Bölüm 6

35.6K 1.5K 116
                                    


Bugün perşembe. Perşembe günü iş başı yaparak farklılığımı bir kez daha ortaya koyuyorum. Ya da Özgür ve Mehmet Amca farklılıklarını ortaya koyuyor. Hayır gelmişiz perşembeye, beni bırak iki gün daha kafa izni yapayım pazartesi başlayayım. Ama yok! Zaten dün babamla tartıştık bugün şirkete gitmeyi bırak yataktan çıkmak bile istemiyor canım.

Babamın derdi zaten belli. Niye bizim şirkette çalışmıyorum diye bir kez daha sordu. En son benim sağlıklı düşünemediğimi söylüyordu telefonu kapatırken. Of, bir de Özgür'ü göreceğim değil mi ben şirkete gidip? Hangi kafayla kabul ettiysem zaten onun asistanı olmayı... İyi davranacağım diye söz verdi güya ama Özgür'den bahsediyoruz sonuçta. Bir gün iyi davranır iki gün iyi davranır üçüncü gün ilk iki günün de acısını çıkartacak bir işkenceyle döner.

Neyse neyse evrene negatif mesaj yollamıyoruz. Pozitif düşünüyoruz ki pozitif olsun. Her şey yolunda. Her şey iyi. Her şey güzel. E peki benim niye suratım asık, diye soruyor insan. Anlaşılan başaramayacağım ben bu mesaj gönderme işini. Mesaj göndermeyi boş verip en iyi gülümseme yoluna başvurmaya karar verdim ve soluğu Duru'mun yanında aldım. Küçük meleğimin her zamanki gibi uykuculuğu üstündeydi. Bir gün ben de ellemeyeceğim geç kalacak o zaman görecek uyumayı da teyze yüreği işte... Kıyamıyorum ki kuzucuğuma...

''Duru, hadi uyan artık.'' dedim elimi omzuna koyup hafifçe sarsarken.

''Iıh!'' gibi bir ses çıkardı.

''Hadi ama Duru. Kalkman gerektiğini biliyorsun. Okul var.''

Tekrar mırıldandı. Anlaşılan kalkmak gibi bir niyeti yok hanımefendinin. Mecburen tekrar sarstım.

''Hadi Duru!''

''Çok hastayım. Gidemeyeceğim okula.'' dedi gözleri yarı açık.

Elimi alnına koydum hemen. Ateşi falan yoktu. Beni kandırıyor aklı sıra hanımefendi. Bu numarayı üç-dört günde bir denemese belki inanırdım ama...

''Pekala, öğretmenini arayıp bugün gelemeyeceğini söyleyeceğim. Sanırım hastasın.''

''Hıhı.'' dedi yarı uykulu yarı uyanık. Hemen ikna olduğumu düşündü tabi.

''Tüh! Keşke hasta olmasaydın. Bugün işe gitmeyeyim, birlikte alış verişe çıkalım diyecektim sana. Biliyorsun Özgür'ün yanında çalışacağım ve hiç istemiyorum. Hastayım deyip asardım ve... Ne yazık ki sen gerçekten hastasın.''

Beni oyun oynamaya mecbur bırakıyorsun Duru. Seni kandırmak istemiyorum ama bir kere olsun vaktinde kalkmıyorsun ki teyzecim.

Gözleri açılır gibi oldu.

''Gerçekten mi teyze?''

''Ne önemi var? Sen hastasın. Ben bugünü asmaya kararlıyım. İşe gitmemek için bahane üretmeme de gerek kalmadı Duru hasta diyeceğim.''

''Gitmeyecek misin işe gerçekten?''

Cümle kurmaya başladığımıza göre açılmaya başladık ha?

''Evet, ama bu günü evde de geçiremem Duru. Evde tek başına kalabilirsin değil mi? Özgür kontrol etmek için eve gelirse bana ilaç almaya çıktı dersin.''

''Teyze!'' dedi tam ben odasından çıkarken.

''Efendim canım? Bir yerin ağrıyorsa ilaç verebilirim çıkmadan.''

Yatakta doğruldu.

''Hasta değilim. Şaka yaptım yalnızca.''

Biz ona halk arasında yalan söylemek diyoruz ama...

Anne YarısıWhere stories live. Discover now