☬47☬

1.3K 177 602
                                    

Jungkook

"Bunu kim yaptıysa hemen bulun! Hemen!"

Kulağımda yankılanan boğuk sesler, sırtımdaki dinmeyen sızı, bulanık olan zihnimi netleştirmeme yardımcı olmuyordu. Acıyla yüzümü buruşturmak istedim ama kılımı kıpırdatamıyordum. Sesler inatla kulağımı tırmalamaya devam etti.

"Açık bir tehdit mesajı... Böyle bir saçmalık olabilir mi?!"

Niger Başkanı?

Tehdit mesajı... Zihnimde kesik görüntüler belirdi. Şiddetle dalgalanan siyah perde, yanı başımdaki bıçakla sabitlenmiş not...

Görüntüden farklı olarak hisleri de anımsadım. Sabırsızlık, nefret, bıkkınlık... Hepsinin ve dahasının birleşimi beni harekete geçirmişti. Gücümden kaçmak yerine, bir kez olsun benimle kalmasını sağlamıştım. Kontrolsüz olduğu doğruydu, zaman zaman kendime ya da çevreye zarar verdiği de doğruydu.

Ama onu kabul ettiğimde, reddettiğimde olduğu gibi bir acıyı asla hissetmemiştim.

Acı yoktu. Günlerdir çektiğim acı yoktu.

Karmaşık görüntülerin arasında yumruğumu geçirdiğim Taehyung ve alakasız bir şekilde hırlayan bir kurt belirdiğinde nihayet fiziksel bir tepki verebildim. Kaşlarım çatıldıktan neredeyse saliseler sonra gözlerimi açtım.

Taehyung?

Ondan gözlerimi ayırdıktan en fazla bir ya da iki dakika sonra sırtımda dayanılmaz bir acı hissetmiştim. Büyü olduğuna emindim, güç yaramdan içeri sızmış ve kalbimi bulmuştu. Bunu yapmış mıydı? Oysa bana zarar vermek istemiyor gibi hareket ediyordu. Hastalıklı psikopatın ben olduğu konusunda kararlıydı ve kendisinin gayet normal olduğunu düşünüyordu.

Ortadaki tek hastalıklı kişi bensem, o halde ben gardımı düşürdüğüm bir anda neden böyle güçlü bir büyüye başvurmuştu? Böyle yaparak ona güveneceğimi mi sanıyordu? Ben normal değilsem onun da benden bir farkı yoktu. O aptalca bunu reddedip duruyordu ancak o da çevresine zarar veriyordu. İğrenç derecede bu noktada birbirimize benziyorduk. Onun sadece beni suçlamaya hakkı yoktu.

Chaeyoung'u düşünen (!) tek kişi de o değildi. Onun gözünde Chaeyoung'a tek zarar veren kişi bendim. Tanrı aşkına! O aptal gözlüklerini çıkarması gerekiyordu çünkü ben Chaeyoung'a zarar verecek son kişiydim. Bu gücün beni yutmasına izin verirdim ancak Chaeyoung'un tek bir teline dokunmasına izin vermezdim.

Gözlerimi açtığım sırada yanı başımdaki bir şifacının şaşkınlık ve korku karışımıyla geriye sıçradığını gördüm. Umursamaz bakışlarımı Niger Başkanı'na çevirdiğimde o da şaşkındı ancak daha soğukkanlı davranmaya çalışıyordu. Bakışlarımı ondan alıp üzerime baktım. Yatak kana bulanmıştı ve kendimi yorgun hissediyordum. Muhtemelen komodinin üzerindeki kanlı bıçağı gören Niger Başkanı bıçaklandığımı sanmıştı.

Başkan beni şaşırtarak yanıma diz çöktü ve dikkatle gözlerime baktı. "Yaran açılmış ama merak etme, şifacılar seni iyileştiriyor. İyi olacaksın, mümkünse uyumamaya çalış. Yaran sızlıyor mu?" Çok şey söylese de tane tane konuştuğu için dediklerini anlayabilmiştim. Yine de hala mayışmış hissediyordum.

Yavaşça fısıldadım. "Acıyor."

Yanı başımda kendi kanıma bulanmış elimi çekinmeden tuttu ve diğer elini de üstüne koydu. Güven verici bir edayla elimi sıkarken elinin sıcaklığını hissettim. "Geçecek. Biraz daha dayan ve kendini sakın yormaya kalkma. Tamam mı?"

Sorusunu cevapsız bırakarak bakışlarımı tavana çevirdim ve yutkundum. Açık olmak gerekirse tehdit notunu kimin bıraktığına dair net bir tahminim yoktu, öyle ki şu anda yanı başımda elimi tutan bu kadın bile o tehdit mesajını bırakmış olabilirdi. Taehyung'un o mesajı bıraktığına emin olamazdım ancak yaramı açacak büyüyü yaptığına dair olan tahminim epey kuvvetliydi. O yapmamış olsa bile bana bu büyüyü yapanı kesinlikle biliyor olmalıydı. Büyü yapılırken o hala oradaydı. Sıkıntılı bir nefes verdim. Kendimi karanlık bir labirentte birden fazla olan canavarları yakalamaya çalışıyormuş gibi hissediyordum. Labirentte arkamdan bir canavar uzanıyor ve tenimi yakıyordu, o yöne baktığımda bu sefer az önce dönük olduğum taraftan başka bir canavar uzanıyordu. Bunların haddi hesabı yoktu. Yorulmuştum ve yoruldukça da sabrım azalıyordu. İşlerin kötüye gittiği kesindi.

𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝗽𝗲𝗹𝗲𝗿𝗶𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now