57 | baby's coming

202 35 7
                                    

Küçük bir kız çocuğuydum.

Büyüdüm.

Harry konserden konsere koşuyordu. Bense son birkaç aydır evdeydim. Hastaneye sadece bebeğimin gelişimini öğrenmek için gidiyordum. Hayatım daha çok pembeden ibaretti. Pembe atletler, pembe elbiseler, pembe battaniyeler... Tabii ki şaka yapıyorum. Babası ve ben kızımızı hayatın her rengine her renkle hazırlıyorduk. Mavi ve sarılar, kırmızı ve morlar...

Konserlerin sıklığı iki günde bire düşünce eve de uğramaya başlayan  Harry'yi daha yorgun görmeyi bekliyordum doğrusu. Tahminlerimin aksine ışıl ışıldı. Sanki sahne onun doyamadığı bir hayat pınarıydı. Bana bitmeyecekmiş gibi gelen uçuşlar onu hiç rahatsız etmiyordu. Birkaç tanesi dışında konserlerine gidememiştim. Londra'dakilere kolayca gidebileceğimi varsayarak kendimi avuttum.

O yokken evden ayrılmadım. Anne neredeyse her gün geliyor ve çoğunlukla benimle kalıyordu. Annemlerin uçak bileti hazırdı. Gemma bir yandan Ruby'yi büyütüyor, bir yandan benim hazırlanmama yardımcı oluyordu.

Kızımızın hareketlerini artık rahatça hissedebiliyordum. Artık daha kolay ağlıyor, Harry'yi daha çok özlüyor ve daha çabuk acıkıyordum.

Eski hastanemdeki arkadaşlarımın sosyal medya paylaşımlarından Richard'ın döndüğünü görmüştüm. Bu da Harry eve gelip beni sakinleştirene kadar ağlama krizini atlatamamama yol açmıştı. Daha sonra sözsüz bir anlaşmayla bu konuyu unuttuk. İlk bebeğimi düşürmenin ağırlığını üzerimde tekrar hissedemeyecek kadar hamileydim.

Bir sabah oldu.

Harry konser için New Jersey'deydi. Evde yalnızdım. Tanrı aşkına, kocam dünyanın öbür ucundaydı ve birkaç saat sonra konseri vardı! Karnımda tuhaf bir ağrıyla uyandığımda ufak bir heyecan pırıltısının tenimdeki tüm tüyleri ürperttiğini hissettim. Ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyordum ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Doktorumu aradım. Joe bana hastalarına konuştuğu gibi sakin ve sinir bozucu bir umursamazlıkla konuşuyordu. Arkadaşım olarak ne kadar heyecanladığını tahmin edebiliyorum, hadi ama o Joe'ydu, buna rağmen soğukkanlılığı için onu içimden tebrik ettim. Tabii ki bu salondaki koca koltukta tek başıma oturup streslice karnımı ovuşturmama engel olmadı.

Dayanamayarak Harry'yi aradım. Onu panikletmemek için bir şey söylemeyecektim tabii. Doğuracağım sanıp kalkıp gelirdi ve sonra doğurmazsam konser boşu boşuna iptal olurdu.

İlk çalışta açtı.

"Günaydın sevgilim."

"İyi akşamlar karıcığım."

Saat farkını bir an için unutmuştum. İkimiz de kıkırdadık. Sesini duyunca çenem yine titremeye başlamıştı. Saçlarını koklamak ve sakinleştirici kokuyla uykuya dalmak istiyordum. Neden yapamıyordum ki?

"Seni aramak için uyanmanı bekliyordum. Bugün erkencisin?"

Buruk sesimle konuştum. Tamamen özlemdendi.

"Karnım ağrıyor Harry!" 

Harika. Onu korkutmuştum. Güya ona çaktırmayacaktım değil mi?

"Hemen geliyorum-"

"Saçmalama Harry! Joe ile de konuştum. Kesin bir şey yok-"

"Nasıl hissediyorsun peki?"

"Daha önce hiç böyle hissetmemiştim."

Ve tabii ki, o gün gelmişti. Kocamla konuşurken yavaşça altımdaki ıslaklıkla yerimde kıpırdandım. Elim bol elbisemin eteğine, oradan da iç çamaşırıma gitti. Kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum.

Şoku atlattığımda telefonun diğer ucundan bana seslenen Harry'ye cevap verdim.

"Sevgilim, sanırım konseri iptal etmen gerekecek."

Galiba bir şeyi düşürmüştü, gelen seslerin ve gevelediği bir küfrün ardından hızla toparlanmaya başladı. Aynı zamanda beni soru yağmuruna tutuyordu. Ona hastaneye kendim gideceğimi söylediğimde bana deli muamelesi yapmış ve daha sonra beni annesinin götüreceğine ikna etmişti. Aramaya annesini de ekleyip onu da telaşlandırdı, yani haber verdi, bense telefonu sıkıca tutarak üst kata çıkıyordum.

Harry havaalanına gidince ancak kapatmıştı telefonu. Ben gayet sakindim. Önce duşa girdim. Sonra giyindim. Bunların hepsini çok yavaş yapıyordum. Doğum çantamız hazırdı önceden. Harry ile o klasik provayı gerçekleştirememiş olsak da bir köşede duruyordu işte. Birkaç eşyayı daha aldıktan sonra alt kata indim. Anne gelmiş olmalıydı, kapı çaldı.

Kapıyı açtığımda bana kocaman sarıldı. Eliyle karnımı okşadı.

"Kızımız geliyor!"

Heyecanla kafamı salladım. Bunu birisinden duymak gözlerimin yaşarmasına neden olmuştu.

Anne pratik hareketlerle evden almamız gereken şeyleri aldı. Üst kattan çantamızı da aldı ve evden çıktık.

Güzel bir kasım sabahıydı. Birkaç saat içinde hayatımdaki kasım sabahlarının en güzeli olabilirdi.

***

kısa olduğunun farkındayım, bunu bir ısınma olarak düşünün canlar. uzun zamandır yazmiyordum.

öbür bölümde görüşelim canlar 💌

çok uzun zaman oldu farkındayım. sınavı atlattım şükür artık yazmaya dönmek istiyorum. melody'yi baştan sona kadar okumadan önce çok büyüdüğümü, yazdıklarımın çok utanç vereceğini düşünüyordum ama az utanç verdi, çok da kötü değildi kdkdks bu bölümü sabaha karşı atıyorum, devamını sabaha yetiştirmeye çalışacağım. hâlâ okuyan arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. benim için anlamı büyük.

ve hiçbir şey değişmedi, ben hâlâ sana çok aşığım

Melody | Harry StylesWhere stories live. Discover now