Bölüm 6

2.1K 91 22
                                    

Elini ağır ağır yüzümden çeken adamı elimle geriye ittirip başkalarının dikkatini çekmeyecek ama yine de yüksek bir sesle bağırdım.
"Delirdin mi, sen?Ne yaptığını sanıyorsun?"
Bora sakindi.Hatırlama ihtimalim olan şeylere rağmen sırıtıyor, beni korkuttuğu için adeta keyif alıyordu.Bir anda ciddileşip yaklaşarak elini arkamdaki duvara yasladı.
"Evet delirdim!Sen delirttin beni!Sen ve asla dur durak bilmez nefretin!Bana ne hatırladığını söylemezsen yok ederim seni anladın mı?Yok, ederim!Öyle planlı yaparım ki bunu seni Serhan bile aramaz.Şimdi söyle, ne hatırladın benimle ilgili?"
İçinden psikopat çıkmış olan adam beni korkutmayı başarmıştı.O fotoğraflar yüzünden beni yeryüzünden silmek isteseydi bunu şirketimizden aldığı parayla çabucak halledebilirdi.Ortadan kaybolmak ve gitmek istediğimi yazan bir mektup bir anda yatak odamızda belirebilirdi.İşin kötüsü Serhan da dahil olmak üzere kimse bundan şüphelenmezdi.Bora'ya fotoğraflar hakkında bir şeyler söyleme girişiminde bulunmak üzereyken aslında ailemin bana yansıttığı şirret kadın olduğumu hatırlayıp cesaretlendim.Elimde bir koz vardı ve bunu değerlendirmeliydim.Ona fotoğrafları söyleseydim onları siler ve beni istediği gibi yönlendirme gücünü elde ederdi.En iyisi hafıza kaybını bahane edip içeriye gitmekti.Korkmuş halimi daha da abartıp oynamaya başladım. "Bora delirdin mi?Senin hakkında ne hatırlayabilirim ki ben?Niye böyle davrandığına anlam veremiyorum."
Yüzü bir an için düştü.Hatırlayıp hatırlamadığım konusunda ikilemdeydi, beni sorguluyordu.Gözünü kısıp yüz ifademi inceledi.Saf halimi değiştirmeden sabit bir şekilde ona baktım.Bence bana inanmıştı sadece...Düşünüyordu...Kesinlikle düşünüyordu.Ağzımı kapayıp beni buraya çekmesini bana nasıl açıklayacağını düşünüp bir yalan uydurmaya çalışıyordu.
"Şey...Mine'ye bir sürpriz...Büyük bir sürprizim var da...Onu seninle paylaşmıştım.Hatırladıysan belli etme diye rica edecektim."
Benim piknik yalanımdan esinlenilmiş, ondan hallice.Bunu yutacağımı mı sandın?Hafızamı kaybettim, aklımı değil!Kaşlarımı dikleştirip yalanını anladığımı belli etmeden gülümsedim. "Aaa, sürpriz mi ne kadar güzel.Nasıl bir sürprizmiş bu?"
Yalanına bir yalan daha ekleyip konuşmak üzereyken çalıların oradan gelen ayak sesiyle başımızı oraya çevirdik.Serhan tüm heybeti ve sorgulayan gözleriyle ikimize bakıyordu.Normal şartlarda güvende olduğuma sevinmem gerekirken bu bakışlarıyla beni germeyi başarmıştı.Yanına gidip eline sarıldım.
"Serhan...Biz de Bora'yla geçmişten bahsediyorduk."
Bora'ya imayla bakıp konuşmaya katılmasını istedim.O da bunda hemfikirdi ki beni çok da zorlamadan kendisi devam etti.
"Evet, hatırlamasında bir nebze yardımım dokunursa ne mutlu!Neyse çok konuştuk, çenem bana bir süre daha lazım.Ben bir gidip Mine'ye bakayım."
Cümlelerini hızlı hızlı söyledikten sonra yanımızdan hemen ayrılmıştı.Serhan'a baktığımda bu konuşmayla ilgili tatmin olmadığını anlayıp konuyu değiştirmeye çalıştım.
"Pikniğe gitmek istediğimi söyledim ama...Müsaitsin değil mi?İşlerinden alıkoyacaksak gitmeyelim.Ben belki bana bir şeyler hatırlatır diye gidelim istedim."
Serhan, Bora geldiğinde tuttuğum elini geri çekip benden uzaklaştı.Arkasını dönüp havuza doğru yaklaşırken elini cebine atmıştı.
"Eylül belli etmez ama çok sever pikniği.Heves etti, kırmak olmaz."
Onun bastığı yerlere basıp ağır adımlarla yanına ulaştım.Elimle omzuna dokunup kendime çevirdim.Gözlerinde bana karşı hep bir öfke hep bir sitem vardı.Acaba Serhan bana aşıkken nasıl bakardı?
"Günlerdir tanımaya çalıştığım kadının ardında sakladığı şeylerden ben de korkuyorum Serhan çünkü sınırı nerede biter bilmiyorum.Anlamaya çalışıyorum, mantık çerçevesine sokmak istiyorum ama olmuyor yapamıyorum.Etrafımdaki herkesi kırmışım, herkes paramparça.Objektif bir gözle baktığımda bunu net bir şekilde görebiliyorum.Kırdıklarımı toparlamak, düzeltmek istiyorum.Bana bunu en azından Eylül için yapabileceğimi söylemiştin ama sen bana doğru bir adım atmazsan ben yapamam.Tek başıma yapamam, Serhan.Buna gücüm yetmez."
Ona yalvarırcasına bakarken kararlı görünüşüyle hafızama kazınan adam gözlerini kapayıp bir kez daha iyi bir baba olduğunu kanıtladı.Kızının isminin duyulduğu yerde onun için akan sular duruyordu, geride kalan hiçbir şeyin önemi yoktu.Kızını çok ama çok seviyordu.Babalığına hayran olmamak elimde değildi.Sadece babalığı değil diğer tüm özellikleriyle ona hayranlık besliyor ve saygı duyuyordum.İdealin üstünde bir eş ve idealin üstünde bir babaydı ve bu her zamanki gibi kendimi sorgulamama neden oluyordu.O bu kadar mükemmelken ben nasıl oluyordu da bu kadar kötü biri oluyordum?Hafızam yerindeyken neyi beğenmiyordum?Kaşını, gözünü...Kafamdan şıklar geçirsem de bir cevap bulamıyordum ama onunla bakışırken de cevabı bulmak nasıl mümkün olabilirdi ki? "Bomba!"
Kızımızın bağırışıyla Bora olayından sonra gerçek bir bombanın evde olabileceği fikrine kapılıp panikleyerek arkamı döndüm.Eylül'ün koşarak üstüme atlamasıyla geriye çarpıp Serhan'ı da kızımla beraber havuza düşürmüştüm.Kendimi yukarıya iterek derin bir nefes aldım.Eylül suda kahkahalara boğulmuş, bizi izliyordu.Serhan'la ıslanmış, komik hallerimize bakıp bir anda biz de kahkaha atmaya başladık.Hep beraber katıla katıla gülüyorduk.Eylül'e bakıp onun gülüşünü izledim.Madem ben kötü biriydim öyleyse küçük kızımızın "bomba" atlayışı sonrasında intikam almak için ona "bomba" bir gıdıklama yapıp bir güzel ıslatabilirdim.
​Saç kurutma makinesiyle saçlarımı kuruttuktan sonra fişten çekip aldığım yere bıraktım.Serhan bu sırada odaya yeni girmişti.Islak ıslak banyoya yanıma geldi.
"Küçük cadı ıslattı bizi."
Yüzü gülüyordu, onun bu halini öyle nadir görüyordum ki böyle tatlı gülen biri daha çok gülmeli diye geçirdim içimden.Kaşlarımı kaldırıp yüzüme muzip bir gülüş koydum.
"Aslında teknik olarak seni ben düşürdüm.Onun yaptığı şey sadece üstüme atlayıp dengemi bozmaktı."
Kısa bir süre daha gülüp benimle göz göze geldikten sonra yaptığı bir suçmuşçasına ciddileşti.Onun bu ifadesi karşısında daha fazla gülemeyip ben de ciddileştim.Banyodan çıkıp giyinmesine, duş almasına fırsat vermeliydim.İleriye doğru bir adım atıp odadan çıkmak istediğimde o an orada olmaması gereken su birikintisine basıp kaydım.Neyse ki çok dengesiz bir şekilde yakalanmamıştım.Serhan'ın kolundan tutunmuş ve ayakta kalmıştım.Bu adam böyle biriydi, işte.Düşeceğim diye düşündüğüm yerde beni yakalardı.Güvensiz hissettiğim yerde kanatlarını bana açardı.Kötü biriydim ama o her şeye rağmen benim için bunları yapan iyi bir insandı.Ona tutunmasam bile beni yakalamaya her daim hazırdı.
​Havuzda yüzen kızımın kahkahalarını dinlerken bir yandan içeceğimi yudumluyor bir yandan da şezlonguma uzanıyordum.Hayat buydu!Huzur, buydu!Benim yaşantım böyle renklerle süslü olmalıydı.Gerçi Bora evdeyken rahat ve huzurlu hissetmek benim için pek mümkün görünmüyordu ama kızım orada eğlenip mutluyken ben de bir şekilde huzurlu olabiliyordum, işte.Onun gülüşüyle mutlu olabiliyordum.Bana bakışları ilk günkü kadar sert olmadığı için azıcık da olsa avunabiliyordum.Kızıma el sallarken evdeki görevlilerden Candan yanıma gelip kulağıma eğildi.
"Kapıda genç bir adam var.Sizi görmek istediğini söylüyor, korumalar göndermeyi denemiş ama ısrarla gitmemiş.Konu acilmiş."
Saçları toplu genç kadına bir süre baktıktan sonra gelen kişinin kim olduğu konusunda kaygılanarak ayaklanıp dış kapıya doğru yürüdüm.Hafızamın yokluğu beni bir kez daha korkutuyor, gelen kişinin benimle arasının nasıl olduğu konusunda strese sürüklüyordu.Ben kötü biriysem gelen kişi beni sevmeyen ve zarar vermek isteyen bir düşmanım olabilirdi.Belki kirli işlerimi yaptırdığım ve benden para kopartmak isteyen biri belki de Serhan'ın asla görmemesi gereken biri olabilirdi.Peki öyle biriyse ben bunu nasıl ayırt edecektim?Ona ne söylemeli, ne demeliydim?En iyisi ilk tepkiyi karşı taraftan beklemekti aksi halde hafızamı kaybettiğimi öğrenebilirlerdi.Parmaklıkların önündeki genç delikanlıya bakıp onu tanımaya çalıştım ve tabii ki bunu yapmakta başarılı olamamıştım.Kahve saçlı, renkli gözlü gence mesafeli bir şekilde yaklaşıp bir şeyler söylemesini bekledim.Gencin gözleri irileşmiş ve biraz da dolmuştu.
"Yasemin abla!"
Abla mı?Abla iyidir, demek aramız iyi.Ama şöyle bir detay var, benim kardeşim yok ki!

***

Yeni bölümümüz sizlerle...Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
1)Yasemin Bora'ya oynadığı oyunla özüne döndüğünün sinyallerini mi veriyor?
2)Yasemin gerçekten de kötü biri mi?
3)Serhan'ın yaptığı bir şey Yasemin'i bu hale getirmiş olabilir mi?
4)Eve gelen genç adam kim?

Hayatı YalanWhere stories live. Discover now