Bölüm 36

915 46 6
                                    

Sabri'nin kaçırıldığını anladıktan sonra bulmak o kadar da uzun sürmemişti.Adamların tek istediği paraydı ve bu Cihanay ailesinde bol miktarda vardı.Serhan ertesi günün sabahında kaçıranlardan telefonun gelmesiyle hemen parayı hazırlattırıp polislerle birlikte küçük bir operasyona imza atmıştı.Bunun sonucunda başarılı olmuş ve Sabri'yle beraber hastaneye, oradan da polis merkezine geçmişlerdi.Aysun'sa evde kocasının gelmesini bekliyor ve bir saniye bile durmaksızın söyleniyordu.

"Ah, Sabri!Neler yaptın bana!İnanamıyorum sana!Bunu nasıl yaptın?Nasıl bulaştın bu işlere?Kendini ne hallere soktun?Hadi kendini soktun bizi niye sokuyorsun?Niye kaçırılıyorsun?Bir sürü koruma var etrafta, bir tanesini almaz mı yanına insan ya?"

Deren gözlerini devirip başını yasladığı elini geri çekti.Ablasının sabahtan beri söylenmesinden ona da gına gelmişti.Durum bu haldeyken odasına da saklanamıyordu.El mahkum burada bizimle beraber bekleyecekti ama bu, sessiz duracağı anlamına gelmezdi.

"Ablacığım, biraz ara mı versen?Hani eniştem burada yok ya, biraz da o gelince devam edersin.Böylelikle sözlerin hitap ettiğin kişiye ulaşmış olur."

Mine'nin dürtmesiyle susan kız kardeş, bitmek bilmeyen olayların ortasında sudan çıkmış balığa dönen kardeşime bakarak kaş göz işareti yaptı.Mesajı pratik bir şekilde almayı başaramayan kardeşime baktığımda bakışmalarını yakaladığım için utanmıştı.Olduğu yerde toparlandıktan sonra boğazındaki gıcığı temizleyip ayaklandı.

"Benim işe gitmem lazım.Birkaç saatliğine izin almıştım da...Deren sen de gel istersen.Orada proje hakkında destek alırız.Anlaşamadığımız bazı detayları konuşuruz."

Deren yıllardır bu cümleyi bekliyormuşçasına oturduğu yerden fırlayıp Berke'nin peşine takıldı.Aralarındaki arkadaşlık başlangıçta olmasa da şu sıralar canımı sıkmaya başlamıştı.Ne zaman baksam sürekli dip dibelerdi.Ya aşağıda beraber proje çalışıyorlardı ya da yan yana oturup çay, kahve içiyorlardı.Hep baş başa kalıyorlar, az önceki gibi bir bakışla anlaşabilecek kadar birlikte vakit geçiriyorlardı.Bir an önce müdahale edilmezse iş can sıkıcı bir hal alabilirdi.İpleri elime alıp Berke'yi Deren konusunda uyarmam gerekirdi.Normalde Berke'ye karışmazdım ama söz konusu Deren'di işte.Bizim Deren...Asi, Yasemin'le aşık atmaya çalışan, bunun için Eylül'ü bile gözden çıkaran, kötü planlar yapan Deren...Ama bir yandan da bunu yapmamı engelleyen bir şey vardı.Berke hassas bir insandı.Eğer yanlış sinyal almışsam ve bunu ona direkt olarak söylersem bana kırılabilir ve günlerce hatta haftalarca bana küsebilirdi.Biraz düşününce...Belki de bu olay kardeşimle aramdaki bağı zedelemeye değmezdi.Belki de sadece hormonlarımın yükselmesiyle gözümde büyüttüğüm basit bir şeydi.Bunun ayırtına varabilecek durumda olmadığımı anladığımda konuşmayı bir süre daha erteleyip gözlemlerime devam etmeyi seçtim.Berke'yi bu şekilde rencide edip üzemezdim.Kapı onların gidişinin ardından tekrar açıldığında beklediğimiz kişilerin geldiğini anlayıp hazır ola geçtim.Olası bir Sabri Aysun çatışmasının arasında kalmamak için Serhan'ın arkasına saklanmaya hazır olmalıydım, değil mi?Serhan, Sabri ve sürpriz misafir Ebru geldiğinde bakışlarımı önce Ebru'nun sonra da Sabri'nin üstünde gezdirdim.Ebru, Fırat olayından dolayı bana karşı soğuk duruyor gözlerini kaçırıyordu.Ona o gün, o anda doğruları söylemediğim için bana kızmış olmalıydı ve hâlâ da öfkesi geçmiş değildi.Sabri Ebru'nun önüne geçip karısının karşısına geçti.Gözlerinin altı morarmıştı, muhtemelen kaçırıldığı yerde temiz bir dayak yemişti.Kaşının üstünde de küçük bir yara bandı vardı.Aysun ona baksaydı içindeki öfke bir ihtimal dinebilirdi ama o bu ihtimale bile katlanamıyor; başını yana, yukarıya, eşi dışında her yere çeviriyordu.Sabri karısının yanına oturup ellerini tuttu.

"Ben geldim, Aysun.Sana geldim.Biliyorum bana kızgınsın.Bulaştığım şeyler için beni suçluyorsun ama benim aklım başıma geldi zaten.Bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım, söz veriyorum!"

Hayatı YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin