☬16☬

2.1K 244 452
                                    

"Ne kaçırması amına koyayım?!"

Taehyung sonunda çileden çıkarak bağırdı. Karşımdaki insanlara baktım. Flave klanının en adı sanı yayılmış insanları bir yana çoğu öğrenci buradaydı. Binanın ortasındaki alandaydık. Biz üçümüz burada karşımızdaki onlarca insanla cebelleşirken Park Chaeyoung güzel uykusunun derinliklerinde kaybolmakla meşguldü.

Flave klanından Park Jimin, Taehyung'un küfürü üzerine yumruğunu havaya kaldırdı. Taehyung'un önüne geçip yüzüme olabildiğince sert bir ifade yerleştirdim. "Niger klanından herhangi birine atacağın yumruğu, temsilcisi olan ben Jeon Jungkook'a atmışsın demektir. Canına susadın herhalde ha?" Dudağıma hafifçe, ürpertici olmasını umduğum bir gülümseme yaydığımda sinirle dişlerini gıcırdatarak elini indirdi.

Arkadan başka birinin sesini duydum. "Sence Jimin'in sana atacağı yumruk mu daha büyük bir sorun yoksa senin yanında temsilcimizle birlikte sana yasak olan topraklarda bulunman mı, Jeon Jungkook?"

Konuşmak üzere dudaklarımı araladığımda Taehyung öne çıktı. "Kaybolan pelerinimi Chaeyoung bulmuştu. Sadece onu getirmek için klan binasının önüne geldi ama merdivenlerde ayağı takılıp başını vurdu. Açıkçası ilk başta kendi klanına götürmenin tehlikeli olabileceğini düşündüğüm için uyanmasını bekledim ama bizim klanımızın binasında uyuması da doğru olmayacaktı. O yüzden onu getirmek istedim, Yugyeom ve Jungkook da bana yardım etmek için geldi. Chaeyoung'un üzerine bakarsanız pelerinimi görürsünüz zaten."

Kararsız onlarca bakış Taehyung'un üzerinde dolanırken yüz ifademden bir şey anlamalarını engellemek adına arkamı döndüm ve istemsizce sıktığım yumruğumu önüme çektim. Tanrı aşkına, böyle aptal bir fedakarlık yapmasına gerek yoktu!

Wendy çekingen adımlarıyla Chaeyoung ile kaldıkları odaya ilerlerken herkes Wendy'e bakıyordu. Sanırım Taehyung'un pelerinin orada olup olmadığını kontrol edecekti. Ne yani, ortaya çıkacak bir yalanı göz göre göre bu kadar Flavelilerin önünde mi söyleyecekti? Salak sanıyorlardı herhalde Taehyung'u.

Pekala yalan söylediği doğruydu ama en azından ortaya çıkmayacak bir yalan söylüyordu.

Wendy odadan çıktığında bize hiç bakmadan elindeki siyah pelerinle doğrudan Flavelilere baktı. Başıyla hafifçe onayladığında bozuldukları belli olmuştu. Wendy üzerinde virüs olan bir kıyafet taşıyor gibi pelerini parmaklarının ucuyla taşırken sabırsızca birkaç adımda yanına gittim ve kaşlarımı çatarak pelerini çekerek aldım. Birkaç kişi Wendy'nin yanına giderken sinirleniyor gibi olsa da bunu umursamamıştım.

Geri dönüş yolunda kimse bir çift laf etmezken sinirden kuduracaktım resmen. "Tanrı aşkına Taehyung! Nasıl böyle bir yalan söylersin?" Kaşlarımı çatarak öldürücü bakışlarımı Taehyung'a yolladığımda ciddi ifadesini bozmayıp dudaklarını birbirine bastırdı.

"Amına koyayım iki arada bir derede kaldım. Jungkook da haklı şu an gözümde Taehyung da. Ne boktan adamlarsınız lan?"

"İki dakika mal mal karışma araya. Şurada ciddi iki çift laf etmem gerekiyor Taehyung'la." Taehyung aniden durduğunda Yugyeom ile ben de durmuştuk.

"Araya girmeseydim, 'pelerinimi kaybettim' diyecek miydin, Jungkook? Seha'ya olan korkunu bir kenara atıp bunu kabullenebilecek miydin?" Başını yana eğmesiyle birlikte ellerimi sinirle saçlarımdan geçirdim.

"Bu benim meselemdi, Taehyung. Saçma sapan kahramanlık hareketlerine girişmene gerek yoktu."

"Bu senin meselen değildi, Jungkook. Bu Niger'ın, Flave'in ve Chaeyoung'un da meselesiydi. Gerçekten bu kadar bencil olabiliyor musun?"

𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝗽𝗲𝗹𝗲𝗿𝗶𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now