𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝗽𝗲𝗹𝗲𝗿𝗶𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'

☬15☬

"Taehyung, saçmalama istersen."

Chaeyoung'u almak için tekrar adımladığımda Yugyeom önüme geçti. Taehyung Chaeyoung'un üzerindeki pelerinimi çıkardığında Yugyeom alıp yatağımın üzerine fırlattı.

"Hasret kaldığın pelerinini de aldığına göre sorun yok, Jungkook. Her zamanki gibi sadece kendini önemsemeye devam edebilirsin," dedi hızlıca Taehyung. Ardından Yugyeom'dan kendi pelerinini Chaeyoung'un üzerine örtmesini istedi. Yugyeom askılıktaki Taehyung'un pelerinini alıp Chaeyoung'un üzerine örttü ve hızlıca odadan çıktılar.

Öylesine şok olmuştum ki tüm bunlar olurken hareket bile edememiştim. Odadan çıktıklarında arkama dönüp yatağımın üzerinde duran pelerinime ve üzerindeki 'Jeon' yazısına baktım. Chaeyoung'un bana soyadımla seslenmesi kulağımda çınlarken başımı iki yana salladım. Hızlı adımlarımı pencereye yönelttim. Taehyung kucağında Chaeyoung ve yanında Yugyeom ile birlikte geçite doğru gidiyorlardı.

Chaeyoung gidecek olsa bile burada öylece bekleyemezdim. Koşarak odadan çıkarken merdivenleri hızlıca üçer üçer indim ve kapıdan çıktığımda soğuğun yüzümü kesmesine aldırmadan soluğum kesilecek raddeye gelene dek koştum.

Geçite yaklaştığımda bağırdım. "Taehyung!"

Taehyung ve Yugyeom aldırmadan yürümeye devam ettiklerinde durdum ve yanan bacaklarıma ellerimi bastırdım. "Onunla oynamıyordum!" Derin nefesler aldım ve devam ettim. "Ne hissettiğimi ben de bilmiyorum ama yemin ederim ki onunla oynamıyordum, Taehyung!"

Durdular.

"Biliyorum yine de bu yaptığım yanlış. Sevmek istesem de nasıl seveceğimi bilmiyorum ki!"

Tekrar hareketlendiklerinde kendimi yere atmak ve sabaha kadar kalkmamak istedim ama yine sonunda kendimi onları takip ederken bulmuştum. Taehyung başını şu an göz göre göre belaya sokuyordu. Arkadaşlarımı bırakamazdım, değil mi?

"Aptallar," diye mırıldandıktan sonra koşarak onlara yetiştim. Geçidi geçmiştik ve resmi olarak Flave Klanı bölgesindeydik. Derin bir nefes aldım ve Chaeyoung'a baktım. Siyah pelerinin ardındaki sarı uzun saçları hafif esintiyle birlikte dalgalanıyordu.

Binanın önüne geldiğimizde ikimiz de durmuştuk. Gecenin bir yarısı yurtta olmamız gerekirken şimdi Flave klanının kız yurduna girecektik. Tanrım, bu delilikti.

Taehyung bakışlarını bana çevirdi. "Sevmek istiyorsan buna sahiplenerek başlayabilirsin, Jungkook."

Merdivenleri üçümüz birlikte çıkarken yaptığımız bu deliliğin sonuçları düşünemeyeceğim kadar fazlaydı. O yüzden düşünmek yerine sadece ana odaklandım.

Kapıdan içeri girdiğimiz anda kızların yurduna yönelen soldaki merdivenlere yöneldik.

Yugyeom fısıldadı. "Bize sapık damgası basabilirler."

"Yeni mi aklına geldi geri zekalı!" diye fısıldayarak karşılık verip hafifçe ensesine vurdum.

Düşman klanlar olarak, özellikle de bu düşman klanın erkekleri kız yurduna giriyorsa şu an bizi gören herhangi birinin hayalet görmüş gibi davranması kaçınılmaz olacaktı.

İç mekan tasarımı altın sarısı zarif ve açık tonlarla kuşatılmış bu binada, baştan aşağıya siyah kıyafetlerimizle azrailden farkımız yoktu.

Taehyung etrafına bakınırken duraksadı. "Hangisi Chaeyoung'un odası amına koyayım?"

"Bize ne soruyorsun amk, çok mu girdim odasına sanki?"

"Senin buralarda dolanmışlığın var bilirsin," diyerek pis pis güldü Yugyeom.

"Bok kafalı kaç kere diyeceğim bir şey yapmadım di-"

Bir camın kırılma sesini duyduğumda şaşkın bakışlarımı Yugyeom'dan alıp sesin geldiği yöne çevirdim.

İçtiği su dudaklarından yere damlayan bir adet Wendy bize bakıyordu.

"Siktir."

Ve Wendy çığlığı bastı.

Yugyeom Chaeyoung'a baktı ve ardından endişeli bakışlarını Taehyung ve bana çevirdi. "Flave erkekleri cesedimizi çıkaracak amına koyayım!"

Sanırım az önce olası bir klan savaşının fitilini ateşlemiştik.

***

biliyorum çook kısaydı ama bölümleri özellikle kısa yapmanın sebebi texting havasının kaybolmaması

textinglerde, okuyanlar bilir uzun bölümler yoktur

burada kesmem gerekiyordu o yüzden maalesef öyle yaptım ama bu bölüm kısa olduğu için yeni bölümü hızlıca yazacağım<3<3

oy vermeyi unutmayın<3!

umarım beğenmişsinizdir,

sevgilerle, matmazel.