Bölüm 4

83.3K 4.3K 2K
                                    

Bilinmeyen numara: Bir şey yazmayacak mısın?

Bilinmeyen numara: Tamam, en azından engel atmıyorsun

Bilinmeyen numara: Bu da bir şey.

Bilinmeyen numara: O zaman...

Bilinmeyen numara: Hep sınıfa girişini seyrettiğim sıramda yine senin gelişini bekliyor olacağım.

"Ahenk, geliyor musun?"

Aşağıdan gelen sesle, ardı ardına gelen mesajların şok edici hipnozundan çıktım. Ne yapacaktım ben şimdi? Düşünmeye ihtiyacım var ve bunu kesinlikle arabada düşünmek istemiyorum. En iyisi okula yürüyerek gitmek olacak.

Çantamı alarak odadan çıktım ve aşağıya indim.

"Şey... ben bugün biraz yürümek istiyorum."

"Tamam, kızım, sorun değil."

Hafifçe gülümseyerek teşekkür ettikten sonra ayakkabılarımı giyinip çıktım.

Okula varana kadar bütün yolu düşünerek gittim. Demek sınıftan biriydi. Resmen bana aşık biriyle aynı sınıfı paylaşıyormuşum.

Engel atabilirim. Ama kim olursa olsun herkesin sevgisine saygım vardı. Bu bana karşı olsa bile...

Ama başka ne yapabilirdim ki? Bu kabul edilemezdi, bunun için birçok tutarlı sebeplerim var. Hem okulda son ve en önemli yılımdı, hem de aşk "İsteklerim" başlıklı listeye girmiyordu.

Gelelim anonime, zaten ne kadar derin sevebilir ki? Yüz vermezsem birkaç gün en fazla birkaç haftaya pes eder.

Umarım eder.

Bunları düşünerek okulun kapısından girerken arkadan gelen arabayı fark etmedim ve olanlar oldu. Nerdeyse altında kalıyordum.

"Dikkat etsene biraz." Kaan şoför koltuğundan kafasını hafif öne eğdi.

"Asıl sen dikkat etsene. Ben görmedim sen yavaşlasaydın."

Tabi, iki aydır ehliyet almış birinden ne bekliyorum ki?! Gerizekalı!!! Özürlü!!! Bunu yüzüne söylemek isterdim ama müdür kapının ağzında olunca işler biraz değişiyor. Okulda kesinlikle böyle laflar etmemek lazım helede müdürün oğluna karşı. En azından gözü önünde yapamam. Sonra ama elime fırsat geçerse kendimden sorumlu değilim. Kimse kusura bakmasın. Zaten hiç sevmiyorum bu çocuğu. Aklı bir karış havada hem derslerine doğru düzgün çalışımıyor hem de fazlasıyla serseri ve herkese karşı mesafeli biri. Ama hakkını yiyemem, babası müdür diye havalara girmiyor.

Son kez sinirli bir bakış atıp arabanın önünden çekildim ve okula doğru yürümeye başladım.

Sınıfa girdiğimde hemen hemen herkes sınıftaydı. Sadece birkaç sıra boştu. Ece'yle birlikte oturduğum sırama geçip oturdum.

"Günaydın, Ahenk"

"Günaydın." Hafifçe gülümsedim. Ece iyi kızdı ama tabii dedikoduyla beslendiğini göz ardı edersek.

Ben hep önde otururum, arka sıralar benim için fazla hareketli ve Ece de sınıf başkanı olduğu için hocalar hep onu gözü önünde istiyor. Diğer sıralar da dolu olduğundan bir oturuyoruz.

"Neyin var?Rengin solmuş gibi"

"Hiç, gelirken araba altında kalıyordum az kalsın." Tabii ki de anonim hakkında ona bir şey söyleyemezdim. Çünkü Ece, son gıybet bükücü.

O sırada Kaan girdi içeri ve direkt arkaya, sırasına gitti. Çoğu zaman beraber takıldığı Anıl ve Emre de girdiler ardından sınıfa. Anıl'ın bakışları kısa bir süreliğine üzerimde gezindikten sonra yanımızdan geçip arkalara doğru gitti.

Hemen ardından matematik hocası girdi. Senden nefret ediyorum matematik ama sana mecburum...

___

Üçüncü teneffüsün sonuna gelirken masanın üzerindeki telefonum titredi.

Bilinmeyen numara: Şu an çok komiksin

Bilinmeyen numara: Sınıfa girip çıkan çocukların yüzüne öyle dikkatlice bakmanın sebebi

Bilinmeyen numara: Morluk araman mı?

Bilinmeyen numara: Eğer içini rahatlatacaksa arkadaşımın yüzüne vurmamıştım.

Bilinmeyen numara: Yani görünen yerlerinde morluk yok

Bilinmeyen numara: Sana baktıkça gülmemek için kendimi zor tutuyorum .d

Bilinmeyen numara: Yapma, sınıftakiler onlardan hoşlanıyorsun sanacaklar

Bilinmeyen numara: Başlarına bela açmak istemiyorum.

Bilinmeyen numara: Boşuna oturma kalk biraz hava al ya da bir şeyler ye

Bilinmeyen numara: Geldiğinden beri açsın.

Dönence/ texting Tamamlandı.Where stories live. Discover now