Bölüm 36

38.7K 2.2K 149
                                    

İyi okumalar dilerim:)

Oy ve yorumlarınızı benden eksik etmeyin lütfen:)

Müziği açmayı unutmayın canlarım:)

"Ahenk."

Okulun kapısından içeri girerken çardaktan gelen sesle oraya taraf döndüm. Ece elini hunharca sağa sola sallayıp beni çağırıyordu yanına. Yönümü çardağa taraf çevirdim. Ece'nin yanına oturup kahve renk çantamı masanın üzerine koydum.

"Günaydın Ece."

"Günaydın bebeğim."

"Hasta mısın Ece? Gözlerin kıpkırmızı."

"Hayır. Gece saat ikiye kadar araştırma yaptım."

"Bugünki ödev için değil mi? Ben de çok yoruldum onu yapana kadar."dedim elim ile boynumu ovalarken.

"Yok ne ödevi. Merve hakkında araştırma yaptım."

'Sen ne kadar da safsın ya!'

"Bir şey bula bildin mi bari?"

"Evet, hem de bomba gibi bir haber."

"Neymiş o bomba haber."

"Merve Kaan'ın akrabasıymış. Ama uzak."

"Soy isimleri aynı değil ama."

"Evet anne tarafında akrabası."

"Nasıl buldun bu bilgileri?"

Ece heyecanla bana döndü "Bunun instagram sayfasına girdim. En son gönderisine kadar gittim ama bir şey bulamadım. Sonra sürekli bunun paylaştığı fotoğraflara yorum yapan bir kız buldum. Arkadaşı ama çok yakın değiller. Sonra gittim fake bir hesap açtım ve şu kıza yazdım. Ama kendimi erkek diye tanıttım. Guya Merve'nin yeni okulundanım, ona karşı bir şeyler hissediyorum ama hakkında hiçbir şey bilmiyorum falan filan ıı-yy neyse sonra sorularımı sordum."

Şaşkınlıkla Ece'ye bakarken o gururla bana bakıyordu, diğer yandan da bu yetenekle, azimle nasıl olurda şimdiye kadar benim bir anonimim olduğunu öğrenmediğini düşünüyordum. 'Allah'ın sevdiği kullarındansın Ahenk.Ece'nin davetsizi öğrendiğinde vereceği tepkiyi merak ediyorum. Herhalde sürekli dibinde olan birinin anonimi olduğunu bilmediği için gazeteciliğinden utanır'

"Boş ver bence, uğraşma hiç."dedim.

"Olur mu öyle şey? Hem ne demişler düşmanını yakın dostunu daha yakın tut."Ece elini kafasına götürdü "O öyle değildi sanırım, dostunu yakın düşmanını uzak tut." Tekrar düşündü "Aman işte düşmanını instagramdan stolk yap. Değiştirdim bu sözü." Ben kahkahayla gülerken güzel anların katili olan zil çalmıştı.

__

Ders bittikten sonra ben, Can ve Ece kütüphaneye geldik. İlk bakışta hiç dağınıklık yokmuş görünüyordu. Bu iyi bir şeydi, işimiz çabuk biterdi.

Kapı açıldığında Merve ardınca ise okulumuzun temizlik yapan teyzelerinden ikisi ellerinde kova ve diğer temizlik malzemeleriyle girdiler.

"Nasılsınız çocuklar?"diyen teyze konuşmamıza izin vermeden elini beline koyup manalı bakışlar ile kütüphaneye baktı "Nasıl temiz, masum, hiç kirletilmemiş gibi görünüyor,"deyip bize döndü" Ama hiç öyle değil. Şu temizlik buzdağının yalnızca görünen tarafı. O masaların altında ne sakızlar yapışık, ne sümükler fosilleşmiş, ne gofret kırıntıları dökülmüş şanslıysanız birkaç aşk mektubu bile bulursunuz."dedi.

Hepimizin yüzü buruşarak teyzelere bakıyorduk, diğer teyze kıkırdayarak yanındaki kadının koluna vurup "Kız öyle söyleyip çocukları korkutma."dedi.

"Doğru söylüyorsun, hadi biz gidelim. Sağ ve sol tarafa bölüp öyle temizleyin, daha çabuk biter." Teyzeler sanki bu anı bekliyormuş gibi kıkırdaya kıkırdaya gittiler.

'Korkutmak değil de benim midem kalktı Ahenk. Ay çok kötü fosilleşmiş... ıyyy gideyim biraz kusayım dönerim yeniden.'

Teyzeler çıktıktan sonra birbirimizin yüzüne baktık. "Ne bakıyorsun!"dedi Ece Merve'ye.

"Sus! Zaten hepsi senin yüzünden oldu."

"Ne? Kızım sen değil miydin sınıfa geldiğinden beri bana laf atan!"deyip Merve'nin üzerine atlamak için atağa geçtiğinde Ece'yi tuttuk. Merve kovalardan birini ve temizlik malzemelerini alıp yanımızdan geçip diğer tarafa gitti.

Ece mahçup ifadeyle bize döndü "Merve değil de siz benim yüzümden çekiyorsunuz."

'Tabii Ece de biliyor siz olmasanız o sümükler gibi kendisi de burada fosilleşecek.'

"Bir şey ısmarlarsın ödeşiriz."Ece Can'a bakıp kafasını olumlu anlamda salladı.

"Hadi bitirelim işimizi."deyip yerdeki malzemelere yöneldim.Bir kova ve diğer malzemeleri alıp sol tarafa geçtik. Eldivenlerimizi takıp işe koyulduk...

Yaklaşık iki saat sonra kitapları yerlerine düzenle yerine koymuştuk, tozları almıştık, yerleri silmiştik, camları silmiştik. kapıları silmiştik. Hatta bir ara çıkıp ışıkları bile silmek istedik. 'Masaların altını silmemek için gösterdiğiniz çaba gözlerimi yaşarttı.'. Doğru kaçıyorduk ama başa gelen çekilir. Biz yapmasak bile deminki teyzelerden biri yapacak hiç olmazsa bir defalığına yardım etmiş olalım.

Elime bir bez alıp masalara doğru ilerledim. 'Bakamayacağım, gidiyorum.' Gidersen git be! sinirimi iç sesimden çıkartıp silmeye başladım.

Can ve Ece de birer tane bez alıp masalara yürümeye başladılar. Merve'nin diğer tarafta ne yaptığıyla bağlı fikrimiz bile yoktu. Tek derdimiz Ece'yi olabildiğince ondan uzak tutmaktı.

Ece'yle ben temizliğe iyice kendimizi kaptırdığımz sırada "Hey şuna bakın." Deyip yanımıza gelen Can'nın sesiyle elindeki buruşmuş kâğıt parçasını farkettik. Bezleri bırakıp yanına gittik. "O ne? Dur! Yoksa bir aşk mektubu mu?"

"Sakin ol kızım, okuyorum."deyip Can okumaya başladı.

"Söze nasıl başlayayım bilmiyorum. Seni uzun zamandır tanımıyorum. İki ay önce gördüm. Sonra seninle hep konuşmak için sınıfını öğrendim 12 A sınıfından olduğunu öğrendim. O günden bu yana konuşmayı çok istedim ama bir türlü cesaret edip yanına yaklaşamadım. Sınıfınıza defalarca geldim, yolda yanında yürüdüm ama yine de cesaret edemedim. Sonra bu yıl senin okulda son yıl olduğunu bildiğim için bir şeyler yapmaya karar verdim. okuldan ayrıldıktan sonra bir daha görmeyebilirim seni. Ben de mektup yazmaya karar verdim. İtirafımı nasıl karşılayacağını bilmiyorum ama Anıl ben seni seviyorum."

12 A bizim sınıftı.

"Oha! Bizim Anıl'a yazılmış bir mektup. Kim yazmış acaba?"dedi Ece.

Can mektubun arka tarafını çevirdi ama başka bir şey yazmıyordu.

"Versene onu bana ben bulurum." Ece'nin gözlerinde yıldız parlıyordu. 'Yeni bir dedikodu malzemesi var, tabii ki de parlayacak.'

"Nasıl bulacaksın acaba?"dedi Can gözlerini kısarak. Herhalde Ece'nin bulamayacağını düşünüyordu ama kesinlikle yanılıyordu.

"Hah, sen beni tanımıyorsun."

"Vermiyorum!"

"Ne demek vermiyorum?"

"Vermiyorum işte. Ben buldum sonuçta."

Bu konuşma uzayıp gideceğe benziyordu. Gözüm duvardaki saate kaydığında çok geç olduğunu anladım. Annem kesin merak etmiştir. Ece ve Can birbirlerine ters ters bakarken saati söyleyip eve gitmeli olduğumuzu onlara da hatırlattım.

Biraz geç geldi bölümler Davetsizlerim kusura bakmayın:) Telafi etmek için iki bölüm birden yayımladım:)

Seviliyorsunuz Davetsizlerim

Dönence/ texting Tamamlandı.Where stories live. Discover now