Bölüm 51

31K 1.8K 665
                                    

Merhabalar Davetsizlerim. Çok özledim sizi. Umarım siz de beni özlemişsinizdir:)

Lütfen yorum ve oylarınızı benden eksik etmeyin. Yorumlarınızı okumak en büyük aktivitem.Her bildirim geldiğinde heyecanla hepsini okuyorum♡

Uzatmadan bölüme geçeyim ben.

Umarım şarkıyı açabilirsiniz.

Deniz kenarından ayrılıp eve geldiğimde, çıkarken evin anahtarını almadığımı farkettim. Tabii evden kaçarcasına çıkarsam böyle olurdu. Zili çalıp beklemeye başladım. Umarım evde olan herkes gitmişdir. Emre ile geçirdiğim vakit sonucu moralim düzelmişti ve evde sadece vah vah deyip kısır yiyen teyzelerin moralimi yerlebir etmesini istemiyordum.

Zili ikinci çalışımta nihayet kapı açıldı. Açıldı açılmasına ama açıldığında görmeyi beklediğim en son kişi karşımda duruyordu. Şaka mıydı bu?

"Sonunda gelebildin Ahenk." Deyip göz deviren Barış'la sevinç çığlığı atıp boynuna sarıldım. Gelmişlerdi. Barış'ın da gülerek bana sarılmasıyla kollarımı daha sıkı sardım.

"Gelmişsiniz!" Dayım Cemile yengemle ayrı olsalar bile ikizler hep gelirlerdi bize ama bu yıl onların da dayıma küs oldukları için gelmeyeceklerini sanmıştım.

"Tabi geleceğiz kızım. Bizden kaçışın yok."

"Ay," diye bir çığlık daha duyduğumda salondan çıkan Ceren'i gördüm. "Bensiz mi abi?" diyerek yanımıza gelip sarıldı bize.

"Ceren öküz gibi çullanmasana üstümüze! Senin aksine biz narin insanlarız."

"Teyzelerden arta kalan tüm kısırı gömen, narin bir insan görmedim şimdiye kadar."

"Kaç saat yol geldik. Sabah bir şey yemeden evden çıktım, yolda yerim dedim ama sen üzerime kustuğun için tüm iştahım kaçtı." Deminden beri Barış'ın saçlarında anlam veremediğim ıslaklık duş alması yüzünden demek.

"Oturmasaydın yanıma. Hem sen oturmasaydın o taş gibi çocuk oturacaktı yanıma."

"O taşı alır kafanda kırarım!"

Evet arkadaşlar, üçümüz birbirimize sarılırken konuştuğumuz bunlardı! Bu duruma son vermek adına ve en altta ben olduğum için havasızlıktan ölmeyeyim diye konuşmaya başladım.

"Canım kuzenlerim ben de sizi çok özledim!"

"Ya ben de seni." Diyerek Ceren en üsten kollarını daha da sıklaştırdı. Bunu bana sarılmak için yapmıştı ama ayrılıp tek tek sarılsak daha iyi olacağının farkında değildi.

'Neden şaşırıyorsun Ahenk? Sonuçta senin kuzenin.' Sen bana laf mı sokuyorsun? 'Bunu anlaman da bir zeka belirtisi sonuçta.'

Üçümüz sarılı şekilde sevgi yumağı gibi biraz daha sallandıktan sonra ayrıldık.

Ayakkabılarımı çıkarırken Barış'ın hafif kızgın sesini duydum. "Neredeydin sen?"

"Arkadaşımlaydım."

"Nasıl bir arkadaşlık bu?" kaşlarını çatarak sorduğu soruyla yutkundum.

"Ya aylar sonra canlı canlı sizi görüyorum ve cidden bunu mu konuşacağız?" Ayıp ayıp dercesine kafamı salladım, kolumu Ceren'in boynuna atarak diğer kolumla da Barış'ı kendime çektim. "Sizi çok özledim."

Salona geçtiğimizde annem ve dayım yemek masasının etrafında oturuyordu. Şaşkınca bir dayıma bir de ikizlere baktım. "Siz barıştınız mı?"

Dönence/ texting Tamamlandı.Where stories live. Discover now