Bölüm 30

19.8K 1.2K 67
                                    


Üzgünüm 😔, 10 gün olmuş neredeyse son bölümden sonra 🙀
Hâlâ burada mısınız?

Şirkete geldiğimizde zaten düşük olan modum Seda'nın saçmalıklarıyla iyice düştü. Hanımefendi Özgür'ün dibinden ayrılmadı. Bana ne demeyeceğim bu sefer. Biz Özgür'le bir şeyleri denemeye karar verdik değil mi? Haliyle Seda'nın Özgür'e karşı davranışları beni ilgilendiriyor. Kabul ediyorum, denemeye karar veren daha çok Özgür'dü ama bu da benim karşı olduğum anlamına gelmiyor. Gerçi ben burada kendi kendime söyleniyorum ama Seda'nın haberi yok ki bizim aramızda geçenlerden. Gitsem bir anda Özgür'e falan mı sarılsam acaba? Seda da mesajı alır herhalde. Ya da Özgür Bey yerine aşkım falan diyeyim? Ya da samimi bir şekilde öpsem de mesajı iyice mi alsa.

Saçmalamaya ne kadar devam edeceksin Defne? Torpilli olduğunun düşünülmesini istemeyen birine göre fazla isteklisin.

Evet son kısım biraz abartı oldu. Aşkım falan da bi tuhaf durdu. Ben Özgür'e öyle seslenemem. Tuhaf gelir. Samimi gelmez. Geriye sarılma kalıyor ki...

Gerçekten ne meraklısı çıktın Defne!

Of, daha kendime sözüm geçmiyor benim ya!

''Defne?''

Özgür'ün seslenmesiyle irkildim. Hafifçe sıçradım yerimde.

''Dedim ki babamın yapmamı istediği sunumun dosyaları nerede?''

''Sunumu yapmaya mı karar verdiniz Özgür Bey?'' dedim resmi çıkarmaya çalıştığım sesimle. Bu şu güne kadar çok da zor değildi aslında ama şimdi kafamda elli tane şey varken bir de rol yapmaya odaklanamıyorum. Ah ben böyle miydim? Ben ki Özgür'ü klostrofobik olduğuma inandırmış insanım.

''İhtiyarı daha fazla kızdırmayalım. Bu ara şirkete uğramıyorum diye heyheylerini üzerinde zaten.''

Hafifçe gülmüştüm ki Seda abartılı bir gülme sesi çıkardı. Yok arkadaş. Ben olmasam da şansı yokmuş ki bu kızın. Yavrucum o senin patronun. Patronun oğlu da olsa biri gömüyor onu şuan, bir dur demen gerekmez miydi? Ya da en azından kahkaha atmasaydın.

''Neyse işimize dönelim,'' dedi Özgür Seda'ya garip bir bakış atarak.

Profesyonelliğimi takınıp istediği dosyayı açtım bilgisayardan. İçimden Seda'ya 'Oh olsun' demeyi ihmal etmedim tabi.

Dosya ve detaylarıyla bira uğraştıktan sonra Özgür'ün yönlendirmesiyle Seda nihayet gitti kendi işinin başına. O gider gitmez kaynattık demek isterdim ama Özgür kendinden beklenmeyen bir ciddiyetle işe odaklandı. Babasından kokuyor diyeceğimde gördük adama karşı tavrını. Onun da kafasını dağıtma yöntemi iş herhalde. Aklıma bir bu geliyor. Gerçi adamın hayatının çoğu lay lay lom olduğu için işi kafa dağıtmak için kullanması normal geliyor.

Öğle molamızda birlikte yakındaki alışveriş merkezine gittik. Yine Engin Bey'i görür müyüz diye korktum ama neyse ki korktuğum olmadı. Adamın bana bir zararı yok. Hatta Ömer'in tavırlarına bakılırsa ileride dünür olacağız ama Özgür ısınamadı adama.

Yemeklerimizi yarılamışken telefonum çalmaya başladı. Arayan Koray olunca bir an heyecan yaptım. Kim bilir ne oldu. Uf, lütfen kötü haber olmasın.

''Açsana Defne.''

Kendi kendime lütfen demeyi bırakıp telefonu açtım Özgür'ün hatırlatmasıyla.

''Alo, efendim Koray?''

''Defne, müsait misin?''

''Müsaidim dinliyorum.''

Anne YarısıWhere stories live. Discover now