final¹

860 114 434
                                    

siyah pelerin'in final bölümünün ilk partına hoş geldiniz

toplamda üç parttan oluşacaktır

başından beri bu hikayede yer aldığınız ve kitabı desteklediğiniz için çok teşekkür ederim, benim için tarif edilemezdi, sizi seviyorum umarım siz de karakterleri sevmişsinizdir<3

***

Okula karanlık bir hava hakimdi. Yönetim üyeleri, gelecek felaketin haberdarı olarak hazırlık yapıyordu. Sayılarının yetersiz gelebilme ihtimalini göz önünde bulundurarak güvendikleri öğrencileri yanlarına almayı planlıyorlardı. En merak edilen ise, gözde öğrencileri Jungkook'un savaşa katılıp katılamayacağıydı. 

Kasvetli günde Veronica'nın sesini duymak mümkün değildi. Zira bilinci kapalıyken zindana kapatılmıştı. Var gücüyle haykırıp sesini Seha'ya ulaştırmaya çalışmıştı ama bu imkansızdı. Bir süre sonra direnmeyi kesmiş ve pes ederek zindanın bir köşesine yerleşmişti. Fazlasıyla gergindi, delirecek raddeye geldiğini hissediyordu. Aklını korumaya kendini zorladıkça sanki daha da kayboluyordu o karanlıkta. 

Aynı süreç içerisinde Chaeyoung'un gidişinden habersiz olan Jungkook gözetim altında tutuluyordu. İlk uyandığında Seha'yı gördüğünü anımsıyordu ama uyanması kısa ve bulanık olmuştu. Hayal meyal hatırlıyordu, bundan dolayı zihninin bir oyunu olduğunu düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. O hayalden bu yana, gün doğmuştu ve Seha bir kez olsun onun yanına gitmemişti. Yüzleşmekten korkuyordu. Tek bir kelimesini dahi duymak istemiyordu. Jungkook'un onun çocuğu olma ihtimali onu yiyip bitiriyordu. Bunca zaman her anına tanık olduğu çocuğun, Seoyeon'un emaneti olarak göz hapsinde tuttuğu kişinin aslında kendinden bir parça olması düşüncesine dayanamıyordu. Geç olabileceğinden habersiz bir halde, erteleyip duruyordu yüzleşmesini.

Onu en çok korkutan şeylerden biri de Jungkook'un safkan olma ihtimaliydi. Tabii bu ihtimal Jungkook'un Seoyeon'un ve Chanwoo'nun oğlu olması durumunda kesinleşiyordu. Eğer öyleyse korunması gerekirdi. Jungkook'un savaş alanında kendini göstermesi demek, diabloların önüne bir yem olarak onu atmak demekti. Jungkook gücünü devreye soktuğunda, ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar onun gücünün kokusunu alacaklardı. Onu tespit ettiklerinde -ki bu zamana kadar tespit edilememesi çılgınlıktı- Jungkook'un kaderi, onların dudakları arasında olacaktı. Jungkook açığa çıkarsa muhtemelen tüm yönetim toplu olarak katledilir, Jungkook için olacaklar da onların insafına kalırdı. Tabii bunlara engel olabilmek için iki seçenek vardı: Jungkook'un açığa çıkmaması ya da açığa çıkması koşulunda canları pahasına onlara karşı gelebilmek. Ki ikinci seçenek, imkansızlığın olaya bürünmüş haliydi.

Veronica, Jungkook'u günden güne tanıdığından beri Jungkook'un safkan olmasından şüpheleniyordu. Jungkook, Taehyung'u zindandan çıkarmak için gücünü kullandığında ise buna emin olmuştu. Jungkook ne olduğunu bilmiyor ve gittikçe kontrolden çıkıyordu. Veronica bunu durdurmak istemişti; yasak olduğunu bilse de Jungkook'a safkanların ve melezlerin varlığından bahsetmek, hatta Jungkook'un da onlardan biri olduğunu söylemek istemişti.

Asher koridorda Jungkook'a rastladığında gücünü hissetmişti. Bu yüzden ısrarla kim olduğunu ve orada ne işi olduğunu sormuştu. Orada ne işi olduğunu soruyordu çünkü kendinden birini tanımaması imkansızdı. Kendisi gibi bir safkanı hissetmişti. Ama tuhaf bir şekilde bu safkanlığın yanında pek emin de olamamıştı, onu bulandıran bir şeyler vardı sanki. Üstü örtülü gibiydi.

Veronica, Asher'ın Jungkook'u tespit etmesinden korktuğu için soyadını Seha'nın soyadından farklı söylemiş ve onu olabildiğince geçiştirmişti. Veronica'nın zihni, diğer yönetim üyelerinde olduğu gibi özel bir büyüyle korunaklı durumda olsa da Asher onun zihnini okuyarak değil ama davranışlarına ve kendi içgüdülerine dayanarak Jungkook'un safkan olduğu konusundaki tahminini güçlü bulmuştu. 

𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝗽𝗲𝗹𝗲𝗿𝗶𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now