Bölüm 22

1.8K 94 78
                                    


Keşke başka bir yoldan gitmiş olsaydınız, doktor...Keşke başka bir yoldan gidip hiçbir yere varamasaydınız.Bu...Bu haber...Böyle mi verilir, Allah aşkına?Bugün mü, bu olaylardan sonra mı verilir?Neden söylediniz ki?Bu kararla ne yapacağım ben şimdi?

"Bebek dört haftalık.Eğer doğurmak istersen hastanemizdeki doktorlar çok iyi ve başarılı doktorlar, istemezsen de yasal sınırı ve kuralları biliyorsun.Oralara girmeyeceğim, Serhan Bey'le konuşursunuz.Ben görevimi yaptım, gerisi size kalmış.İyi geceler dilerim."

İyi geceler mi?Böylesi pimi çekilmiş bir bombayı elime bıraktıktan sonra mı?Bu bilgiyle ne yapmalıydım?Serhan'a bunu söyleyip dağılmak üzere evliliğimizi toparlayabilirdim, toparlayamasam da en azından süresini uzatabilirdim.Bunun sonucunda da ayaklar altına aldığım gururumla, Serhan'ın huzursuzluğuyla ve güvensizliğiyle başa çıkmalıydım.Mesela DNA testi gibi...Acaba bunu ister miydi?Hafıza kaybımdan sonra kalbimde tek olduğunu bilmesine rağmen belki de sırf intikam almak için bunu söyler miydi?Telefonu kapatıp içeri elinde tabakla giren çocuğa dalgın dalgın bakmaya başladım.

"Biraz bisküvi var, biraz da kek.Hazır alınmışlar ama tatları gayet iyi.Test edildi onaylandı."

Gencin muzip tavırları karşısında gülümsemek istesem de aldığım haber nedeniyle buruk bir ifadeyle karşılık verdim.Hayatına adım attığım herkesin yaşantısını mahvederken nasıl gülebilirdim?

"Tabii sen şimdi içinden diyorsundur 'Kazık kadar adamsın.Yirmi altı yaşına geldin, bina çizmeyi biliyorsun da bir kek yapmayı öğrenemedin mi?' diye ama öğrenemedim işte.Mimarlık, yemek yapmaktan daha kolay."

Okulunu bitirip işe başlamıştı demek. Beklediğimden daha büyükmüş, diye geçirdim içimden. Bundan kısa bir süre muhabbetin gidişatına biraz müdahalede bulunup konuyu ablasına çevirmeye çalıştım.

"Eee, Aslı nasıl?Başka bir haber alabildin mi ondan?"

Berke başını yana atıp gülümsemesini yüzünden sildi.İçindeki küçük çocuğun zayıf noktasını bulmuş, tam o noktaya değinmiştim.

"Çok nadir mesaj atıyor ama en azından iyi olduğunu biliyorum.Onun iyi olması benim için çok önemli, biliyorsun evlendiği zaman çok mutsuzdu.Fark edemediğim için hâlâ üzülüyorum."

Ah, çocuk!Ablanın peşine o adamı takıp dolandırılmasına yardım ettiğimi bilsen, hakkımda ne düşünürdün acaba?İçimdeki sesin sorgulamasıyla Berke'nin benim hakkımda en azından şu anki düşüncelerini öğrenmeye çalıştım.

"Benim hakkımda ne düşünüyorsun?Yani bu son haberi kastetmiyorum.Genel olarak ne düşünüyorsun?Nasıl biriyim sence?"

Berke sesli bir nefes verip geçmişe doğru derin bir yolculuğa çıktıktan sonra günümüze gelip dudaklarını kıstı.Dertli görünüyordu ve biraz da düşünceli.

"Ablam bana hep senden uzak durmamı söylerdi; ona benzemeye çalıştığını, kıskandığını bazen çok ileri gittiğini...Ben bunu senin yalnız olmana, kendini sevmemene bağlamıştım.Başka birine benzemek istiyordun, hayranlık duyduğun kişi olmak istiyordun.Ama o aşırıya kaçtığını düşünüp seninle görüşmeyi kesti.Siz küstükten sonra seninle konuştuğum için bana bayağı bir kızmıştı.Kaç gün konuşmadık onunla.Ama ben senin hissettiklerini anlayabiliyorum.Ablamı; annemle babamın vefatından önce gülerken görüyordun hep.Onun güldüğü gibi gülebilmek, hayata onun baktığı gibi bakmak istiyordun.Sen sadece mutlu olmaya çalışıyordun.Biraz aşırıya kaçmışsın yalan yok.Sana baktığımda yüzünde onu görüyorum.O kadar benziyorsunuz ki!Estetikten önce de benziyordun, çok uzaktan da olsa akrabalık varmış ya; bakışlarınız çok benziyordu.Sonra diğer şeyleri yaptırınca da...Karşımda sanki onunla konuşuyormuşum gibi geliyor.Aynısınız siz, ayırt edebilmek mümkün değil.İkiz gibi..."

Hayatı YalanWhere stories live. Discover now