Bölüm 32

1.1K 57 15
                                    

Dedikoducu kadın, beni gördüğünde; yüzü kızarmış, teni solmuş, renk skalasında hatrı sayılır hızda geçişler yapmıştı.Benim yanımda söyleyemeyeceği sözler sarf ettiğinin farkındaydı.Öyleyse neden en başında çenesini kapalı tutmamıştı?Yani neden hakkında konuştuğu kişi karşısına dikildiğinde ağzını açamayacağını bildiği halde tanımadığı biri hakkında yorum yapma gereğinde bulmuştu?Onun ne haddineydi?Hadi, kendimi geçtim; ailem hakkında nasıl olur da böyle sözler söyleyebilirlerdi?Madem dedikodumu yapmak isteyecekti, en azından hayatımı araştırma zahmetinde bulunup geçmişim hakkında bilgi edinemez miydi?Kendinde nasıl bir hak, nasıl bir üstünlük görüyordu da bana bunları yapabiliyordu?Patronu Serhan'a, karnımdaki küçücük bebeğe de mi saygısı yoktu?Bunlar nasıl insanlardı?Nasıl bu kadar kötü olabiliyorlardı?Karnımdaki kasılmayla birlikte elimi bebeğime doğru götürüp karnımı destekledim.Böylelikle bir nebze olsun acıyı hafifletebilmiştim.Kadına doğru iyice yaklaşıp bir şeyler söylemek istedim ama bunun yerine sadece karnımı tutuyor ve ürkütücü bir şekilde üstüne yürüyordum.Kadın, gözleri yerde geri geri giderek kendine alan bulabildiğinde aramıza giren kişiyle birlikte konu başka bir seviyeye gelmişti.Yanımıza gelen kişi kumral, bakımlı ve güzel haliyle Serhan'ın en sevdiği avukatıydı.Yani eski en sevdiği...Eski sevgilisi...Ve aynı zamanda avukatı...Kadının yüzü beş karıştı; bu suratı güzelliğini geride bırakmış, yerini korkutuculuk ve ciddiyet almıştı.Avukat kadın hakim konumunda bizi izliyordu.Söylenenleri muhtemelen o da duymuştu.Garip tavırları galiba bundandı.Ona bakıp adaletine güvenerek vereceği hükmü bekledim.Aksi takdirde öfkemi ikisine birden kusup ortalığı biraz karıştırabilirdim.

"Sen...Kovuldun!Masana gidip eşyalarını toplayabilirsin!"

Suçlu, ağlamaklı bir halde öne doğru atıldığında avukat elini kaldırarak onu susturdu.Bir kelimesini daha duymaya tahammülü yoktu.

"He, itiraz etmek istersen konuyu Serhan Bey'in odasında tartışabiliriz ama kimden yana olacağını tahmin ediyorsundur, diye düşünüyorum."

Kovulan kadın bir bana bir avukata baktıktan sonra ayağını yere vurup koşarak yanımızdan uzaklaştı.Sekreter kızsa bu durumun ona sıçramasından korkarak önüne dönüp işine odaklandı.Bu düşüncede haklıydı, öfkem içimde patlamıştı.Nereden kime çarpacağı asla bilinemezdi.Ben kilitlenmiş bir şekilde sekreteri izlerken avukat kadın elini uzatmış, bakışlarımı yakalamaya çalışıyordu.

"Merhaba, ben Ebru.Daha önce karşılaşmıştık, hatırlıyor musun bilmiyorum..."

Elimi uzatıp adaletli davranan kadınla tanıştım.Serhan'ın eski sevgilisi olması onun doğru bir şey yapıp beni bu rezaletin içinden mümkün olan en basit şekilde çekip çıkardığı gerçeğini değiştirmezdi.Kovulan kıza delicesine kızmıştım, o olmasaydı iş daha çirkin yerlere gidebilirdi.

"Hatırlıyorum hatırlıyorum.Aslı ben de.Tanıştığıma memnun oldum.Az önce yaptığın şey için teşekkür ederim."

Ebru gözlerini sıkıp teşekkürümü kibarca kabul etti.Asil biri olduğu belliydi, Serhan'ın geçmişte ona karşı bir şeyler hissetmesi sadece bundan kaynaklı bile olabilirdi.

"Şirkette böyle dedikodular dönebiliyor bazen.Normal şartlarda hoş görülebilir ama o haddini aşmıştı, sözleri çok ağırdı.Hem bir değil iki değil..."

Kadının sözlerini dinleyerek bir yandan sakinleşip bir yandan da karnımdaki kasılmaları dindirmeye çalışıyordum.Avukat bunu fark etmiş olacaktı ki elini uzatıp yol gösterdi.

"Ayakta kaldın, içeri buyurmaz mısın?Bir çay, kahve ikram edeyim.Gerçi hamileler içmez diyorlar ama..."

Karnımdaki sancıyı oturup dinlenerek daha çabuk hafifletebileceğimi düşünüp Ebru'nun davetini kabul ettim ve onu odasına kadar takip ettim.Odada siyah ve beyaz renkler hakimdi.Avukat kadının gri diye bir seçeneği yoktu.Onun için hayat ya siyah ya da beyazdı, arası mümkün olamazdı.Karşılıklı konmuş beyaz koltuklardan birine oturup kadının gelişini izledim.Üstünde usturuplu bir elbise, ağır olmayan bir makyaj ve küçük ama etkili takılar vardı.Sade şıklığa önem verdiği her halinden belliydi.Tıpkı...Serhan'ın beğendiği gibi...

Hayatı YalanWhere stories live. Discover now