Bölüm 60

19.1K 1.3K 526
                                    

İyi okumalar dilerim, yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın lütfen♡

Sondaki açıklamayı okumayı unutmayın.


4 gün sonra.

"Kızım emin misin okula gidebileceğinden? Hâlâ tam iyileştin sayılmaz."

"Evet, anne. Daha iyiyim."

Üç gündür devam eden sancılı tedavi sürecinden sonra nihayet kendime gelebilmiştim. Dayım annem ve ben oturup kahvaltı yapıyorduk. Bunca gün odamdan çıkamadığım için kahvaltıda olmak beni mutlu etmişti.

O gece yağmurda fazlasıyla kaldığım, üstüne üstlük ekstradan yaşadığım üzüntü yüzünden bedenimi kötü virüslerl ele geçirmişti. Sabah gözümü açacak dermanım bile yoktu. Annemin anlattıklarına göre fazla ateş yüzünden sayıklamışım ama ne sayıkladığımı ne kadar sorsam da söylememişti. Açıkçası merak ediyordum.

Dayımın eve çağırdığı doktor gelip iğne yapana kadar ateşim düşmemişti. İğneden sonra nihayet ateşim biraz inmiş ve gözlerimi açabilmiştim. Sonrasında doktor bedenimin çok zayıf düştüğünü söylemiş ve ömrümden uzun bir reçeteyi annemlerin eline bırakmıştı. İğnelerim bitmiş olsa bile ilaçlarım henüz bitmemişti.

"Neden pencereyi açık bırakıp uyudun? Tüm gece üzerin açık kalmış ve pencereden bütün soğu çekmişsin ciğerlerine."

Neyse ki annemler pencereyi açık bırakarak uyuduğum ve sınav stresinden böyle olduğumu düşünüyordu. Saatlerce yağmurun altında ağladığımı bilmemeleri işime geliyordu. Bir de sorgu çekmek istemiyorum.

"Kapatmayı unutmuşum anne."diye mırıldandım.

"Aslında okula gitmen iyi olacak, kaç gündür derslerinden uzaksın."

Ben sevdiğim kişinin sevgisinden uzağım, derslerimden uzak olsam ne yazar anne?

Fakat annem için önemli olan derslerdi. Kafamı sallamakla yetindim. Keşke seninle arkadaş olabilseydim anne, o zaman her şeyimi sana eksiksiz anlatırdım.

Ağzıma birkaç parça bir şey attım "Size afiyet olsun. Ben artık hazırlanıp çıkayım."diyerek sandalyemi arkaya çekip yerimden kalktım.

"Daha erken değil mi dayıcım?"diye sordum dayım.

"Kaç gündür evdeyim dayı, biraz hava almış olurum." Açıklamama gülümsedi, ben de gülüşüne karşılık verip odama çıktım.

Geçirdiğim üç gün içerisinde çocuklarla telefonda konuşmuştuk sadece. Ne kadar eve gelmek isteseler bile izin vermemiştim. Bir de onlara bulaştırmak istemiyordum. Onun dışında maksimum derecede telefondan uzak duruyordum çünkü Emre aklıma geliyordu. Hatta şimdi bile gelmişti.

Düşünmemek en iyisiydi.

Okul formamı dolaptan çıkardım ve üzerime geçirdim, çantamı topladım. Saçımı tarayıp açık bıraktım. En son telefonumu da alıp odadan çıktım. Spor ayakkabılarımı giyinip dış kapıyı arkamdan kapattım.

Okula vardığımda ortam sessizdi. Erken geldiğim için henüz fazla çocuk yoktu. Sırt çantamın kolunu sıktım elimle. Günler sonra okula gelmek garip hissettirmişti. Merdivenleri çıkıp sınıfa girdiğimde bizimkilerden kimse yoktu. Birkaç çanta dışında sınıf bomboştu.

Nereye oturacaktım ben? Güzel soruydu.

Eski yerime oturamazdım çünkü Ece ve Can bir oturuyorlardı, rahatsızlık vermek istemiyordu. Anıl veya Kaan'ın yanına da oturamazdım, onlar da bir oturuyorlardı. Emre'nin yanına oturmak gibi bir fikrim ise asla yoktu. Değil aynı sırada oturmak aynı sınıfta bile olmak istemiyordum.

Dönence/ texting Tamamlandı.Where stories live. Discover now