Bölüm 34

18.8K 1.2K 131
                                    

Hepinize kocaman teşekkürler ☺️ Yardım çağrısını yayınladıktan sonra biraz ders çalışıp Wattpad'i tekrar kontrol edeyim demiştim. Birkaç saat sonra döndüğümde 80 yorum vardı🙈. Keşke her bölümde böyle rekorlar kırsanız 😁😌
İsimleri yorumlardan seçtim 🤗
Neyse daha fazla uzatmayayım iyi okumalar 😊

Özgür, hava kararana kadar gelmedi. Yalnız öğleden sonra hazırlanmaya başlamamızı söyleyen bir mesaj gönderdi. Benim için zor değildi de Durucuk pek bir heyecanlı olduğundan onunki uzun sürdü. Ne giyeceğini seçene kadar bir on yaş daha attım. Bu çocuk ömrümden çalıyor benim. Bu kadar kararsız değildi normalde de sürpriz deyip durduğumuz için ne yapacağını bilemedi. Hayır olayı bilsem ben yardımcı olacağım ama benim de haberim yok ki Özgür sağ olsun. Haliyle elbise gideceğimiz yere uygun olur mu deyince tamam demiş bulundum. İnşallah uygun olur. Ben yine de yanıma bir eşofman altıyla bir tişört alayım da...

Kedicik evin içinde bir sağa bir sola koştururken kapı çaldı. İnşallah Olcay değildir düşüncesiyle koştum kapıya. Neyse ki Özgür'dü. Ne yapayım Olcay alışkanlık haline getirdi kaç gündür. Ben de yine damlar diye korkmadım değil.

''Hazır mısınız hanımlar?'' diye bir giriş yaptı Özgür. Ben ağzımı açamadan ''Evet,'' diye bağırdı Duru. Kendisi fazlasıyla heyecanlıydı da. Ve beklentiyle dolu...

''O zaman arabaya buyurun.''

Özgür eşliğinde evden çıkıp arabasına doğru ilerledik. Aklımda nereye gideceğimize, Duru'nun memnun olup olmayacağına dair bir sürü soru vardı. Hepsi arabanın arka koltuğunda oturan iki küçük kızı görünce kayboldu. Ve yerini tek bir soruya bıraktı: Kim bu kızlar?

Duru da en az benim kadar şaşırmış bir arabaya bir Özgür'e bakıyordu.

''Arabaya geçin de sizi tanıştırayım,'' dedi Özgür, arabanın kapısını Duru için açarken.

Ben öndeki Duru da arkadaki yerimizi almış Özgür'ün bizi tanıştırmasını bekliyorduk.

''Kızlar, işte size bahsettiğim Duru ve teyzesi Defne,'' diye önce bizi tanıttı Özgür. Bu arada dönüp arkaya eğildim ve gülümseyerek selamladım Duru'nun iki yanında oturan küçük hanımları.

''Bu güzel hanımlar da Azra ve Sare,'' diye devam etti Özgür. ''Aynı okuldasınız. Kızlar kendinizi tanıtmak ister misiniz?''

İkisi de kafasını sallayıp birbirlerine baktılar. Önce yaşça daha büyük görünen Azra girdi söze.

''Merhaba, ben Azra. Dördüncü sınıfa gidiyorum. Özgür Abi babamın bir arkadaşıymış. Sizinle çok iyi arkadaş olabileceğimizi söyleyince gelmeye ikna oldum.''

Son sözlerinden anladığım kadarıyla kendine güveni olan bir çocuktu. Gelmeye ikna olduğunu özellikle belirttiğine göre Özgür'ü biraz uğraştırmıştı. Ben Sare'nin de kendisini tanıtmasını beklerken Azra tekrar söze girip ''Aslında ikna olmamın sebebi Özgür Abi'nin senin teyzenle yaşadığını söylemesi. Ben de amcam ve yengemle kalıyorum. Bir de kuzenim var tabi. Babam...''

Gözleri dolunca sarılmak istedim küçük kıza. Belli ki babasını kaybetmişti. O küçük yaşına yakışmayan bir hüzün oturdu gözlerine.

''Anlatmak zorunda değilsin,'' diye araya girdim dayanamayıp.

''Önemli değil,'' dedi büyük bir olgunlukla. ''Annemi hiç tanımadım babamı ise üç yıl önce kaybettim.''

Cümlesini bitirince kuzucuğum sarıldı Azra'ya. Üzülme, ben de annemi tanımadım diye teselli sözcükleri sıraladı bir de.

Anne YarısıWhere stories live. Discover now