Bölüm 19

1.8K 80 44
                                    

"Her şeyi birlikte düzelteceğiz, söz veriyorum.Bu defa yük sadece senin omuzlarında olmayacak."

Deren'in boşta bıraktığı kısma geçip Serhan'a sarıldım.Peşimizden Aysun ve Mine de gelmişti.Aysun arkadan dolanıp başının üstüne bir öpücük kondurduktan sonra orada ayakta dikilen Mine'ye baktım.Serhan'ın gülümsemesiyle duvarlarını yavaş ama temkinli bir şekilde indirdiğini anlamıştım.Kız kardeşi diz çöküp o da onun eline sarıldı.Serhan bizim ailemizin, yaşı bazılarından küçük olsa da babasıydı.Evin her derdiyle uğraşıyor, yükünü sırtlıyordu ve yükünü paylaşacaklar yanına gelmiş ona sarılıyordu.Bir de yükü artıracak olanlar vardı, onlar da bize kötü kötü bakıyor, akıllarında sinsice planlar yapıyorlardı.Serhan bu bakışlardan birini havada yakalayıp Mine'ye sordu.

"Bora'yla ne yapacaksınız?"

Kadın bu soru karşısında şaşırmıştı.Ağabeyinin başından beri söylediklerini duyduğunu biliyordu yine de bana hazırladığı kasti kaza haberinin bu olayı gölgede bırakacağını düşünmüştü.Bora'yı seviyor, ondan ayrılmak istemiyordu ama aldatılmayı kabullenecek bir kadın da değildi.O an o evliliğinin bittiğini söyleseydi Serhan eniştesini saniyeler içinde kapı dışına atabilir, şirketteki küçük payını da yok edebilirdi ama Mine bunu istememişti.

"Halledeceğiz, ağabeyciğim.Halledeceğiz."

            Yatağa yerleşirken yorgun, kırgın ama toparlanmaya çalışan eşime baktım.Tüm bu olaylardan önce ortadan kaybolan adamın nereye gittiğini merak ediyor, öğrenmek istiyordum.Amacımı belli etmemem gerekirdi ama ne kadar başarılı olacağım konusunda pek emin değildim.

"Telefonuna ulaşamadık, nereye gitmiştin?"

Serhan'ın olaylardan dolayı bozulmuş morali iyice bozulduğundan yüzünün şekli değişmişti.Konuyu açmaktan vazgeçsem de ok yaydan çıkmıştı bir kere.

"Handelerdeydim.Aslı hakkında konuştuk biraz.Üniversitedeki arkadaşlığınızı anlattı bana."

Serhan Aslı'yla ilgili gerçeklerin büyük bir kısmını öğrenmişti demek.Olanları ben de hatırlasaydım ne olurdu sanki?

"Neler söyledi?Bilmek istiyorum."

Kaşlarını çatıp gözüne onun gölgesine düşürerek bir süre bekledi.Bu düşündüğü anlamına gelirdi.Öyleyse bana söyleyecekleri ya çok gizli kalması gereken bir şey ya da beni çok üzecek bir şeydi.

"Üniversitede Aslı'yla yakın arkadaşmışsınız.Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmezmiş, birbirinizi çok severmişsiniz.Aynı mekanlara, aynı kuaförlere gidip alışverişinizi bile aynı yerlerden yaparmışsınız.Başlangıçta bunlardan keyif alıyormuşsunuz ama sonraları Aslı bundan rahatsız olmaya başlamış.Kavga etmişsiniz ve bir daha da görüşmemişsiniz.Ben üniversiteye geldiğimde Yasemin Aslı'yı kıskanıyor demişlerdi ama anlamamıştım.Böyle gelişmiş her şey.Yani Hande'nin bana anlattığı buydu."

Aslı'yı kıskanmak...Genç ve güzel bir kızken Aslı'yı neden kıskanayım ki?Bunlar muhtemelen sınıf ortamında yetişmiş, abartılı dedikodulardan biri olmalıydı.Belki de bir gün okulda aynı kıyafetle pişti olmuş ve elbise kime daha çok yakıştı diye kavga etmiştik.Bu durum daha olası görünüyordu.Peki Aslı'nın kayboluşuyla bugünün nasıl bir alakası vardı?Bunu bu gece öğrenemeyecektim çünkü bu sorunun cevabı ne Serhan'da ne de bendeydi.Belki Hande...Cevap belki Hande'de olabilirdi.

O gece bir rüya gördüm ama tam olarak rüya sayılmazdı.Her şey her şey gerçek gibiydi.Uzun tahta sıralar ve büyük bir amfi.Bir de ellilerinde kır saçlı yaşlı bir hoca.Beni beklediğini biliyordum.Sınıf boşaldıktan sonra yanına gidip neden beni çağırdığını sormuştum.Adamın kaşları çatıktı.Önüme iki kağıt çıkardı.

Hayatı YalanWhere stories live. Discover now