Bölüm 45

31.5K 1.9K 186
                                    

Biz birbirimize bakarken kapı açıldı ve Can ile Ece içeri girdiler. Onları gördüğümüzde Emre yerine geçti, ben ise yattığım yerden kalktım.

"Ahenk biraz daha yatsaydın?"

"Yok ya sıkıldım Ece, eve gitsem daha iyi olur." Emre ve Ece kalkmam için kolumdan tutarken mahçup ifadeyle Ece'ye baktım. "Senin planını da mahvettim. Özür dilerim Ece. "

Ece gözlerini devirdi "Bir de özür diliyor ya! Bu hafta sonu olmasın gelecek hafta olsun ne fark eder. Ayrıca senin suçun değil. Merve denilen yellozun suçu. Kız saldırmış sana. Sizi öyle görünce çok korktum. "

"Sahi siz nasıl hepiniz birden orada beliri verdiniz? Derste değil miydiniz?"diye sordum.

"Spor hocasının aniden işi çıkınca ders iptal oldu. Hep beraber kantine inmek için seni sorduğumuzda Emre giyinme odasında olduğunu söyledi. Işte sonra da senin yanına geldik."

Montumu aldım ve giyindim sonra çantamı da aldım ve odadan çıktık...

Emre kapıya kadar gelmiş ben eve girdikten sonra ise gitmişti.

Eve girdiğimde ortalıkta kimse yoktu ayakkabılarımı çıkarıp odama geçtim. Montumu çıkarıp yatağın üzerine attım. Giysi dolabının üzerindeki aynada kendime baktım.

Yere düştüğüm için üzerimdeki beyaz gömleğin neredeyse her yeri toz olmuştu. Saçım hafifce dağılmıştı. Bir de şu küçük yara bandı alnımdan bana gülümsüyordu.

"Ahenk seninle konuşmam gereken bir ko..."

Odaya aniden giren annemin cümlesini yarıda kesen muhtemelen dağılmış halimdi.

"Bu ne hal Ahenk? Ne oldu sana?"diye sordu dehşet dolu ifadeyle.

Ne demeliydim şimdi? Düştüm mü desem acaba? 'İlk okul çocuğu musun sen?' ne var canım? Insan her yaşta düşebilirdi.

"Önemli bir şey değil anne ayağım kaydı düştüm."

"Alnına ne oldu?"

"Düşerken çarpdım." Ben gözlerimi kaçırdığımda annemin telefonu çaldı. Eliyle alnımı yoklarken bıkkınca telefonu açtı.

"Alo... evet eve yeni geldi. Ben de şimdi görüyorum. Çok kötü düş..." telefonda ne duyduysa gözleri kızkınlıkla yüzüme baktı "Kavga mı?... Yok... biliyorum tabi... teşekkür ederim... Evet iletirim teşekkürler tekrardan."

Bahsettiği kavga umarım benim kavgam değildir.

"Arayan kimdi biliyor musun?" kafamı olumsuz anlamda salladım "Gülsüm hoca. Alnın kanlı revire gittiğini görmüş sonra ise senin bir kızla kavga ettiğini öğrenmiş!"

Yaşlı cadı nereden öğrenmiş şıp diye.

"Ne demek bu Ahenk?! Sabah evden arkadaşlarınla bir yere gideceğini söylüyorsun öğlen alnın yara bandıyla, üstün başın toz eve dönüyorsun. Bana düştüm diyorsun ama ben senin kavga ettiğini öğreniyorum! Ne demek bu! Niye kavga ediyorsun? Niye bana yalan söylüyorsun?"

Ben sadece aramızın bozulmasını istemediğim için gerçeği söylememiştim.

"Ahenk yeter artık! Şu hallerine bir son ver!"

"Ne varmış halimde anne?"diye sordum.

"Kavga edip geliyorsun! Derslerine eskisi kadar çalışmıyorsun! Notların düşüyor! Daha ne olması lazım!"

"Ha şu dersler ve notlarım değil mi? O çok değerli Gülsüm hocan sınavlardan yüz aldığımı söylemedi mi sana? Hoş söyleseydi şimdi böyle kızmazdın bana. Çünkü senin için asıl önemli olan derslerim ve notlarım."

"Ahenk benimle düzgün konuş!"

"Düzgün konuşuyorum anne hatta gerçekleri bile söylüyorum. Dediklerim yalan mı?"

"Yalan tabii."

"Öyle mi? Peki niye şimdi kavgamın nedenini sormuyorsun da derslerimden konuşuyoruz? Anne senin umrunda olan yalnız derslerim."

"Son kez söylüyorum benimle düzgün konuş! Ben senin annenim."

Annemdin.

Annem odamdan çıktı ve kapıyı sesli bir şekilde çarptı. Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile.

Yatağıma oturup ayıcığımı kucakladım. Evet ayımı da kucakladığıma göre rahat rahat ağlayabilirdim.

Montumun cebinde titreyen telefonumla elimle göz yaşımı sildim ve telefonu aldım. Emre'den mesaj vardı.

Davetsiz: Seni merka ettim. Eve geçtikden sonra daha iyi oldun mu?

Hayır olmamıştım. Daha kötü olmuştum.

DOREMİ: Hayır.

Davetsiz: Ne oldu? Yaran mı acıyor? Başka bir yerinde bir şey mi var? Kolun falan mı açıyor?

DOREMİ: Hayır... sadece annemle kavga ettim.

Davetsiz: Sema Teyze kavga ettiğin için mi kızdı?

Zaten hep kızıyor bana.

DOREMİ: Sanırım.

Davetsiz: Hmm, anladım. Kavganız büyük olmuş anlaşılan.

DOREMİ: Biraz. Neyse ya boşver.

Davetsiz: Moralini düzeltmek için...

Davetsiz: Kaçırayım mı seni?

DOREMİ: O nasıl olacak?

Davetsiz: Pencere?

Dönence/ texting Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin