Bölüm 52 ( tekrar yayında)

23.1K 1.4K 303
                                    

Arkadaşlar dünki sorun yüzünden bölümü kaldırmıştım. Şimdi tekrar yayımlıyorum. Yorum yapmayı deneyin bakalım bu sefer olacak mı.

İyi okumalar dilerim hepinize:)

Umarım şarkıyı açabilirsiniz:)

Yüzüme damlayan yağmur damlacıklarıyla gözümü açmadan kollarımı gerip yastığıma biraz daha sarıldım. Herhalde bugün hava yağmurluydu. Yanağıma düşen bir damlayla kesin olarak bugünün yağmurlu olacağı kanaatine vardım.

Bir dakika yağmur mu? Odamda? Yatağımda?

"Barış yapmasana!" Ceren'nin fısıltılı sesi kulaklarıma doldu.

"Sus sen! Hayırsız kardeş, insan gider bir bardak doldurur, bana destek çıkar. Ama sen adalet dağıt. Sanki Selena'nın kız kardeşi!" Barış'ın sesiyle üzerimdeki yorganı atıp hızla kalktım.

"Ne yapıyorsunuz?" Bunu dememle Barış elindeki bir bardak suyu üzerime boca etti.

"Yaşasın Hadesler."

"Oha!" soğuk suyla yüzüm felç geçirmiş gibi kaldı.

"Ahenk, saat on bire geliyor. Pardon da ne zaman uyanmayı düşünüyorsun?" dedi elini beline koyarak.

"Gece pardon düzeltiyorum sabahın beşinde uyuduğumuz için olabilir mi?" Dedim kahve renk saçlarımı yüzümden çekerek.

"Eee," dedi umursamaz tavırla "Farkındaysan sabahın saat beşine kadar biz de oturduk ve hayvan gibi güldük, üstelik kaç saatlik yol da geldik, üstüne üstlük bugün de gideceğiz."

Yüzümü yorgana sildim "Size İstanbul havası yaramış ben ne yapayım?"

"Kalk daha şu lavukla tanışacağız."

Anlamayan bakışlarımı Barış'a çevirdim. "Lavuk kim?"

"Şey," Ceren aceleyle araya girdi "Enişteyi diyor."

"Enişte deyip durma şuna. Daha beğenip beğenmeyeceğimi bilmiyorum."

"Sen beğenmesen ne olur? Beğenen beğenmiş" dedi Ceren kahkaha atarak.

Barış kapıya yönelirken kafamın altındaki yastığı sırtına attım "Lavuk deme. Seni de göreceğiz, umarım kayınların da sana böyle der."

'Aman aman, sevgilisini de korurmuş.'

"Ahenk, bugün kaçta buluşacağız bizim enişteyle?" Ceren'nin sorusuyla dün gece, grupta konuştuklarımızı hatırladım. Bugün karar verecektik ne yapacağımıza ve saat on bire geliyordu.

Komodinin üzerine baktığımda telefonumu bulamadım. Yanımda oturan Ceren'e döndüm. "Telefonum nerede? Bugün plan yapacaktık." akşam o kadar sohbet etmiş gülmüştük ki o hengâmeyle telefonum neredeydi bilmiyordum. Hatta bir ara gülmekten halıda yuvarlanıyorduk.

"Aslında Barış'a kızıyordum ama iyi ki yapmış, iki saattir seni çağırıyoruz ama sanki mezarlıktaki ölüye öbür dünyayı soruyoruz."

Söylediklerine sonra gülerdim. Hızla yorganı atıp yerimden kalktım. "Hadi telefonu bulalım."

Yaklaşık on dakikalık arayıştan sonra telefonu gece çıkardığım, yatağın arkasına düşen çorabın içinde bulmuştum. Oraya nasıl gelmişti hiçbir fikrim yoktu. "İkizler yanında olduğunda kafa gidiyor sende." Öyleydi.

Whatsapp'a girdim aceleyle. Grupta bir sürü konuşma vardı. Sessizde olduğu için duyamamıştım. Bu yüzden zaten Ceren'nnin telefonuyla çaldırmışsa da bulamamıştık telefonu ararken.

Dönence/ texting Tamamlandı.Where stories live. Discover now