Bölüm 7

29.2K 1.4K 120
                                    

Bütün okuyucularıma selamlar :)
Gerçekten elimden geldiğince bekletmeden yayınlıyorum bence aralarında çok zaman farkı yok bölümlerin, sizi üzmemeye çalışıyorum :) siz de beni üzmemek için yorum yapmaya ne dersiniz?
-Gaye

Cuma günleri güne mutlu başlayan insanlar vardır hani, sonraki iki günün tatil olduğunu bilip mutlulukla kucaklarlar cumayı... Aslında ben de onlardandım. Ama ne zamanki babam cumayı aile toplanma günü yaptı benim mutluluğumu da söküp aldı.

Niye cumaları toplanıp yemek yemek zorundayız ki? Hayır gerçek bir aile olabilsek amenna ama...

''Duru! Uyandın mı,'' diye bağırarak Duru'nun odasına girdim. Her sabah olduğu gibi uyuyordu hanımefendi.

Bir kere de uyanmış ol da beni şaşırt be Duru. Bir kerecik...

''Kuzucum, güzel bir cuma sabahına merhaba de hadi,'' deyip farklı bir giriş yaptım bu defa ve şaşırtıcı bir şekilde gözlerini açtı Duru.

''Teyze, bugün Özgür Abi'yle dışarı çıkacağız değil mi? Üstelik dedemlere de gitmeyeceğiz. Bu en güzel cuma!''

Ne? Ben bunu nasıl unuttum? Kendimi tebrik etmek istiyorum gerçekten. Gerçi Özgür'ün suçu. Benim konuşmama fırsat bile tanımadı ki oduncuk. İtiraz edemeden gitti evine.

''O kadar emin olma Durucum. Bugün Özgür'e söyleyeceğim yemekten sonra çıkarız dışarıya.''

''Ama çok kötüsün.''

Dudaklarını büzdü ardından da... Elimden bir şey gelmiyor ama... Biliyorum ki babama akşam gelmeyeceğiz desem dudaklarını büzmeyecek, ağzına geleni sayacak bana.

''Dedenin cuma günleri yaptığımız aile yemeği konusunda hassas olduğunu biliyorsun canım. O yüzden dişini sıkacaksın biraz. Hem fazla oturmuyoruz zaten biliyorsun. Duru'nun ödevleri var derim kalkarız tamam mı?''

''Hiç gitmesek daha mutlu olurdum ama... Tamam neyse, idare edeceğim artık.''

Allah'ım şunun büyümüş de küçülmüş hallerine bak! Teyzesinin bilmiş kedisi.

''O halde üstünüzü değiştirip mutfağa geliniz Duru hanımcığım. Ben de kahvaltıyı hazırlayayım.''

''Tamamdır.''

Kahvaltımızı sorunsuz halledip Duru'ya tembihlemelerim sonucu hiçbir şey unutmadan evden çıkabildik.

İş yerine vardığımda Özgür odasında değildi. Ben de dün yarım bıraktığım dosyaların başına geçtim.

On- on beş dakika geçmişti ki Özgür kapıda göründü.

''Günaydın Defne.''

''Günaydın Özgür Bey. Bu akşam babamlara gideceğiz yemeğe o yüzden anca yemekten sonra bir şeyler yapabiliriz. Aklımdayken söyleyeyim hemen.''

''Hey hey sakin ol! Tamam, önce babanlara gideriz oradan çıkarız dışarı.''

Pardon? Ben gideceğiz derken Özgür'ü kapsayan bir cümle kurmak istememiştim.

''Gideceğiz derken Duru ve beni kastettim. Her cuma yaptığımız bir şey de ailecek yemek yemek.''

''Ha ben davetli değilim yani? Çok kötü bir çalışansın Defne.''

Oysa sen kusursuz(!) bir patronsun Özgür.

''Tamam, o halde şöyle yapalım. Bu seferlik böyle olsun. Bir ara sizi ve ailenizi de ağırlarız akşam yemeğinde olur mu?''

Tek başına senin olmandansa anne ve babanı da alıp aileler arası bir yemeğe çevirebiliriz bunu Özgür. Daha az sıkıntı çıkarmış gibi geldi de...

Anne YarısıWhere stories live. Discover now