Bölüm 33

1K 53 14
                                    

Fırat benim aksime oldukça rahat görünüyordu.Burada olacağımızı sevgilisinden öğrenmişti, haberleri takip ediyorsa da...Beni ve Serhan'ı biliyor demekti.Hep birlikte yemek yiyeceğimiz için şaşırmaması gayet normaldi.Onun için her şey normaldi de...Benim için durum o kadar da normal sayılmazdı.Serhan ayağa kalkıp adamı kapı dışarı etmediğine göre ayrıldığım kişiyi o kadar da detaylı araştırmamıştı.Ebru da işten habersizdi.Geçmişimi araştıran kişi o olsaydı şu an bu kadar rahat bir şekilde gülebilir miydi, bilemiyorum.Belki de gülerdi.Fırat'ı bilerek bulmuş ve bunu Serhan'a ulaşmak için kullanıyor olabilirdi.Öyleyse neden bana imalı bir halde bakmıyor da aşık aşık, sevgilisini süzüyordu.Belki de gerçekten benim geçmişimi araştıran kişi o değildi ve o da Fırat mağdurlarından biri olacaktı.Ucu görünmeyen bir yol ayrımına gelmiştim.Ya adamın yakasına yapışıp geçmişin hesabını sorarak ortalığı tümden karıştıracaktım ya da sakince bekleyip adamın yapmak istediği planı anlamaya çalışacaktım.Acaba hangisini seçmeliydim?Bir dakika!Fırat, geçmiş, plan, Ebru için Yasemin'in intikam yeminleri, yakında görüşeceğiz lafları...Böyle bir şey olabilir mi?Onu Yasemin buraya göndermiş olabilir mi?Yasemin yaşıyor olmasa, onu buraya göndermese bile bu işte parmağı olduğundan emindim.Fırat'ı Ebru'nun başına sardığına adım kadar emindim.Serhan'ın nazikçe koluma dokunuşuyla bakışımı ona çevirdim.

"Hayatım, Fırat elini uzatıyor."

Fırat'a bakıp yakasına yapışmamak için kendimi zor tutarak elini sıktım.Bunu yaparken oldukça sert ve kaba davranmıştım.

"Aslı."

Tek kelime yeterdi.Adımı söylemiş olmam bile fazlaydı çünkü onunla tanıştığıma hiç memnun olmamıştım.Hatta onunla tanıştığım günün her saniyesinden nefret etmiştim.Evlendiğim gün içinse...Dilimizdeki her türlü hakareti saydığıma yemin edebilirim.Serhan'a elini uzatıp sıktığında Serhan'ın eline bakarak içimdeki üzüntüyü hissettim.O, adama asil elini uzatmış ve tanışarak elini kirletmişti.Ona ıslak mendil verip Fırat'tan mikrop kapmaması için bunu yaptığımı söylemeyi isterdim.Belki de yine de söylerdim ama şimdi zamanı değildi.Daha sonra...Daha sonra Serhan gerçekleri benden öğrenebilirdi.Fırat'tan öğreneceğine benden öğrenmeliydi.Fırat geniş geniş masaya yayılıyordu.Beni dolandırdıktan sonra bu şekilde duruyor olabilmesi bile mide bulandırıcıydı.Duruşuna, oturuşuna, varlığına bile tahammülüm yoktu.Ellerimi savurarak kendime rüzgar yapıp bunu da yeterli bulmayarak ayağa kalktım.

"Müsaadenizle."

Serhan'la bakışıp onu şüphelendirmeyerek tatlı mimikler yapıp yanından ayrıldım.Yanlarından gidişimin bir rahatsızlık nedeniyle değil de sadece ihtiyaçtan olduğunu düşünmesini sağlamalıydım.Çünkü eğer sorarsa...Ona doğruyu söylerdim.Serhan'a yalan söylemeyi sevmiyordum.Aramızdaki güven bağının zedelenmesini de istemiyordum.Bu yüzden...En azından kısa bir süreliğine onu sorgulatmamalı ve şüphelendirmemeliydim.Lavabonun aynasına bakıp bu konuda kendimi defalarca tembihledikten sonra ellerimi yıkayıp orada biraz oyalandım.Sonrasında dışarı çıkıp ayağımın geri geri gitmesine rağmen derin bir nefes vererek ileriye doğru bir adım attım.O masada oturabilmek için attığım her adımda güç toplamayı planlıyordum ama işler istediğim gibi gitmiyordu, hem de hiçbir şekilde...Sürekli olarak karşıma bir engel çıkıyordu, işte!Önümde durup ilerlememe engel olan kişiye bakıp ismini öfkeyle fısıldadım.

"Fırat!"

Ona olan nefretim olayın inceldiği yerden kopmasına o kadar yakındı ki...Serhan'a olan sevgim ve saygım olmasaydı kendimi bu akışa bırakabilir ve Fırat'ı da peşimden sürükleyebilirdim.Sabretmeye çalışıp konuşmadan yanından geçip gitmek istedim.Kolumu tutup durduğunda iyice sinirlenmiştim.Kolumu geri çekip bir şeyler söyleme çabasını anlamaya çalıştım.

Hayatı YalanWhere stories live. Discover now