Bölüm 42

15.2K 1K 71
                                    

Günaydın! ☺️

Sabaha kadar konuştuğumuz için ikimizde de işe gidecek güç kalmamıştı. Hatta Özgür gitmemeyi önerdi. Ben sorumluluk sahibi bir birey olarak reddettim. İstese bu işte kolayca sıyrılabileceğini daha önce deneyimlemiş olsam da sırf uykusuz kaldık diye Mehmet Amca'yı kandırıp işi asmak istemedim. Sabaha kadar beşik sallamadık sonuçta. Tamamen keyfimizden uyanık kaldık. Eski günleri anmak keyifliydi. Uyumak yerine konuşmayı seçtiğimize göre sonuçlarına da katlanmalıyız şimdi.

''Bugünü nikah işlemlerine mi ayırsak?'' diye bir fikirle geliverdi Özgür. Ben tam kendimi işe gitmeye tamamen ikna etmişken.

''İnternetten baktığımıza göre yapılacak çok iş var aslında. Bir an önce başlasak mı?'' diye düşünmeden edemedim. Tabi bunu dile getirmemle Özgür atladı. ''Evet, işlemleri bugün tamamlarsak yarın evlenebiliyormuşuz bile. Ne kadar hızlı o kadar iyi. Sonuçta Olcay'ın ne zaman dava açacağını bilmiyoruz. Hem bizim düzenimizi oturtmamız için de zamanımız olur.''

Ağzı iyi laf yapmak bu oluyor işte. Ben kendi kendimi bile bu kadar kolay ikna edemiyorum.

''Haklısın da işe de gitmemiz gerekiyor. Geçen sefer de kaytardık. Üstelik sen yalan söyledin bir de... İşlemleri gerçekleştirmek için ikimizin de bulunması gerekmese keşke... Öyle olsa en azından ben işe giderken sen işlemleri başlatırdın.''

''Ne kıymetli işin varmış Defne. Babam bu kadar hevesli değil işe gitmeye.''

Bik bik bik! Çok biliyorsun sen. Sanki kötü bir şey diyorum burada. Gerçi Özgür de kendi için istemiyor ki... Duru için uğraşıyor. Destek olacağıma sorun çıkarıp duruyorum. Sanki keyfinden diyor adam çabuk olsun diye. 

''Uff tamam! En azından arayıp haber verelim babana. Yoksa yarın Seda yine ters bir laf eder bu sefer kimse alamaz elimden.''

''Hep kıskançlığından bunlar Defne. Seda bana iş atıyor diye yapıyorsun. Bilmediğimi sanma.''

Zevzeğe bak! Başladı yine. İş atmakmış! Ben bi iş atacağım şimdi ona...

''Saçmalama Özgür. Seda ilk günden beri gıcık davranıyor bana. İlk gün dosyaları neredeyse kafama çalacaktı biliyorsun. Seninle ne ilgisi var bunun?''

Ben sinirle açıklamamı yaptım ama Özgür Bey pek takmış gibi görünmüyordu. Yanıma gelip elini omzuma koyarak ''Sakin ol günışığım, ben onunla değil seninle evleniyorum sonuçta,'' diye açıklama yaptı. Evet günışığım dedi bi de. Tam sinirlenip ağzıma geleni sayacaktım ki birden beni sinir etmek için yaptığını hatırlayıp oyununa oyunla karşılık vermeye karar verdim.

''Biliyorum bal kabağım, sorun ettiğim o değil zaten,'' dedim ciddi kalmaya çabalayarak.

Özgür önce sakince kafa sallarken birden fark edip kaşlarını çattı.

''Sensin bal kabağı! Ben burada günışığım diyorum kadın kalkmış bal kabağı diyor.''

''Aa sakin ol ballı turtam,'' diye devam ettim delirtme seansıma. ''İçimden geldiği gibi hitap etmek istedim. Hoşuna gitmiyorsa bir daha demem aşkitoşum.''

Özgür'ün ya jetonu anca düştü ya da ben aşkitoş deyince mevzuya uyandı, emin değilim. Ama dalga geçtiğimi anlayıp oyuna ayak uydurmakta gecikmedi.

''Aa olur mu böceğim. İstediğin gibi hitap edebilirsin bana. Ben aşkellamın böyle bir şeye üzülmesini istemem.''

Aşkella mı? Böcek dediğini görmezden geliyorum zaten.

Bir süre bir şey demeden baktım Özgür'e sonra anlaşmış gibi aynı anda bastık kahkahayı.

''Tamam tamam,'' dedi gülmelerinin arasından. ''İsminle hitap edeceğim sana. Zaten bir moda sokmuyorsun adamı.''

Anne YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin