Bölüm 64

19.1K 1.2K 646
                                    

Sizin için bilmem ama benim için uzun bir aradan sonra merhabalar. Umarım beni özlemişsinizdir çünkü ben sizi özledim. Hem de çokca.

İyi okumalar dilerim. Şarkıyı açmayı unutmayın lütfen, çok önemli benim için.♡

"Kızım bu Akif." Annem masa da tam karşıma oturmuştu. Akif denilen adam ise yanında oturuyordu. Bir hafta önce kapıdan sesini duyduğumda nereden bu sesi tanıdığımı çıkaramamıştım ama yüzünü gördüğümde tanımıştım, bu adam biz gece piknikten eve geldiğimizde kapıda gördüğümüz adamdı.

"Merhaba."dedi. Ellisine merdiven dayamış amca. Giyimine kuşamına önem verdiği giyindiği takım elbiseden belliydi. Kendisini hiçbir yerden çıkaramıyordum.

"Merhaba?" dedi Barış sorgulayıcı bakışlarıyla. Daha çok siz kimsiniz der gibi.

Adam cevap vermeden "Çocuklar, geldiniz mi?" deyip annem kapının önünde belirdi, "Akif bey, iyi günler dilerim" dilerim diyerek adama eliyle merdivenleri gösterdi.

Adam "İyi günler"dileyip merdivenlerden indi.

Anneme döndüm. "Anne, kimdi o adam?"

"Bir arkadaşım."dedi telefonu ellerinde sıkarak. Bir şeyler olduğunun farkındaydım ama acelemiz olduğu için üstelemedim.

O zaman arkadaşım dediği aynı adam şimdi karşımda oturuyordu. Giydiği siyah takım elbisesi ve geriye doğru özenle taranmış saçlarıyla bakımlı görünüyordu. 'Aslında tam bir işkoliğe benzettim ben.' Evet öyle havası var. Kolundaki pahalı saat, kırmızı kravatıyla  işim hayatım imajı çiziyordu biraz.

Sağ tarafımda dayım oturuyordu. Varlığı bana güvence aşılıyordu. Akif denilen adam yüzündeki kocaman gülümsemeyle sağ elini bana uzattı. Ben de elimi uzatmadan önce pantolonuma elimin içini sildim. Terlemişti.

"Merhaba kızım,"

Bana kızım demese daha iyi biri olurdu gözümde. Neyse konumuz bu değil asıl sorun şuydu ki ben ne diyecektim?

Akif? Yok olmadı. Akif amca? Hayır amca dersem babamı hatırlardım. Bu da olmadı, insan cici babasına ne derdi ki? En iyisi Akif bey demek olacaktı. Şimdilik hatta efendim diye hitap edeyim.

"Merhaba efendim." Biraz gecikmişti cevabım ama olsun.

"Lütfen,"dedi elini çekerken "Bana böyle seslenme, içinden nasıl geliyorsa öyle hitap etmeni istiyorum. Resmiyete gerek yok."

Annem tabağındaki yemekten bir parça ağzına koyup ardınca bize bakarak güldü. Hafif tebessüm etmeye çalıştım ama sanki yüzüm felç geçirmiş gibi kaskatıydı. Dayım sadece yemeğini yiyordu. Ara sıra bizi yokluyordu.

"Denerim."dedim.

Akif denilen adam? Böyle hitap etmek isterdim. İsim kısmı yani Akif var olduğunuzu belirtiyor, devamındaki denilen adam eki ise varlığınıza şüphe düşürüyor. Varla yok arası yapıyor sizi. Hayatımdaki gibi.

Neyse yine geldi bana Bakırköy'ün keçileri.

Akif bey kenarda duran su bardağından bir yudum aldı. "Tıp okumayı düşünüyormuşsun?"

Ben değil annem istiyor. 'Ahenk bunlar annenle tencere kapak olmuş, onca konu varken direkt bunu sorması. Gülesim geldi. Ay tutmayın kahkaha atacağım.' Sus iç ses. Beni de güldüreceksin.

"Aslında ben değil ," Anneme baktım "Annem istiyor."

Çatalıyla eti tutup bıçağıyla kesiyordu bir taraftan da başını sallıyordu "Anlıyorum," resmen ete işkence ediyordu, o et öyle yenmez bir kere. "Annen hep senden bahsediyordu. Seninle çok önceden tanışmak istiyordum, kısmet bugüneymiş." Dayıma baktı "Açıkçası çok tedirgindim."

Dönence/ texting Tamamlandı.Where stories live. Discover now