Bölüm 58

17.7K 1.3K 420
                                    

İyi okumalar dilerim♡


"Ahenk, ben ayrılmak istiyorum."

Duyduğum sözler tehlikeli bir böceğe dönüşüp beyin hücrelerimi kemiriyordu. Demin şehrin ışıkları sönüktü ama şimdi hiç yanmıyordu. Bunlar bir şaka olmalıydı. Hangi aydaydık? Haziran. Nisan ayında daha sevgili değildik belki de gecikmiş 1 Nisan şakasını yapıyordu?

Boğazımı temizledim"Ne?"

İstifini bozmadan "Ben ayrılmak istiyorum."dedi deminki kararlılığıyla.

"Neden?" Kafamı yana eğmiş gözlerinin içine bakıyordum.

Yüzü ifadeden yoksundu. En derinlerinde bir hüzün aradım, pişmanlık aradım, acı aradım ama hiç birisini bulamadım. Bulduğum yalnızca boşluktu.

Yüzünü karşıya çevirdi. Omuz silkti "Bilmiyorum ayrılmak istiyorum sadece."

Bu bir açıklama değildi. Sebebi olmak zorundaydı. Nasıl bilemezdi?!

Umursamazlığı, verdiği cevapların belirsizliği beni çileden çıkarıyordu. Yerimden kalktım. Sinirle ellerimi saçımdan geçirdim. "Ama bir sebebi olmalı!"diye bağırdım "Her şey yolunda giderken aniden gelip ayrılalım demenin bir sebebi olmalı!"

Gözünün içine bakarak seviyorum dediği birinden ayrılmasının sebebi olmalıydı. Her şey yolunda giderken ayrılmanın bir sebebi olmak zorundaydı. Emre'nin aşkına ben şahittim. Beni nasıl sevdiğini ben biliyordum. Bu noktaya nasıl vardığımızın bir açıklaması olmak zorunda.

Emre de yerinden kalktı, yüzüme baktı "Ahenk, sakin ol."deyip bir adım yanıma yaklaştığında bir adım geriye gittim. "Sakin ol."

"Bana sakin ol deme!" diyerek çıkıştım " Sorularımın cevabını ver."

Gözlerini sıkıca yumup derin nefes aldı."Sebebini sana söyleyemem."

Histerik bir kahkaha attım "Bu ne demek şimdi? Neden söyleyemezsin? Ayrılacağını gayet rahat söyledin ama!"

"Daha çok kırmak istemiyorum seni."

Elimle yapmacık alkış tuttum."Vay be, demek beni kırmak istemiyorsun, gözlerim yaşardı. Sence ayrılmak istediğini söylediğinde ben hiç kırılmadım mı?"

Aklıma böyle yapması için tek bir sebep bile gelmiyordu. Şu an yaşadıklarımın bir kabus olmasını dilerdim. Birisinin beni uyandırmasını isterdim. Yaşadıklarım ağır geliyordu.

Beni hüznün, mutsuzluğun içinden çekip çıkaran birisi şimdi yine beni o bataklığa kendi elleriyle itiyordu.

Yıllarca babamın, abimin yokluğunu çektim, onları kaybettikten sonra kendimi daha toparlayamadan annemin baskıları beni buldu. Elimde kalan tek varlığım annemdi, sırf o mutlu olsun diye her dediğine razı geldim. Ben olmaktan çıktım.

Ansızın bir gün Davetsiz diye birisi girdi hayatıma, bana yeniden yaşamayı, sevmeyi öğretti. Duygularım olduğunu, benim de insan olduğumu hatırlattı. Aşkını verdi. Kurumuş bir çiçektim ama Davetsizin sevgisi sayesinde yeniden çiçek açtım.

Şimdi kendisi beni solduruyordu.

Aklıma gelen şeyle irkildim. Annem... Annemin bu işte eli olabilir miydi? Annem mi bir şey demişti acaba? Sevgili olduğumuzu bilmiyordu ama Gülsüm hoca belki de bir şeyler söylemişti. O da anlayıp, derslerim kötü olmasın diye ayrılmamızı istemiş olabilirdi.

Titrek sesimle "Annem mi istedi senden ayrılmamızı?"diye sordum.

Kaşları çatıldı, şaşırmıştı soruma "Hayır," Kafasını salladı "Hayır annen istemedi."diye yineledi.

Dönence/ texting Tamamlandı.Место, где живут истории. Откройте их для себя