Bölüm 18

19.8K 1.3K 95
                                    

Bebeğin içinden çıkan deftere bir süre boş gözlerle baktıktan sonra nihayet beynim devreye girince bebeği yerine bırakıp defterle odadan çıktım. Temizlik görevlisine odaya girebileceğini söyleyip evden dışarı fırladım. Arabama bindiğimde kalbim öyle hızlı atıyordu ki bir an arabada başka birisi olsa kalp atışlarımı duyabileceğini düşündüm.

Şimdi ne olacak peki? Öncelikle defteri okumam gerek. Peki bunu Özgür'ün yanında mı yapacağım? Elimde hala sıkı sıkı tuttuğum defteri yandaki koltuğa bırakıp emniyet kemerimi taktım. Ve eve doğru sürmeye başladım.

Tabi ki bunu Özgür'ün yanında yapmayacağım. Öğrendiğimde, öğrenebilirsem, Duru'nun babasının kim olduğunu ilk onunla paylaşırım. Ama şimdi oturup da defterde ne yazdığını grup ödevi yapan çocuklar gibi Özgür'le incelemek istemiyorum. Oldu olacak kırmızı kalemle önemli yerlerin altını da çizelim.

Uff! Stres bende kafa yaptı. Deftere açıp da bakamadım bile. İçi boş bile olabilir. Ablam illa günlük tutacak değil ya kendince çizimleri bile olabilir orada. Neyse, eve gidene kadar ellemiyorum defteri. Yola odaklansam iyi olacak.

Eve ulaşır ulaşmaz odama koştum. Yatağıma oturup defteri açtım. Sanki hayatın sırrını elimde tutuyormuşçasına bir heyecana kapıldığımı hissettim. İlk sayfa boştu. İkinci sayfa ise tipik bir günlük sayfasıydı. Ablamın sağ üste yazdığı tarihten bunun 'o yaz'a ait olduğunu anladım. İçim titreye titreye okumaya başladım.

Sevgili Günlük

Bugün nihayet yazlığa gelebildik. Yazlığa gelmemizin şerefine ben de sana yazmaya başladım. Artık 18 yaşındayım. Yani yetişkinim. Kimse benim çocuk olduğumu iddia edemeyecek. Bu yaz her şeyi yapmakta özgürüm. Çok heyecanlı!

İlk sayfa birkaç satırla bitmişti. Ablamın yetişkinlik anlayışının özgürlük olması beni şaşırtmadı. Tamamını hatırlamasam da biliyorum ki ablam o yaz haddinden fazla özgür oldu. Evet, Duru benim biriciğim, onu canımdan çok seviyorum. Yine de ablamın o yaşta, ailesine bile söylemediği birinden hamile kalması... Bu bana fazla geliyor. Belki kızını arkada bırakıp gitmeseydi...

Devam edemeyip kapattım defteri. Bana acıdan başka bir şey vermiyor ki... Defteri yatağın üstüne bırakmıştım ki telefonum çalmaya başladı. Özgür daha fazla duramadı herhalde.

''Alo?''

''Defne, bugün bize gelmişsi kızım''

Arayan Özgür değil babammış.

''Gülten Teyze mi haber verdi?''

''Kimin söylediği önemli mi? Kuşlar söyledi.''

Bizim evdeki kuşlar çok hızlı uçuyor anlaşılan. Ayrıca kuşlar söyledi nedir ya? Beş yaşında mıyım ben?

''Kuşlar hangi odaya girdiğimi de söylemişler anlaşılan. Yoksa eve geldim diye aramazdın sen.''

Babamın aksine ben açık oynadım kartlarımı.

''Evet, nedenini merak ettim. Bugüne kadar hiç girmemiştin o odaya.''

''Ablamı özlemiş olamaz mıyım baba? Bir şey yapmadım odaya merak etme. Yarım saat kadar kalıp çıktım.''

''Defne, bir şey yapmadığını biliyorum odaya. Nereden çıktı bu abla aşkın merak ettim.''

''Bir yerden değil baba. İşe gitmeden uğrayayım dedim. Şimdi izninle çalışacağım.''

Babam tek kelime etmeden kapadı telefonu. Teşekkürler baba, bugün yine çok naziksin. Telefonu elimden bırakamadan tekrar çalmaya başladı. Bu sefer Özgür'dü işte. Meraklı şirin.

Anne YarısıWhere stories live. Discover now