Bölüm 1

75K 2.2K 220
                                    

An itibariyle hep birlikte yeni bir yolculuğa çıkıyoruz arkadaşlar :) Bu yolculukta da yanımda olmanız dileğimle, iyi okumalar...

Anne Yarısı

''Duru, biraz daha kalkmazsan okula geç kalacaksın.''

''Kalktım teyze ya, uf!''

Şuna bak. Bir de bana kızıyor bücürük. Sanki benim için gidiyor okula.

Hii! Git gide anneme mi benziyorum ne? Az önceki cümle gayet onun tarzıydı da... Hah, tabi benzerim! Daha yirmi iki yaşında gencecik bir kız olmama rağmen yedi yaşındaki bir bacaksızla baş etmeye çalışıyorum. Okulu, yemesi, içmesi, aman başına bir şey gelirse diye telaşlanması... Resmen on yaş attım Duru Hanım sayesinde. Ne on yaşı ya kırkıma merdiven dayadım resmen.
Tamam abartmayayım. Otuz iki falan olmuş olabilirim.

''Pembe hırkam nerede?''

Hıh, her sabahki rutinlerimizden birini daha gerçekleştirdik. Genelde çorabını bulamazdı ama bu sefer büyük oynayıp hırkasını kaybetti hanımefendi.

''Duru beni oraya getirtmeden hırkanı bulman için on saniyen var. Aksi halde dilimden kurtulamayacaksın.''

''Gelmen gerekiyor teyze. Her yere baktım bu sefer. Bu çorabımın teki değil ki görmeyeyim. Kirlide falan herhalde.''

Mecburen elimdeki çatalları hızlıca yerleştirip odasına ilerledim.

''Eğer hırkayı ben bulursam masayı kurma işi senin Duru.''

''Bu sefer bulamayacaksın teyze.''

Ben olsam o kadar emin olmazdım küçük hanım. Daha bu sabah yeniden karar verdim annelik yetenekleri kazandığıma. Her sabah bir şeyleri bulabildiğime göre bu sabah da hırkayı bulabilirim.
Aklıma ilk gelen yere doğru ilerledim ve dolabını açtım. Beyaz hırkasının hemen yanında asılıydı işte. Hayır, bu kız gerçekten kör bence. Tekte buldum yahu!

''Göz doktoruna gitme zamanımız geldi Duru. Tabi önce kahvaltıyı hazırlıyorsun.''

''Teyze o orada mıydı? Nasıl buldun ya! Ben kaç kere baktım dolaba.''

''Senden saklanmış demek ki kuzucum. Beyaz hırkanın arkasına girmiş görünmemek için.''

''Beyaz hırka mı?''
''Şurada asılıydı işte Duru.''

''Ya ben askılara bakmadım ki... İnsan oraya mı koyar onu teyze?''

Bak bir de koyduğum yeri beğenmiyor hanımefendi.

''Haklısın canım, onu kitap dolabına falan koymam gerekiyordu değil mi? Bilememişim.''

Kıkırdayarak geçti mutfağa hanımefendi. Ben de odasını toplamaya başladım.
Yedi yaşındaki bir kız çocuğu eşyalarından ne istiyor olabilir?
Belki de ben fazla takıntılıyımdır. Bilmiyorum. Bana batıyor resmen. Dolapların içi neyse ama görünürde olan her yer derli toplu olsun istiyorum. Yerde kalemin işi ne mesela? Ya da o kitap niye pelüş ayının kucağında duruyor? Duru kendince bir dekorasyon oluşturmuş anlaşılan. Ah, ne olurdu azıcık bana çekseydi! Eh, benim kızım olsa bana çekerdi tabi. Ablamın kızı olunca onun gibi dağınık oluyor tabi. Dağınıklıkta mı genetik acaba cidden? Ya başka özellikleri de çekerse? Ben ablam gibi bir kızım olsun istemem ya... Evet, çok ayıp böyle düşünmem biliyorum. Hele ki ölünün arkasından böyle konuşmak... Ama... Ablam gittiğinden beri Duru'ya ben bakıyorum. O benim kızım oldu artık. Bazen gerçekten de kendimi kaptırıyorum bu annelik oyununa. Şimdi de ablamın kızının ablama benzemesinden korkuyorum işte. Ne saçmalık! Tabi ki ona benzeyecek.

Anne YarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin