göndermeye çalıştığı mesajı algılayıp galerideki fotoğraflara bakmaya başladım.Fotoğrafların arasında kendimi bularak yüzümü iyice yakınlaştırdım.Ne kadar da değişik ne kadar da makyajlıydım.Serhan'ın abartılı makyajdan neyi kastettiğini bu fotoğrafla ancak algılamıştım.Gözlerimin ve saçlarımın rengi dışında her şey daha farklı görünüyordu gözüme.Kendimi bu kadar unutmuş olmama şaşırıp masadaki makyaj malzemelerine baktım.Yığınlarca ürünün içinde kendime bunu yapmış olabilmeme şaşmamalıydım çünkü önceleri neredeyse hepsini her gün kullandığıma adım kadar emindim.Geriye doğru gidip başka bir fotoğrafa geçtim.Bu fotoğrafta Serhan, Eylül ve ben vardım.Serhan oldukça salaş giyinmiş, bir elinde piknik sepeti bir elinde Eylül'le poz vermişti.Bense onlardan apayrı bir dünyada abiyeyi andıran mor bir elbise, ince topuklular, yoğun bir kırmızı ruj ve güneş gözlüklerimle katalog çekimini andıran bir duruş sergilemiştim.Onlardan uzakta kendi halimde duruyordum.Bizi hiç tanımayıp bu fotoğrafa bakan birileri aile durumumuzu kolaylıkla çözebilirdi.Bir yanda baba-kızın samimi gülüşünü görürken bir yandan modellere özenmiş, sosyetik annenin sahteliğini görüyordum.Kötü bir anne olduğumu Serhan'ın , Eylül'ün, ailenin diğer üyelerinin söylediği yetmezmiş gibi bir de fotoğraflar da bunu haykırıyordu.Sinirle fotoğrafları değiştirip hızlı hızlı geçtim.Telefonu yana bırakıp yeri izleyerek sakinleşmeyi umduğumda az önce gördüğüm bir fotoğrafı gözlerimin önüne getirip telefonu elime geri aldım.Dikkatimi çeken fotoğrafı açıp görüntüdekinin kim olduğunu anlamaya çalıştım.Bunu ilk gördüğümde gruplardan atılan magazinsel bir şey olduğunu sanmıştım ama daha dikkatli bakınca yatakta yatan iki kişiden birinin tanıdık biri olduğunu anlamıştım.Bu kişinin Serhan olduğunu düşünüp kendimi bu kadar da kötü bu kadar da suçlu hissetmememi isteseniz de fotoğraftaki kişi Serhan değildi.Evden biriydi ama Serhan değildi.O, kişi dik saçları ve yandan gülümsemesiyle Bora'ydı.Evet, Mine'nin eşi Bora, fotoğrafta başkasıyla...Acaba bundan Serhan'ın, Mine'nin, Bora'nın ya da benden başka herhangi birinin haberi var mıydı?Benim gibi biri bunu telefonunda hangi amaçla saklardı?Dahası bu şey galerime nereden düşmüştü?Mesaj kutusunu açıp sohbetlerden fotoğrafı atan kişiyi bulmayı denedim.Yığınlarca geçmiş olsun mesajından bunu yapmakta biraz zorlansam da onu bulmayı başarabilmiştim.Ekranımda tek bir telefon ve iki mesaj vardı.Biri o fotoğrafın olduğu mesajdı devamında da bir yazı...Her şey istediğiniz gibi.

Hayatı YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin