☬26☬

1.8K 208 292
                                    

"Hey Chaeng! Daha ne kadar uyumayı planlıyorsun? Turnuvaya geç kalacağız!"

Lalisa'nın ciyaklamaları beynimde yankılanırken ağzımı şapırdatarak yüzümü buruşturdum. Başıma sanki ok saplamışlar gibi şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Anlık sancıyla birlikte hafifçe inleyerek elimi başıma götürdüm ve gözlerimi kırpıştırarak doğruldum.

"Gecenin bir yarısı yürüyüşten dönersen böyle başın ağrır tabii!" dedi Lalisa söylene söylene. Diğer yandan da kahküllerini düzene sokmaya çalışıyordu, çünkü oldukça bağımsız ve dağınık görünüyorlardı.

Başımı ovalayarak ayaklarımla yorganı itekledim. Gece geç saatlere kadar yürüyüş yapıp rahatlamaya çalışmıştım ama bu baş ağrım gösteriyordu ki etkili olmamıştı. Lalisa bağıra bağıra devam etti. "Sahiden o kadar yürürken aklından neler geçiyordu?"

Omzumu silktim. "Yürümeye ihtiyacım vardı."

Lalisa pek konuşmayacağımı anlamış olmalı ki devamında kahkülüne dikkatini vermeye devam etti. Ben de elimi yüzümü yıkadıktan sonra altıma beyaz bir şort, üzerime de altın rengi ince bir gömlek almıştım. Uzun saçlarımı atkuyruğu yaptım çünkü beni zorlu bir turnuva bekliyordu. Lalisa kahkülüyle ilgilenmeyi henüz yeni bitirdiğinde ben hazırdım bile.

Etrafıma bakındım. "Wendy nerede?"

Lalisa başıyla aşağıyı işaret etti. "O çıktı bile. Geç kalmak üzereyiz derken şaka yapmıyordum."

Derin bir nefes aldım ve pelerinimi üzerime geçirdim. İlk defa Niger Klanında temsilci olarak Jungkook ile değil Taehyung ile yarışacaktım. Taehyung'u haliyle turnuvalarda görmüş olsam da asla klan temsilcileri olarak onunla yarışmamıştım. O yüzden tekniğini tam olarak bilmiyordum, bundan dolayı üzerimde bir gerginlik vardı.

Lalisa ile beraber yurttan ayrılıp ortak alana ilerlemeye başladık. Her adımımda bacaklarım sızlıyordu. Üzerimde tuhaf bir ağırlık vardı ve çok yorgun hissediyordum. Soğuk hava mı çarpmıştı acaba dün akşam?

Yürümeye devam ederken aklımdaki sorulara dayanamayarak kaşlarımı çattım. "Lalisa?"

"Efendim?"

Derin bir nefes aldım. "Dün geç mi geldim? Üşüttüm galiba, çok yorgun hissediyorum."

Omzunu silkti. "Bilmem. Sen gelmeden uyumuştum. Belki Wendy biliyordur, gidince ona sorarsın."

Lalisa zaten uykucu bir insandı ama çok geçe kalmamışımdır diye düşünmeden de edemiyordum. Soruları aklımdan silerek adımlarımı hızlandırdım ve omzumu dikleştirdim. Pelerinimdeki temsilci arması güneşin altında göz alıcı bir şekilde parlıyordu.

Cidden de biraz geç kalmış olabilirdik çünkü Seha konuşmaya başlamıştı. Oldukça geniş olan ortak alan turnuva için hazırlanmış, klanların bölmeleri kendilerine has bir şekilde düzenlenmişti. Geriye kalan üç klanın temsilcileri de gelmişti. Lalisa hızlı adımlarla bir basamak alttaki üyelerin yanına giderken istifimi bozmadan en üst basamaktaki temsilci koltuğuna oturdum.

Yoongi her zamanki alaycı bakışlarıyla beni ezerken, Jisoo ifadesiz bir şekilde bana bakıyor, Taehyung ise anlamlandıramadığım bir gülümsemeyle beni izliyordu. Seha'nın bakışları anlık olarak bana döndüğünde kalbim tekledi ve karanlık gözlerinde boğulabilirmişim gibi hissettim. Onu pek sevmesem de beni korkutabildiği söylenemezdi ama nedense o anlık bakışları bile baştan aşağıya ürpermeme neden olmuştu.

Niger ve Flave klanları karşılıklı, Virma ve Rubar klanları da karşılıklı oturuyordu. Normalde geçmişte yapılan turnuvalarda Jungkook'u karşımda görürdüm ve sıkılmış tavırlarıyla bir çocuk gibi sürekli somurtarak etrafına bıkkın bakışlar atardı. Sıkılmış gibi olmasına rağmen ise en dişli rakiplerimden birisiydi.

𝘀𝗶𝘆𝗮𝗵 𝗽𝗲𝗹𝗲𝗿𝗶𝗻'ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ'Where stories live. Discover now