Bölüm 32

17.5K 1.1K 50
                                    

Yeni bölüm günümüz: Pazar 😊

Peki ben Özgür'e Olcay'ın sunduğu teklifi nasıl anlatacağım?

Uyandığımdan beri aklımda dönen tek bir düşünce var. Uyandım, yatakta uzanıp tavanı izliyorum. Kalkmaya hazır değilim.

Gece bir şekilde geçiştirdim ama bugün, özellikle şirketteyken, hiç kaçamayacağım. Sonra da Özgür gidip vuracak Olcay'ı. En azından Olcay'a vuracak o kesin.

Ben hiç kimse ölsün mölsün istemem.

Ne olacak şimdi? Ama bunlar da hep Özgür'ün işgüzarlığı. Al sana baba! Gördük babayı hep birlikte sayesinde.

Ben söylenirken hissetmiş gibi Özgür girdi içeri.

''Günaydın uykucu. Kalk bakalım, kahvaltı yapacağız. Hazırladım bile.''

Ya sen mükemmel misin?

''Geliyorum şimdi, Duru'yu da uyandırabilir misin?''

''Tamamdır, peri kızı bende.''

Özgür odadan çıkınca yüzümde aptal bir sırıtışla kaldım. Az önce Özgür'e müstehak diye esip gürlüyordum değil mi? Pişmanım. Ama Özgür de hep böyle değildi ki. Şu son zamanlarda bir melek çıktı adamın içinden. Bir de bu akşama planlarım var diyordu kim bilir neler düşünüyor, nasıl eğleneceğiz.

Şirkete uygun bir şeyler giyip mutfağa geçmiştim ki Duru'yu pijamalarıyla otururken buldum.

''Kuzucuk hazırlanmamışsın.''

''Neye hazırlanmadım?'' diye şaşkın şaşkın baktı yüzüme.

''E üstün. Pijamalarlasın.''

''Ya sonra değiştiririm. Ne acelesi var ki?''

Saat çok erken de ben mi kaçırıyorum diye saate bakmamla kriz geçirmem bir oldu.

''Saati gördünüz mü? Okulu kaçırdık. İşe de feci geç kaldık. Hazırlansanıza hâlâ kahvaltı derdindesiniz bi de,'' diye iki şaşkını da azarlamıştım ki bir süre sessiz kalıp sonra kahkahayı patlattıklarında asıl şaşkının ben olduğum çıktı ortaya.

''Bugün cumartesi, sen günleri de mi şaşırdın Defne? Kıyamam,'' diye fırsattan istifade yanaşan Özgür'e tam sırnaşıyordum ki aklıma gelenle taş kesildim. Bugün cumartesiyse dün cumaydı. Cuma.

Hiçbir şey söylemeden mutfaktan aceleyle çıkıp odama koştum. Telefonum kapalıydı. Şarjım bitmiş. Yine. Önceden şarjı ellinin altına düşünce bunalıma giren biriydim ben. Şu aralar telefonun varlığından haberdar değilmişim gibi davranıyorum.

Aceleyle şarja takarken Özgür'le Duru peş peşe girdiler odaya.

''Ne oldu Defne?''

''Dün babamlara gitmemiz gerekiyordu. Birkaç gündür kafam zaten karışık bir de Olcay kapımızda bitince ben tamamen unuttum. Görüyorsunuz günlerin bile farkında değilim.''

''Oley be!'' dedi kedicik. Tabi dedesine gitmeye o kadar bayılıyor ki...

''Arar söylersin Defne. Koskoca kızsın, azarlayacak değil ya.''

Babamın gözünde öyle olduğumu sanmıyorum. Ona göre hâlâ korumaya muhtacım. Ayrı eve çıktığımız için bile halen kızgın zaten. Cumaları uğrayarak anca kurtuluyordum dilinden. Bir kere aksattım ya yanlarına taşınma mevzusu tekrar çıkacak gün yüzüne şimdi. Harika.

Telefonumun açılmasıyla cevapsız aramalar da gün yüzüne çıktı. Bir süre arandıktan sonra bitmiş şarjım anlaşılan. Çünkü ardından da kapalıyken arandığıma dair mesajlar gelmeye başladı. Babam konuşmak istemediğim için yüzüne kapattığımı düşünecek. Hah! Mükemmel ya! Ben de hayatımda biraz daha sorun olsun, bunlar az geldi diyordum. Şimdi babam çıktı başıma kadro tamamlandı.

Anne YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin