Bölüm 19

20.9K 1.5K 250
                                    

Sevgililer gününüz kutlu olsun sevgili okuyucularım :)
Baştan söyleyeyim yorum istiyorum! :D

Asırlardır uykudaymışım gibi bir mahmurlukla gözlerimi açtım. Kısa süreli bir kafa karışıklığından sonra anlayabildim nerede olduğumu. Kendi evimde, Özgür'ün göğsünde uzanmaktayım. Kafamı hafif çevirince gözlerinin kapalı olduğunu fark ettim. Ben uyurken o da mı kendini uykuya bıraktı acaba?

Onu rahatsız etmemeye çalışarak kollarından ayrıldım. Kafam karmakarışık. Bir şeyleri yoluna koymak için önce ablamın günlüğünü okumayı bitirmem gerek. Bu zamana kadar Duru'nun babasının kim olduğunu öğrenmeyi hiç bu kadar istememiştim. Ama şimdi... Kafam Özgür'le öylesine dolu ki... Nasıl böyle oldu anlayamadım. Bir öpücüğüyle mi aldı beni etki alanına yoksa şimdi kollarında uyuyup kokusunu soludum diye mi onla bu kadar doldu aklım? Uyurken ki halini gördüm diye mi bu yüzümdeki şapşal ifade?

Kendine gel Defne! Özgür'le olamazsın. Duru'nun babası o olsa da olmasa da... Ablanın hoşlandığı hatta öptüğü kişiyle olacak değilsin. İyi bir abla olamasa da o bunu sana yapmazdı değil mi?

Odada daha fazla duramayıp kendi odama ilerledim. Derin bir nefes alıp defteri fırlattığım yerden alarak en baştaki pozisyonuma geçtim. Kendi kendimi okumamaya ikna etmek üzere olduğumdan aceleyle defteri açtım. Geçirdiğim her saniyeyle defteri yakma dürtüm artıyordu çünkü. Fakat kaçmakla olmaz. Kalıp savaşacağım. Defteri okuyup gerçeklerle yüzleşmem gerekiyorsa bunu yapacağım.

Sevgili Günlük;

Hayat gerçekten güzel, bu yaşta olmak daha da güzel... Yaz tatili süper! Kısacası mutluluktan ölesim var. Hemen anlatmaya başlıyorum. Koray'la konuştum bugün. Şişe çevirmece olayından sonra Özgür'ü sıkıştırıp hoşlandığı kızı öğrenmeye çalışmış. Özgür de ona öyle bir şey olmadığını oyunda yalan söylediğini söylemiş. Yani rahatlayabilirim. Hoşlandığı biri yoksa da artık olacak. Zaten benimle çok iyi geçiniyor. Hoşlandığı kişi belki de benim ve o Koray'a bunu açıklamak istemedi. Her şey olabilir. Ayrıca bugün hep birlikte dondurma yemeye gittik. Benim ve Defne'nin dondurmasını Özgür ısmarladı. Çok hoş bir hareketti bence. Kesin benden hoşlandığı için böyle yaptı. Ayrıca benim yüzümden Defne'ye de ısmarlamış oldu ki o Defne'yle hiç anlaşamaz. Sırf benim kardeşim diye yaptı bence. Yoksa yapmazdı. Gerçi Olcay da Defne'yle bana ısmarlamaya kalktı ama... Aslında istese Defne'ye sen ısmarla da diyebilirdi. Neyse neyse gereksiz ayrıntılarda boğulmaya gerek yok. Ne de olsa keyfim yerinde.Dondurmacıdan sonra hep birlikte kayalıklara gitmeye karar verdik. Babam oraya gitmemizi pek iyi karşılamadığı için benim küçük kardeşim ödleklik yaptı. Gelmek istemedi. Neredeyse ağlayacaktı. Çok saçma. Sanki orada kesip yiyecekler onu. Alt tarafı biraz yüksek bir yer. Tek yapması gereken normalden biraz daha dikkatli olmak. Aslında ben ona boş verip eve dönmesini söylemiştim. Ama bizimkiler ısrar edince dayanamadı peşimizden geldi o da.

O günü hatırlıyorum. Ablamların peşinden gitme sebebim Özgür'ün beni yine sinir edip bana meydan okumasıydı. Kelimelerini tam hatırlamasam da küçük olduğum için onlarla gidemeyeceğimi vurgulayan laflar etmişti. Ben de hırslanıp düşmüştüm peşlerine. O kayalıkların manzarasının bambaşka olduğunu hatırlıyorum ama... Bi de o zamanlar Olcay'dan hoşlandığımı... Henüz ergen sayılabilecek yaştaydım ve gruptan bana iyi davranan tek kişi Olcay'dı. Genelde beni koruyan, nazik davranan biriydi. Şimdi neye benzediğini bile hatırlamakta zorlanıyorum ama o zamanlar aşıktım güya işte. Gerçi ben hiçbir zaman aşkımdan ölmedim de onu görünce heyecanlanıyordum işte. Kendimce triplere giriyordum. Çevremde bana insan gibi davranan tek erkek o olunca... Özgür zaten malum... Bir de Koray vardı. Onun genelde pek umrunda olmazdım. Varmışım yokmuşum ilgilenmiyordu. Özgür gibi ezmiyordu da tabi ama...

Anne YarısıWhere stories live. Discover now