Bölüm 4

32.9K 1.8K 109
                                    

Arkadaşlar merhaba :)
Bu hikayeye yeni başladım. Yorumlarınız önceki hikayelerimde bana çok yol göstermişti. Bunda da sizden olumlu/olumsuz her türlü eleştiriyi bekliyorum. Şimdiden teşekkürler :*
-
Bugün çarşamba. Duru'yla hayvanat bahçesi, annemle evde bir gün derken günler çabucak geçti ve büyük gün geldi çattı. Bugün yeni iş yerimde ilk günüm ve açıkçası biraz heyecanlıyım. Tamam, biraz değil oldukça heyecanlıyım. Ayrıca biraz korkuyorum da... Yani Özgür bana şoförlüğünü yaptıracak değil eski patronum gibi ama isterse çok çeşitli işkence yolları bulabilir gibi geliyor. Önceden benimle sürekli uğraşırdı da... Neyse canım, moralimi şimdiden bozmaya gerek yok. Ne kadar ileri gidebilir ki?

Kendimden emin adımlarla şirkete ilerlerken kendimi yatıştırmaya da devam ediyordum. Bana asırlar gibi gelen birkaç dakikanın sonunda otoparktan şirket girişine kadar olan mesafeyi aşmış güvenlikten geçiyordum. İdari katı öğrendikten sonra asansöre bindim. İdari katları niye en üste yaparlar ki sanki? Kata geldiğimde bir süre şaşkın şaşkın etrafa bakındıktan sonra yetkili gibi görünen bir kızın yanına vardım.

''Buyrun?'' diyerek güzel bir gülümsemeyle karşıladı esmer kız beni.

''Merhaba, ben Özgür Bey'in asistanı olarak...''

Daha cümlem bitmeden kızın yüzü düştü ve ileriyi işaret ederek ''Şuradan dönünce kalabalığı fark edersin zaten. Orada bekle.'' dedi.

Kafam karışsa da gösterdiği yerden döndüm. Dediği gibi fark edilmemesi imkansız bir kalabalık vardı. Ne oluyor ya?

Kızlardan birinin yanına oturup usulca sordum : ''Bu kadar insan neyi bekliyor?''

Kız bana küçümseyici bir bakış atsa da sorumu yanıtladı. ''Hepimiz Özgür Bey'in asistanlığı için başvurduk. Onu bekliyoruz.''

Hepiniz mi? Bir dakika. İş zaten benim değil miydi? Hiç ama hiç haz etmediğim adamın asistanı olmak için uğraşacak mıyım şimdi? Ben almayayım canım ya. Babam Mehmet Amca'yla görüşmüştü hani. Mutlaka bir yanlışlık olmalı. Babamı mı arasam?

Ara Defne, küçük bir çocuk gibi isyan et hatta da seni kendi şirketine alsın.

İç sesimin haklılığı karşısında sessiz kaldım. Etrafıma şöyle bir baktığımda kızların ellerinde cvleri olduğunu fark ettim. Ben de öyle bir şey yoktu tabi. Ben işe alındığımı kabul ederek geldim buraya. Haliyle yanımda iş başvurusunun gerektirdiği hiçbir belge yok. Ne kadar hoş(!) Baştan kaybettim sanırım. Son bir umutla Özgür'ün odası olduğunu farz ettiğim odanın hemen bitişiğindeki cam duvarlı kısımdaki sarışın kızın yanına ilerledim.

''İyi günler. Buyrun.''

''İyi günler, ben Özgür Bey...''

Bu kız da girişteki gibi davranıp sert çıkışarak ''Buradaki diğer kızlarla birlikte beklemeniz gerekiyor. Sabırlı olun!'' dedi.

Ayaküstü azarımı da yedim hayırlı olsun. Ama yok öyle efendim. Madem Özgür Bey'le görüşmek için bu kadar beklemem gerekiyordu ben de bir üst makama başvururdum. Lütfen Mehmet Amca beni hatırlasın ve bir yanlışlık olduğunu söyleyip işimin başına oturtsun beni.

''Siz beni yanlış anladınız.'' dedim kıza gülümsemeye çalışarak. Umarım yalan söylediğimi anlamaz diye içimden geçirip durdum bu arada.

''Ben asistanlık için gelmedim. Ben Mehmet Bey'in bir arkadaşının kızıyım.''

Mehmet Bey'in arkadaşının kızı olduğum doğru ama gerisi için bir şey diyemeyeceğim.

''Özgür Bey'in yurtdışından döndüğünü öğrendim. Bir merhaba demek için uğramıştım. Mehmet Amca yani Mehmet Bey odasında mı?''

Anne YarısıWhere stories live. Discover now